Gölyazı, Bursa’da Uluabat Gölü içinde adacıklardan oluşmuş bir balıkçı köyü. Her ada gibi insanı çeken, özgürlük ile hapsolmuşluk arasında gidip gelen bir havası var. Fotoğraflara masalsı olarak yansıyan bir yer burası, özellikle baharda sular yükseldiğinde ve evlerin kapısına dayanıp, ağaç gövdelerini içine aldığında, leylekler de bacalarda konaklamaya başladığında tam bir masal karesi Gölyazı…
Gölyazı bir adacık
İstanbul-Bursa yolunda, Gölyazı tabelasından içeri kıvrıldığınızda zeytinlikler ve kara incir tarlaları başlıyor. Evet, tarlalar boyu incir ağaçları… Arabadan inip, Kur’an-ı Kerim’de ayetlerde adı geçen mucize zeytin ve incirin etrafı saran kokusunu yakalayıp, içine çekmek istiyor insan. Yaz sonu gibiyse kara incirin tam zamanıdır. Tam yerine gelmişken seviyorsanız çokça yiyebilirsiniz. (Ama asıl incir Ege’nin bardacığıdır. Kokusu, sütü, rengi, lezzeti bambaşkadır…) Kalabalık sevmeyenler, hafta sonu ve tatillerde sakın gitmesin. Hafta sonları köy meydanına gelince arabanızı bırakıp yürüyerek veya servislerle taş köprünün bağladığı adacığa geçebiliyorsunuz. Gölyazı’da 9 adacık var, en büyük ve ünlüsü bu taş köprü ile geçilen Halilbey adası.
Taş köprüye gelinceye kadar tarihi kilise ve 700 yıllık ağlayan çınar da görülebilecek yerlerden. Ama maalesef Gölyazı çok düzenli ve temiz değil. Bu kadar işlek bir lokasyonda, doğası, tarihi ve farklılıklarıyla özel bir konuma sahip bir yer çok daha iyi şartlarda olmalı. Turizm potansiyeli olan yerlerde, yeme-içme ve konaklama belde halkı için gelir kaynağı. Tamam ama bırakın turizmde marka olmayı, bir gelenin bir daha gelmesi ve memnun ayrılması için bazı konuların es geçilmemesi gerek. Her şeyiyle uyumlu ve düzenli, tertemiz bir Gölyazı masal benzetmesine daha çok yakışır. Nilüfer Belediyesi’ne çok iş düşüyor, buradan sesleniyorum. (Evet seslendim, mail gönderdim. Değerinize sahip çıkın, yöre halkına destek verin dedim!) Hayalle gerçek arası bir yer Gölyazı, hayaller sınırsız gerçekler sınırlı.
Fotoğraf karelerine bu kadar güzel yansıyan bir yerin betonla doldurulmasına nasıl izin verilir? Üstelik kendine özgü mimarisi olan evlere sahip, yılın belli zamanları Venedikvari iyice suyla çevrilen bir yer… Gölyazı’da kadın erkek ayrımı olmadan herkes balıkçı. Kadınlar aynı zamanda gölde tekne gezintisi de yaptırıyor. Tekneleri izlerken içimden, keşke kadın zarafeti bazı teknelerin güneşliklerine iliştirilen plastik çiçekleri kopartıp atsa, rengarenk halı kilim parçalarının yerine göz yormayan tek renk örtüler olsa dedim. Kadınlar ister, yapar da yeter ki biraz destek ve rehberlik yapılsın onlara.
Gölyazı’da neler yapılır?
Adayı çepeçevre yürümek, 360 derece Gölyazı manzarası için ilk yapılması gereken aktivite olabilir. Bahar aylarında nasıl oluyor çok merak ediyorum aslında, su nerelere kadar geliyor, kıyı kalmayınca sandalları evlere mi bağlıyorlar? Görmek lazım. Mevsimine göre sokaklarda tezgahını açmış yöre halkından alışveriş yapmak da keyifli. Ben kara incir yiyerek dolandım, ellerimi de gölde yıkadım. Gölyazı’nın bir bölümünde kıyıya sıralanmış aile işletmeleri var, buralardan gözleme, balık, köfte ile karnınızı doyurabilirsiniz. Ya da fırından bir şeyler alıp caminin dibindeki çay bahçesinde seyirli seyirli yemek. Gölyazı’da tekne gezisi yapmalı hem de en uzunundan, içerilere doğru da gezer misiniz yoksa bulmuşum böyle bir gölü ayrılmam mı dersiniz?
Göl kıyısında yürümek çok zevkli, suyun getirip kıyıya bıraktığı kabuklar, kurumuş yosunlar ayağınızın altında çıtır çıtır yaparken, kamufle olmuş irili ufaklı kurbağalar da suya atlıyor. Gölyazı aynı zamanda bir kuş cenneti, mutlaka suyun içinde ya da bir taşın tepesinde arz-ı endam eden bir kuş cinsi görmek mümkün. Buraya kadar güzel ama kıyılardaki çöpler hiç olmamış!
Burası masalsı bir yer ve öyle kalması için de ne gerekiyorsa yapılmalı. Aşağıdaki videoyu izleyin bana hak vereceksiniz. Bir daha gitmek ister miyim? Evet sular yükseldiğinde, ilkbaharda havalar hafif ısınmaya başladığında, bacalarda leyleklerin olduğu, tekne gezintisinde nilüferlere dokunabileceğim zaman tekrar gitmek isterim hayalimdeki Gölyazı’ya…
15 Eylül 2016, 22:57
Kaç kere dibine kadar gidip de göremediğim yer. Çok da istiyorum görmeyi. Resimler nefis. Selamlar 🙂
15 Eylül 2016, 22:57
Burası pek bilinmediği için sosyal medyada çok paylaşılıyor, esprisi yapılıyor. İşte bilmem hangi ülke zannettiniz ama Bursa diye 🙂 Fotoğraflarınla bir kez daha hayran kaldım. Tabi ki çer çöp milletimizin olmazsa olmazı malesef. İlle geçtiğimiz yerlerde rezil izler bırakacağız. Ama insanlara inat doğa hâlâ güzel. Sevgiler canım ❤
15 Eylül 2016, 23:03
Gölyazı yakınımızda olup da biraz tembellik edip kaçırdığımız yerlerden, daha bakımlı olmayı hak eden bir yer. Kalabalık olabilir ama aynı kalabalık farklı şeyler hissederek bir arada olunca benim gibiler sakin zamanları tercih eder sanırım. Selamlar…
15 Eylül 2016, 23:07
Başkalarının güzelliklerini sahip olduklarımızdan daha çok sahipleniyoruz gibime geliyor. Ne zaman adam oluruz duvar yazısı gibi oldu ama öyle. Güzel yer vesselam, herkes kıymetini bilmeli, hayal sunan yerler çok değil ki. Sevgiler benden de.
16 Eylül 2016, 09:12
Gene güzel bir paylaşım. Emine kardeşime dediğim gibi. Gezelim görelim olamafığına göre okuyalım görelim felsefesini hayata geçirmeme sizler yardımcı oluyorsunuz. Teşekkürler. Ama şimdi fena halde merak ettim. Böyle zamanlarda yurdumun her köşesinde yaşama isteğim depreşiyor.
16 Eylül 2016, 09:12
nasılda güzel resimler çekmişsiniz orda olmayı çok arzu ettim şu an
sevgilerle…
16 Eylül 2016, 09:12
Çok gitmek istediğim bir yerdi. Ama sanirin her güzel seyin olduğu gibi bunun da b.ku çıkarmışız afedersiniz. En iyisi gidip de canımı yakmayım hayalimdeki gibi kalsın.
16 Eylül 2016, 09:17
Teşekkür ederim. Ben de fena halde Ünye'yi sizin yazılarınızda söz ettiğiniz terleri merak ediyorum. Ben de öncelikle güzel yurdumu karış karış dolaşmak isterim, blog sayesinde çalacak kapılarım çoğaldı. Sevgiler..
16 Eylül 2016, 09:21
Teşekkür ederim. Fotoğraflar da kızımın da payı var, bazen ben ona asistanlık yapıyorum bazen de makinayı elinden kapıyorum. Gölyazı' nın sevilmesinde ve bilimmesinde güzel fotoğrafların payı büyük. Sevgilerle..
16 Eylül 2016, 09:26
Gölyazı'nın suçu yok, belki gelip orada o güzelliklere sahip çıkamayanlar hatalı. Ne güzellikleri yaşamaktan ne de benim olmasa da gereğinde korumaktan vazgeçerim. Tekrar gideceğim, payıma düşen daha çok şey var orada görmek istediğim. Siz de hayallerinizle gidin, payınıza şen o güzellikleri görün
16 Eylül 2016, 11:56
Çok güzel bir yere benziyor. Allah içinize sindirsin.. bende beklerim:)
16 Eylül 2016, 12:06
Güzel bir yer, nasip olur giderseniz beğeneceğinizi umuyorum. Teşekkür ediyorum, selamlar..
16 Eylül 2016, 21:51
Öyle bir geçmişliğimiz var. Fakat etraflıca dolaşmadık. Güzel fotoğraflar çekmişsiniz.
17 Eylül 2016, 00:34
Uluabat gölü Gölyazı dışında da pek çok güzel beldeyi barındıyor, geçerken hep uğranacak, çay içip, mola verilecek yerler.
17 Eylül 2016, 18:47
duymadım görmedim ama görülürmüş görürüm yazdım kafaya 🙂 ilk kayık fotosu ile ördek fotosu çok iyiiii 🙂
17 Eylül 2016, 18:47
Gölyazı'ya gitmiştim daha evvel. Güzel bir gündü ama elimde hiç fotoğraf kalmadı isteyerek sildim hepsini. Şimdi bakıyorum da değişmemiş, sakinliğini koruyor gibi.
17 Eylül 2016, 18:47
Hep önünden geçeer gideriz uluabatın. Meğer ne güzellikler taşıyormuş bağrında. Kıymetinin bilinmesi temennim.
17 Eylül 2016, 19:05
Neden elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz, tanıtım yok diye bir cümle kurmayacağım ama öyle… İstanbul'a yakın Bursa'nın dibinde, güzel yer müsrifiyiz vesselam. Sen de git, sade ve derin bir bak. Şehir sevenlerin de ilaç niyetine kaçabilecekleri gibi bir yer.
17 Eylül 2016, 19:11
Fotoğrafa güzel tarafları sığdırmak istiyor insan, kalabalık, temiz değildi dersen hiç bir yere gitmemek gerek ama Gölyazı'ya bir el atıp düzenleseler daha iyi olur.
17 Eylül 2016, 19:13
Belki bir dahaki sefer siz de gezersiniz, bakalım yerinde görüp neler düşünürsünüz?
18 Eylül 2016, 08:39
Bittim resmen yaa 🙂 ilk golyaziyi güneşi beklerken dizisinde duymuştum. Tabi orada bunlar guzelmolmasindan bahsedilmiyordu. Şimdi resimler ile de gözüm de canlandı da. Sessiz sakin tam kafa dinlenilcek bir yer gibi
18 Eylül 2016, 08:44
Dizi yapımcıları işi biliyor diyeceğim, çoğu dizileri de tutmuyor ama yer seçiminde iyiler. Kafa dinlemelik, sakin ama hafta sonları ve tatillerde olmayabilir. Ben tekneye binip kaçarım derseniz o da güzel.
20 Eylül 2016, 20:27
Çok güzel anlatım olmuş resimler harika Emeklerine sağlık kayıklar ayrı güzel huzur kokuyor 🙂
20 Eylül 2016, 20:37
Gidersen, okumak isterim düşüncelerini. Hem romantizm hem doğa daha ne isterim? Sevgiler..
22 Eylül 2016, 11:17
Bloğunu yeni keşfettim takibe aldım
bana da beklerim
http://sengulasikkutlu.blogspot.com.tr/
22 Eylül 2016, 11:19
Teşekkür ederim, memnun oldum. Blogunuzu ben de takip edeceğim inşaallah..
24 Eylül 2016, 22:32
Geçen ay oradaydım.Göl gezisi yapıp balık yedik.Köprünün dibinde de kahvemizi içtik.Son derece doğal keşke daha çok sahip çıkılsa.
24 Eylül 2016, 22:41
Aynı gözlemleri yapmışız sizinle, Nilüfer Belediyesi ne mail yazdım cevaben düzenli çöpleri topluyoruz dediler, oysa hem turistik hem doğal güzellikleri olan bir yerin beklediği hizmet farklıdır. Size katılıyorum, sahip çıkılmalı..Selamlar…