Balat’ın içinde eski günlerine dönme telaşı yaşayan çarşının adı çıfıt çarşısı… Anlamı ise karışık, türlü şeylerin bir arada olduğu yer. Bazen senin için çıfıt çarşısı deriz ya işte buradan geliyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde çoğunluğu Yahudi halkın yaşadığı bir yer, onlara verilen isim de çıfıt. Kısaca hem öznesi hem yüklemi Balat’ın içi çıfıt çarşısı.
Balat sokakları hep renkli
Tezatlar, kozmopolit yaşam, tarih, kültür izleri eski İstanbul semti Balat’ta da var. Viran hale gelmiş binaların yanında yenilenen evler, tarihi camilerin yakınında sinagoglar, tarihi yapılar, sokakları ile popüler semt kervanına katılan bir yer burası. Balat evleri, kendine özgü mimari yapısı ile hemen fark ediliyor. Bitişik nizam, genelde üç katlı, ikinci veya üçüncü katında cumbası olan evler. Kim bilir eskiden ne kadar estetik ve renkliydi bu sokaklar? Eski Balat bitti buraları yeni bir ruhla İstanbul’un değerleri arasına sokmak lazım. Yenilenen yerlerin enerjisini köhne yerlerin ağırlığı bazen bastırıyor. Her sokağına hayat gelmeli ki Balat canlansın.
Balat hem bohem hem varoş
Haliç’in kıyısına uzanmış, tepelerine tırmanmış bu semtte bazı kareler photoshop yapılmış gibi duruyor. Balat için açık hava fotoğraf atölyesi de deniliyor. Sokaklarda yalnız ya da grup halinde fotoğraf çekenler çok. Gözünüze kestirdiğiniz bir grubun peşine takılıp, semtin en popüler yerlerini gezebilir, kulak kabartıp tarih ve fotoğrafçılık bilgileri alabilirsiniz. Kimse bir şey demez, kuralcı insanların geldiği bir yer değil burası. Biraz bohem biraz varoş biraz entel biraz Asya biraz Avrupa olan tarih ve kültür kokan İstanbul burası.
Balat’ın sokakları her telden
Balat sokaklarında eski İstanbul meraklıları, turistler, fotoğraf sevdalıları, yeni Balat’ın müdavimleri, eski Balat’ın sakinleri, gençler, genç hissedenler geziyor. Eski İstanbul’u görür gibi olacağınız yapılara durup bakmadan geçemiyorsunuz, eskiciler var ama meraklısına antikacılar da burada. Bazılarında müzayedeler düzenleniyor, içeri girip izleyin ama yanlışlıkla elinizi kolunuzu kaldırmayın, en azından antika sevmiyorsanız dikkat edin, size kalabilir. Cam atölyeleri, kostüm ve dekor hazırlanan dükkanlar hatta onların önünde eline fırçayı, çekici almış iş gören tanıdık bir sanatçı siması ile de karşılaşabilirsiniz.
Cıvıl cıvıl olan yeni kafelerde sohbet var, enerji var, onları buraya getiren bir şeyler var. Balat’ın yorgun ama bir zamanların şaşaalı, elit ve entel ruhu çekiyor insanları. Yaşanmışlık yaşamak istiyor insanlar, biraz da kendinden dokunuşlar bulunca kim gitmek istemez. Ama bir semt de üç beş sokakla yeniden dirilmez, tezatları yaşayıp evine dönenlerin yanında buralarda hala pencereler arası çamaşır asıp, köhne sokaklarda yaşayanlar var.
Balat, 1988’de UNESCO’nun dünya kültür mirasına girmiş. Ya UNESCO üzerine düşeni yapmıyor ya da biz. Gezin siz karar verin…
Balat hayali yatırımcıları fazlasıyla heyecanlandırıyor olmalı ki, fiyatlar uçmaya devam ediyor. Bu işin sosyolojik tarafını da düşünmek lazım, kendini ait hissedenler de mutlu olmalı burası bizim diyenler de yabancı kalmamalı. Zorsun İstanbul, güzelsin İstanbul…
Balat İstanbul’un hangi yüzü
Balat’ın sembollerinden biri de evler arası gerilen iplere asılan rengarenk çamaşırlar. Nedense bu fotoğraflarda hep çamaşırlar renklidir, hiç mi beyazların yıkandığı güne rast gelmez bir fotoğrafçı? Söze hiç gerek bırakmayan fotoğraf ustaları var, onların karelerinde, insanların yüzündeki mimik de ya da eşyaların duruşunda yakalıyorsunuz cevapları. Buraları İstanbul’un hangi yüzü karar veremiyor insan, belki de bu çekiyor.
Balat‘ın bazı yerleri var ki Alaçatı sokakları gibi Akdeniz, Ege karışımı sıcak, rahat. Bazı sokaklarında da farklı Avrupa esintileri, ama eskiye dair izler hepsinde var. Farklı konseptlerde kafeler, dışarı taşan farklı müzikler, farklı insan tipleri… Birlikte yaşama kültürü bizi asırlar boyu bu coğrafyada güçlü kılmış. Bunu hatırlamaya ihtiyacımız var… Eski semtler hep bunu fısıldıyor, sadece kent dokusuyla canlanmasın, o eski günlerindeki ilişkiler de, hoşgörü ve muhabbet de canlansın.
Haliç kıyısından Balat’a doğru
Kendinize bir Balat günü hediye edin. Giderken deniz yolunu tercih ederseniz altın boynuz Haliç‘i de gezmiş olursunuz. Anadolu yakasında Üsküdar’dan vapura bindikten sonra Karaköy, Eminönü, Kasımpaşa, Hasköy ve Ayvansaray‘da inme vakti.
Vapur iskeleye yaklaşırken denizden de seyredin Balat-Fener sokaklarını. Görkemli mimarisiyle kırmızı mektep, Fener Rum Erkek Lisesini hemen fark edeceksiniz. Sonra kaybolun sokaklarda, bakalım neler göreceksiniz. Güzel gezdik, acıktık derseniz çıfıt çarşısında her şey var, ama köfte yemek istiyorum derseniz caddede Arnavut Köftecisi‘ne gidebilirsiniz.. İşin ehli bir esnaf lokantası, hayli ünlü tavsiye ederim. Yorgunluk çayı da dönüş vapurunu beklerken Haliç kıyısında olsun.
Görülecek daha çok yer var, o da başka sefere…
23 Eylül 2016, 22:33
Hiç gitmedim. Fotoğraflarınız iyi oldu.
23 Eylül 2016, 23:29
Güzel bir paylaşım. Balat' ta yaşamak istermiydim bilmiyorum ama çok ilgimi çekiyor. Sokaklarında gezmek tarihi binaları incelemek çok ilgi çekici geliyor bana. Selamlar.
23 Eylül 2016, 23:33
Balat'ta gezmekle yaşamak çok farklı, en azından şu haliyle. Nev-İşahsına münhasır denir ya tam öyle bir yer. Selamlar..
23 Eylül 2016, 23:34
Fotoğraflarla görmüş kadar oldum diyorsunuz. Yolunuz düşerse bir gezin her göz farklı görüyor.
24 Eylül 2016, 10:44
Zaten 12 sene boyunca bu semtte yaşadım. Fazlasıyla iç içeydim. İnsan özlemiyor değil, bir ara gidesim geldi tekrardan karış karış gezmek istiyorum. Siz de böylesine bir semti ele aldığınız için teşekkür ederim.
24 Eylül 2016, 10:44
kendimi orada hissettim sanki. istanbuldayım ama çok özlüyorum oraları. çocuklardan fırsat bulup kaçamıyorum son zamanlarda. elinize sağlık mutlu ettiniz beni…
24 Eylül 2016, 10:49
Semih Bey o zaman siz de yazın, şimdi bu kadar popüler olan bu kadar tarih ve kültür barındıran bir yeri orayı yaşamış birinden dinlemek, okumak isterim. Uzun uzun yazın, kendi adıma gidip gezmek kadar keyifli ve faydalı olur. Dışarıdan görüp, birkaç sokağını çözümlemekle ne kadar tanıyabiliriz ki. Yorumunuza çok teşekkür ederim, selamlar…
24 Eylül 2016, 10:56
Sevgili Ayşemcelife beğendiğinize sevindim, hangi yakada oturuyorsunuz bilmiyorum ama çocukları da alın, belki bir vapur sefası ile dolaşın oraları. Arada parklarda dinlenir, yorulunca arkası sonra deyip dönersiniz. Bunu neden teklif ettim biliyor musunuz? Çocukların büyümesini beklerseniz annelik nonstop ama birlikte her şeye el attın mı baştan zor oluyor ama tadından yenmiyor zamanla. Öyle güzel anılar olur.Giderseniz hem sizden de okuruz, izlenimleri. Bu arada buradan unutmadan söyleyim, yeni tasarım hayırlı olsun. Sevgiler..
24 Eylül 2016, 11:15
gelcem yine ne güzel fotolar notlar teşekkür ederiiiim 🙂
24 Eylül 2016, 11:16
Her zaman…Buralarda herkes başım üstü:)
24 Eylül 2016, 11:29
baksanaa, dünkü yazımda daaa balat vardı bak tam üstüne geldi, tesadüf oldu. ya mesela balata gidince hep diyom ki balatta geçen bir aşk öyküsü yazmalı. kız rum erkek türk filan gibi. ya semih arkadaş balat anılarını yazsın tabii 🙂 gelcam yineee 🙂
24 Eylül 2016, 11:34
Ben bazen sadece fotoğraf üzerinden yazıyorum hikayeleri, fotoğrafa vuruluyorum mesela alıyorum sıfırdan başlıyorum. Balat'ta da dolaşıp, vurulup yazabilir insan. Öyle olunca çok sahici oluyor. Yazarken insanın merak etmesi çok keyifli.Bir foto bir hikaye, projeler böyle böyle oluşuyor spontane, hayatın iksiri doğallık başka bir şey değil…
24 Eylül 2016, 22:32
İstanbul istanbul bağrında neler saklıyorsun. Adım adım gezmeyi istiyorum istanbulu.
24 Eylül 2016, 22:37
İnşaallah..Çok beğenirsiniz ama belki trafiği aklınızda yorucu olarak kalır sadece. Yine de değer dersiniz.
25 Eylül 2016, 21:30
Yıllarca İstanbul'da yaşadım. Hiçbir şey görmemişim. Şimdi yaşamalıydım.
25 Eylül 2016, 21:30
Fotoğraflar ve yazı çok güzel . Birgün fotoğraf günü yapmalı 😀
25 Eylül 2016, 21:37
İstanbul'u seven ve burada sevdikleri olan biri olarak neden olmasın. Her geldiğinizde bir program. Daha bile keyifli olur inşaallah..
25 Eylül 2016, 21:37
Teşekkür ederim. Teklif için ise neden olmasın diyorum..
26 Eylül 2016, 15:37
Oyyy ne güzel anlatmışsınız, sanki gezdim gerçekten de oraları. Gençken tarihi ve dini mekanları gezmiştik sanat tarihi açısından bakmak için ongun bu gün İstanbul'un o bölgesine gitmedim ;( aslında o virane gözüken yerler de işini bilenler tarafından restore edilmeli. Bak o zaman cok daha güzel hissedilir o tarihin dokusu. Emeğine kalemine sağlık.
26 Eylül 2016, 15:42
Teşekkür ederim ama gençken diye başlayan cümleler kurmak niye ki. En iyi arkadaşı iki küçük delikanlı olan kafa bir annenin yaşla ne işi olur. İnşaallah hep birlikte gelir oraları tekrar görürsünüz. Çok güzel restorasyonlar da var baştan savmalar da ama önemli olan bütüne yaymak ve ruhunu korumak, umarım başarırlar. Çok sevgilerimle..
11 Ekim 2016, 08:10
Balata Balat yazıyla geleyim Bende senin ağzından Balatı dinleyim dedim.:) 🙂 Balatın yükselmesini Halkı çok fazla istemese,de Çünkü etnik kültür çok yukarıya doğru daha farklı insan farklılıklarından bir tık daha başka kesim giriyor insan Bende düşündüğüm zaman hiç bir yerin Popiler halini sevmiyorum Degeri dışında naifligi kalmıyor gibime geliyor Anlatım Muhteşem Fotolarda Öyle Hiç bir yer özünü aslını kaybetmesin ….
11 Ekim 2016, 08:18
Hoşgeldin sevgili Mayıs, dediklerinin hepsine katılıyorum. Biz de eski semtler popüler olmaya başladı mı orada yaşayanların neredeyse dışlandığı farklı bir yapı oluşuyor. Oysa özünü kaybetmeden yenilensin, güzelleşsin ama buranın çok eski hali de böyle değildi deniyorsa, üzerinden çok zaman geçmiş semtin sakinleri artık oranın sahibidir ne olacaksa onlarla olmalı. Sevgilerimle..
28 Kasım 2016, 08:20
Semtin sakinleri ile ne olacaksa olmalı demenize çok sevindim.Buraya gelenlerin çoğu ticari amaçla gelmiş kimselerdir.Gelsinler ama bölge halkını ikinci sınıf insanlar olarak görmesinler.Burada yaşayan semt sakinleri bu tür insanlarla anlaşamıyor.bölge halkı ile iyi ilişkiler içersinde değiller.Bu değişim balat feneri bozacak diğer yerleri bozduğu gibi keşke eski hali ile kalabilse.Balat feneri balat fener yapan burada yaşayan insanlardır
28 Kasım 2016, 08:50
Yaşatmak demek popülerize etmek, entel bir kafe şık bir pastane filen değil ki. Trend olup insanlar gelsin, seyirlik bir alan olsun anlayışı yanlış. Eskiye dair bize özgü ne varsa yaşatılmalı ama uzun zamandır yeni bir kimliği varsa da onu da göz ardı etmemek gerek. Aksi halde tam bir kurgu olur o zaman da yaşatmak ifadesi anlamsız kalıyor. Değerli yorumunuza teşekkür ediyorum..
1 Nisan 2023, 17:50
Emeğinize sağlık
28 Nisan 2023, 16:41
Blogunuz çok güzel.. Sizi kendi sayfama da beklerim:) İyi günler dilerimm..
2 Mayıs 2023, 01:26
Teşekkür ederim. Lens konusu oldukça spesifik, ihtiyaç duyanlar aratacaktır google da. Merak edilen konu başlıklarında ilginç ve faydalı içerikler ekleyin siteye, blog segmesiyle. Optik mağazası iseniz buna da geniş yer verebilirsiniz,
iyi çalışmalar
7 Mayıs 2023, 01:40
Balat’ın gizemli ve renkli dünyasını keşfetmek için harika bir rehberlik yazısı! Çok keyifli bir tur deneyimi yaşadım ve bu yazı sayesinde Balat’ın çıfıt çarşısını keşfetmek için doğru adımları attım. Kesinlikle tavsiye ederim!
12 Mayıs 2023, 09:05
Balat’a gitmeyeli çok oldu, yine gidip dolaşmak istiyorum. Bu tür eski ve popüler yerler hem hiç değişmiyor hem hızla değişiyor.
Teşekkür ederim görüşlerinize..
7 Mayıs 2023, 01:41
Balat’ın içi gerçekten büyüleyici! Çifit çarşısını keşfetmek için harika bir yer. Balat turu yaparken mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri. İstanbul’un tarihi atmosferini soluyabileceğiniz harika bir yer.
12 Mayıs 2023, 09:07
Çıfıt çarşısı biraz dönüşüme uğradı illaki ama bu hali de İstanbul sonuçta.
Beğendiğinize sevindim.
17 Ağustos 2024, 15:42
o kadar güzel bir yermiş gitmeden gitmiş oldum teşekkürler 🙂