Niye gitmek istiyorsun ki? İyi bir işin var, özgürsün, hesap vereceğin kimse yok, evin, araban var, güzelsin. Niye gitmek istiyorsun ki? Neden keyfine bakıp, gününü yaşamıyorsun? En sonunda bir karar verir, evlenirsin, yuvan olur, herkes gibi yaşarsın, şükür de biraz…
Niye sığamaz oldum ben buralara? Sen kariyerini bırak, dil öğreneceğim diye bahane uydur kendine/herkese, kaç. İşini gücünü bırakıp, çocuk bakmaya kim gider Allah aşkına elin memleketine? Bu kadar asi ruhu ne diye zora sokarsın anlamıyorum. Kendimi anlamıyorum, kimseye de anlatamıyorum. Çiviyi çivi söker mi? Haydi o zaman dilini bilmediğin yere, daha da yalnız kalacağın yerlere git. Dışarıdaki zorlukların acıtması, içimde birikenlerin acısını geçer mi sanki? Yahu biraz kanasın, oyalasın beni. Düşünüp kıvrandığım, beklediğim usandığım ne varsa bir süreliğine uzak kalsın benden…
…
Gece yolculuğundan sonra sabahın yedisinde İstiklal caddesinde yürüyorum. Biraz tedirginim aslında, kalabalık olur burası hep şimdi tenha. Korkuyorum ama hoşuma gidiyor korkmak, kendimi tartmak hoşuma gidiyor. Konsoloslukta sıraya girmiş bile vize alacaklar. Yurt dışı bağlantımı yapan ajans aynı gün alırsınız dedi. En iyi ihtimal akşama kadar buralardayım, kendimle kaldığım zamanları bazen hiç çekemiyorum. Biraz böyleyim bu aralar, bitse de hemen gitsem.
Sabah ilk görüşmeden sonra, serseri mayın gibi dolaştım İstiklal’de, ama dışarıya hiç belli etmedim. Cool cool, çok aklı başında durdum, pasajlara girdim, sergileri gezdim, çok şık bir kafede kahve ısmarladım kendime, limonlu cheese cake de yedim galiba. Bak iyi geldi, güzel geçti gün, kendimi eğlemeyi becerdim yine, en iyi yaptığım şeyi… Yalnızlık uzmanı ne olacak! Sabah yedide geldim, öğleden sonra üçte işim bitti. Gidilecek yerler var, kalabilirim ama yok, bir an önce döneyim.
…
Yoruldum, gecenin üçünde evdeyim. Kafası karışık, canı sıkılan birinin ilacı yorgunluktur, uykudur. Organik yorgunluk, organik uyku…
İnsanlar açık söylemiyor ama ben anlıyorum, deli diyorlar bana. Ama doğru, çok akıllı olmayı doğru bir şey bulmuyorum zaten. Bunun bir derdi var diye düşünenler de haklı. Yaptığım şey dağın tepesine çıkıp haykırmak gibi. Evet kaçıyorum, rahatı bırakıp bilinmezin içinde kendimi bulmaya gidiyorum. Ne yapayım, benim payımda zor var, mücadele var.
Bavuluma seccademi, tesbihimi, yeni aldığım Kur’an’ımı koydum ilk önce, ruhumun erzağını yerleştirdim özenerek. Nasılda ağlamak istiyorum aslında, en sevmediğim yanlarımdan biri bu, erkekler gibi az ağlıyorum. Gömülüp, göz yaşlarımla ıslattığım yürek var mı? Kendi kendine ağlamak, ağlamak sayılmaz mı? Bir kararsız ol, bir vazgeç, yok. İnatçı, en sevdiğim taraf da bu ya…
Cesur hallerin güzel, artık denizlere açılmayan köhne ve unutulmuş tekneler gibi durma hayatın içinde. Mantık arama, sebep arama, içindekinden başka yardımcı arama. Mahsun durma, yakışıyor ama öyle durma. Geç oldu, sabah çok erken kalkacaksın. Yolculuk var, zor yolculuk, uzaklara hem de. Yabancı bir yerde, kendini biraz daha tanımak için miller boyu yol alacaksın kendine doğru… Yalnız tekne, hazır mısın?
28 Eylül 2016, 07:42
Kaleminize sağlık. Devamı gelecek mi? Sevgilerimle,
28 Eylül 2016, 07:42
Hepimizin içinde bir yalnızlık var. Lakin bu insanlardan uzaklaşarak olacak bir şey değilmiş. Bu sefer de düşünceler bırakmıyor insanı. Belki de kalabalığın içinde bir köşeye çekilip bunun tadını çıkarmalı.
28 Eylül 2016, 07:42
Gittiğimiz yere kendimizi de götürmeseydik iyiydi. Belki böylece gerçekten uzaklaşmış olurduk "düşünüp kıvrandığımız,bekleyip usandığımız şeylerden." Yine düşündüren bir hikaye. Okurken kendimden de bir şeyler buldum. Teşşekkürler sevgili Begonvil Sokaağı.
28 Eylül 2016, 07:48
Teşekkür ederim Sevgili Bi'Blog, devamı olacak galiba, bana da öyle geliyor. Selamlar…
28 Eylül 2016, 07:50
Kalabalık içinde yalnızlık keyfi güzeldir, işe de yarar ama en zoru bunu bile yapma lüksünüzün olmadığı zamanlardır..
28 Eylül 2016, 07:55
Her şeyden kaçarsın ama kendinden biraz zor. Yolculukları, yolları giderken az da olsa bir şeyleri çözebildiğimiz ya da bunu sandığımız için yapıyoruz böyle zamanlarda. Sevgilerimle..
28 Eylül 2016, 13:27
Ben yıllardır yalnız yaşıyorum.Galiba insan yalnızlığa da alışıyor.Seviyorum tek ve özgür olmayı 🙂
28 Eylül 2016, 13:29
Yalnız yaşamak tercih de olabilir, hayatın bir kesiti de olabilir her ikisinde de özgür ruhlara dokunmaz. Ama sorunlar, denklemler ya da yalnızlığı paylaşma ihtiyacında olanların hali yalnız tekne misali..
28 Eylül 2016, 16:13
Kaçar gibi gittiğimiz yere kendimiz düşünce yolculuğuyla çoktan gitmişizdir. Bizi karşılar. Tüm sorunlarla da gidilse, yolculuk ve yeni mekan ruhuyla bir nebze de olsa onarıyor bence.
28 Eylül 2016, 16:19
Haklısınız, yolculuk hali ve yeni mekanların onarma becerisinin umudu da sebeb oluyor kaçışlara. Ama bilinçli ama değil payı var bunların. Geride hiç bir şeyi bırakmadığımızı her şeyin bizimle geldiğini biliriz de tedaviye gider gibi umutla kaçarız. Dışarıdan tedirgin edicidir ama kaçan bazen aksine emin ve huzurludur. Sevgilerimle..
28 Eylül 2016, 20:19
Ne demiş Mecnun ki Mecnun deli demek, asıl adı Kays, "Deneyin Mecnun'a deli; herkes göna göna deli"!
28 Eylül 2016, 20:23
Yoktur birbirimizden farkımız zaman zaman hep aynıyız diyorsunuz. Güzel diyorsunuz doğru diyorsunuz da Mecnun u ölçü alırsak iiin içinden çıkamayız hepten. Selam ile..
29 Eylül 2016, 08:36
hikayeniz okurken beni düşüncelere daldırdı.. çok beğendim, kaleminize sağlık =) sevgilerimle <3
29 Eylül 2016, 08:36
Ben de çok yalnız bir insanım. Hani öyle sözde değil, ciddi ciddi hiç akranım yok. Telefon listemde kimse yok arayabileceğim. Çekirdek ailem var bir tek. Tabii bu benim seçimim, yalnızlığımla zaman zaman tartışsam da sanırım böyle daha mutluyum.
29 Eylül 2016, 08:43
Beğendiğinize sevindim. Hikayelerin kısa süreliğine insanı içine alan, andan koparıp biraz gezdiren yanını ben de çok seviyorum. Sevgilerimle..
29 Eylül 2016, 08:49
Tercihler acıtmaz, sıkmaz bizi yoran her zaman dayatılan ya da payımıza düşüp razı olmadıklarımız. Yalnızlığı ben de severim, içimdeki ben kafasını çıkartır onla halleşiriz. Ama çözülecek sorunları birikmiş, anlatacak kimse bulamayanlar için hissedilen yalnızlık çoğu zaman asıl sorundan daha ağır gelir. Çekirdek yeter zaten koca ağacı taşıyan da o değil mi?
29 Eylül 2016, 10:46
Bu şekilde bırakıp gitmelerin hayalini çok kurdum ama benim için imkansız artık :)) Gerçekten gidiyorsan yolun açık olsun, başarılar dilerim 😉
29 Eylül 2016, 11:42
Bazen gitmek iyidir. Nefes alabilmek için. Ama hep gitmek istemek başka bir şey.
29 Eylül 2016, 11:42
Bir kadının hayatı anne olduktan sonra farklı bir döneme giriyor. AÖ AS (anne olduktan önce ve sonra) Bırakıp gitmeler, kaçmalar, kesin dönüşler hepsi dışarıya doğru AÖ de olur ama AS de içine doğru yolculuk yapabiliyorsun ancak. Hikayeler içine daldığımız, yerine koyduğumuz, andan kopup tekrar yerimize oturduğumuz kısacık molalar? Sizin yazdıklarınızı biliyorum, bana katılıyor musunuz? Son cümlenin son kısmını aldım başım üstüne, sevgiler..
29 Eylül 2016, 11:48
En denişmen, maceracı ruhlu olanlar bile doğru kişi, doğru yerde sabitleniyor. Savrulmalar, kopmalar hep şartlardan yoksa hep bir yerlere gideyim çok da sağlıklı değil, puzzle bile yapınca bozulunca bir tuhaf oluyoruz. Hayatımız sık yapbozları kaldırmıyor.
29 Eylül 2016, 15:34
Bir insanın içinde huzuru yoksa kaçsa başka yerlere de gitse yine bulamayabilir. Allah yardım etsin bakalım. Değişik bir yazı olmuş. Sevgiler
29 Eylül 2016, 15:37
Huzur sahibi olmak en büyük nimet, hep bulutlu bir ruh hali kolay değildir herhalde. Kaçanlar ya da gidenlerin hepsi huzursuz değildir ya da huzur bulmak için gitmiyordur sanırım. Her gidene sorsan farklıdır, milyon tane gerekçe. Hikaye dolu hayatlar etrafımızda. sevgiler..
30 Eylül 2016, 19:52
Ah Begonvilli hatun, tam da yollara düşmüşken, yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmaya çalışırken okudum yazını. Ben de kolay ağlamayan biriyim. Gamlı değil, güçlü olmalı derim hep ama ağlamalı insan aslında. Ağlamalı ki yeni kapılar açılsın. Allah bizi, hayırlı yerlere yöneltsin, razı olacağı ameller işlemeye muvaffak eylesin. Sevgilerimle ❤
30 Eylül 2016, 19:56
Amin, yüreğine sağlık. Hayr olsun nereye böyle? Bir an seni artık göremeyecek miyiz diyesim geldi, sonra dedim hele dur bir öğren üstelik zaten birbirimizi görmeden arkadaş olmuşuz, köprü kurmuşuz. Zaten paylaşırsın bizlerle ama Rabbim hayırla, muhabbetiyle beraber hep yanında olsun nerede olursan. Çok sevgilerimi gönderiyorum..
30 Eylül 2016, 21:15
Teşekkür ederim
30 Eylül 2016, 21:22
İnsan hikayedeki gibi duygu ve düşünceler içinde iken içinden sık sık duyar -La tahsen, La tahsen..- Sanır ki kendi kendine moral veriyor halbuki şah damarından yakın olan üzülme diye fısıldar. Atlatırsın, ferahlarsın, güç bulursun. Ben teşekkür ederim.
1 Ekim 2016, 16:23
Ben devamlı gitmekten, devamlı yalnız kalmaktan yana değilim. Böyle bir haftalık gideceksin. Her şeyden elini etegini cekeceksin bu bir haftada. Ruhsal olarak kendini toparladın mı? Yine karisacaksin hayata.
1 Ekim 2016, 16:32
Haklısınız, ben de aynı fikirdeyim ama bazen öyle anlar, olaylar yaşıyor ki insanlar işte bir şeylerin koptuğu zamanlar. Zaten problemini olduğu yerde çözmesine destek olan birileri çoğunlukta ise bırakmazlar bir yere. Anca beraber derler. Allah kimseyi yalnız bırakmasın. Hayatın içinde sevdiklerimizle güzel günlere o zaman..
1 Ekim 2016, 20:16
Ben yalnizligi severim. Tüm hobilerim yalniz yapabileceklerim. Insanlardan mümkün oldugunca uzak duruyorum.
1 Ekim 2016, 20:20
Yurt dışında yaşadığınız için mi? Genelleme yapmak ne kadar doğru bilemiyorum ama insanlar hep daha mesafeli, soğuk diye konuşuruz ya hep. Bir de örneğin blog, üstelik siz farklı bir sirkülasyonu getiren bir çalışma içindesiniz. Yalnızlığı sevmek, küçük dünyasının insana yetmesi güzel ama çaresiz kalıp, yalnız hissetmek, bunalmak kaçmak istemek zor. Yalnızlığı ceza gibi kendine vermek zor bir karar. Selam ve sevgilerimle..
5 Ekim 2016, 13:19
Bir zamanlar benim de hayalimdi. Ama şimdi artık değil. Bir tanecik can parçası oğlumla beraber vakit geçirmek her şeyin üzerine çıkmış durumda 🙂 Ama beni alıp götürdü o günlerime, var olasınız, ne güzel aktarmışsınız hislerimizi…
5 Ekim 2016, 13:21
Anne olmak var ya, can parçaları ne büyük hamd ve şükür vesilesi. İç alemlerimizde çalkantılar olsa da onlarla sütlimanız. Var olun, sevgilerimle…