İSLAMA FOBİSİ OLANLAR….

İslamofobinin makrosu mikrosu olur mu? Sadece islam karşıtı veya din düşmanı olanlara mı özgü bu kavram? Elhamdülillah müslümanım diyenlerin, islamofobi olduğunu haykıranların ekmeğine yağ süren davranışlarına ne demeli? Militer müslümanlık lafını edenler müslümanlığın evrensel değerler üzerine kurulu olduğunu bilmiyor mu? Bu argümanı kullanarak bencillik etmeyip sadece kendini değil tüm insanlığı hatta tüm canlıları kapsar düzeyde müslümalığını yaşaması gerekmez mi? Şu islamofobi öyle dallı budaklı bir konu ki heybetli ve bereketli bir ağacın görkemi değil de öldüren bir sarmaşığın kuşatması var bu kavramın içinde. Bir tür ırkçılık… Renk, biyolojik farklılık, kültürel ya da etnik kimlik üzerinden yapılan ötekileştirmeler gibi ama en dehşetlisi. Çünkü ucu Gayretullah’a dokunuyor, inanç esaslarına, inandım iman ettim diyenlere, özgürlüğe dokunuyor.

 

 
İster inansın ister inanmasın ben karışmam, ama inancıma karışana hatta kaşını kaldırana tahammülüm yok. Herkes yolunda gitse de yorulmasak ne olur? İyi olur ama maraz lazım birilerine. İslamofobi olanlar ve taraftar olanlar kimler bilmek gerek. Son 10 yıldır sık sık duymaya başlasak da hepimiz biliyoruz, Haçlı Seferleri’ne hatta daha gerilere gider bu nefretin kaynağı. Onlara göre müslümanlar uygarlıktan yoksun, despot, otoriter, baskıcı, barbar ve höşgörüsüzdür. Oysa tam bunların aksidir müslüman… O zaman bu algıyı oluşturan münafıklar ve inancını yaşama, anlatma konusunda özen göstermeyen müslümanlar da suçlu…
 
İslamofobi ile ilgili bilinen, hep duyduğumuz örneklerden söz etmeyeceğim. Daha tehlikeli olan, içimizdeki islamofobiden konuşmak istiyorum. Müslümanlar arasındaki mesafe, duyarsızlık ve hoşgörüsüzlük islamofobinin asıl enerji kaynağı. Kendini fetva makamı sanan katman katman insanın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dünyanın başını yemeye çalışan, benim dinim diyen, ateist ya da sözde müslümanlar islamofobi adı altında katliam yapıp duruyor. Ama bedenlerde ama ruhlarda samimi inanç sahiplerini azar azar eksiltiyorlar. Bunların ilişmediği büyük ve sessiz çoğunluğun vebali de büyük. Sormak lazım hangi uygarlık hangi insanlık hangi hümanizm? 
 
Ülkemizde, şehrimizde, mahallemizde, sokağımızda yaşadığımız islamofobi var bir de… Ben asparagas mı, gerçek mi belli olmayan haberlerle bile inanç ve inanç gereklerinin sorgulanmasından usandım. Şort giydiği için darp edilen genç kız… Bu haber sonrası sıcakta şort giyme özgürlüğü olanlar ile sıcakta örtünenler şeklinde iki karşıt grup oluşturuldu. Bizzat tanık olmadığım ya da güvenilir kaynaktan almadığım hiç bir habere inanmıyorum. İsteyen şort giyer, İstanbul’da Bağdat caddesinde rahat gezer de toplu taşım araçlarında aynı rahatlığı bulamaz. Olaya sosyal gerçekliğimiz tarafından bakıp yerine göre giyinmek ve inanç eksenine taşımadan, mahalle kavgası düzeyine indirmeden toplumsal uzlaşmak gerekmez mi? Zor biliyorum, mahalle baskısı kavramını da çıkarmış bir güruh var bu ülkede. Ben de bunu kabul etmiyorum…
 
Ülkemizde kendi insanımız içinde islama fobisi olanlar var maalesef. Sadece inancını özgürce yaşamak isteyenlerin sesi kim olacak? Ne hükümet ne devlet… Benim arkamda, yanımda hoşgörü ve empati ile duran kendi insanım olmalı. Sıcaklarda oruç tutmanın zorluğu, kurban bayramında kurban kesmenin gereksizliği gibi her yıl temcit pilavı gibi ortaya dökülen konular da islama fobidir ve islamofobiyi bilmeden besler hale dönüşür. 
 
Bu sıcaklarda nedir bu örtünme, gencecik kızlarda ne örtüsü bu der gibi bakan anlayışa karşı duruş benim kişisel davam değildir. Vakarlı bir mümin duruşudur, hele ki herkesin seçimi özgürlükler içinde sadece kendini bağlıyorken tek taraflı hoşgörü beklemek nereye kadar? İşin bir tık daha ötesi var, çarşaf giyenin pardösü giyeni, pardösü giyenin tunik giyeni ötekileştirdiği zihniyeti ne ile tarif etmeli. Mücadele verilen nefstir, dayanak da inançtır/imandır. Dünyada başta İsrailoğulları olarak Kur’an’da adı çokça geçen kavim ve mensupları olmak üzere irili ufaklı din düşmanı gruplar islamofobiye hizmet ediyor. Bir yerde varoluş amaçları olmuş bu çaba. Dört bir yanımız bunlarla sarılmışken yanımızda yamacımızda islama fobi ile bakan birilerinin olması çok üzücü. Sosyal medyada kandil kutlama mesajı yazdığı için takipten çıkılan, İdeolojisi ile inancı karıştırılıp aforoz edilenler de islama fobi ile yaklaşmanın eseri bana göre. Kafirun suresi 6. ayette “Sizin dininiz size benim dinim bana…” yazıyor, inandım diyene fobi yok ne dünyada ne ahirette… Varsın sadece ben diyen nefs mağlupları düşünsün.
 
Bu konuda görüşleriniz neler? En olumlu ve yapıcı davranış modelini bulmak, belki yanlış algılardan sıyrılmak adına fikir üreten, hem aklı hem yüreğiyle düşünen bir toplum olursak hiç bir fobi bize işlemez evvelallah…
 
 
21 yorum
  • Cevapla Gökhan TEKİN

    28 Temmuz 2017, 10:45

    Öncelikle böyle güzel ve herkesi ilgilendiren bir konuda görüşlerinizi yazdığınızdan dolayı size teşekkür etmek istiyorum.

    Ne yazık ki bir çok böyle yanlış düşünce içinde, kısa şort giydiği için veya gece dışarı çıktığı için ve bu insanlar taciz edildiğinde oh iyi olmuş kısa giyinmeseydi veya gece gece dışarıya çıkmasaydı diyen insanlarımız var ne yazık ki, oysa namus, şeref insanın sadece giyiminde değil kalbinde olmalıdır.

    Şu bir gerçek ki Dünyada nedendir bilmiyorum ama Müslümanlar her dönemde zarar görmüş ve diğer milletler tarafından sevilmemiş ve halende böyle. Sözde İslamiyet adı altında insanlara zulüm edip ve İslamiyeti çok kötü bir din olarak göstermeye çalışanlar Allah onları bildiği gibi yapar inşallah.

    Güzel ve faydalı bir yazıydı. Tekrar teşekkür ederim.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    28 Temmuz 2017, 10:57

    Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim Gökhan Bey, çok seslilik ve yüksek sesle düşünüp istişare etmenin hem kişisel hem toplumsal bir çok soruna çare olduğunu düşünüyorum. Ne var ki bunu az yapıyoruz ve kafamızda biriken soru işaretleri bizi daha da çıkmaza sürüklüyor. Çözümün bir parçası değilsen sorunun bir parçası olursun mealine bir söz vardır, toplumsal ibremiz nedense sorunu dillendirmeye meyilli oysa ihtiyacımız olan kalıcı çözüm. Dünya üzerindeki islamofobi zaten çok eğreti, art niyeti açık ama bizim kendi içimizdeki islami değerlere fobik yaklaşım bazı kafalarda çok sağlam yerleşmiş, işte bu beni üzüyor, kızdırıyor ve endişelendiriyor. Dijital medyada yazan çizen herkesin toplumsal yapıya katkı veren bir misyonu olmalı diye düşünüyorum. Zaten tam aksini vazife edinmişler var… özgürlük kavramını doğru algılayıp, eğip bükmesek o bile bize yeter belki. Selamlar…

  • Cevapla Gökhan TEKİN

    28 Temmuz 2017, 11:11

    Rica ederim.
    Çok haklısınız, blog yazarları olarak bu tür toplumsal konulara daha çok yer vermeliyiz ve toplum olarak daha duyarlı olmalıyız. Aksi takdirde dediğiniz gibi bu tür konulara çözüm olamazsak sorunun bir parçası oluruz.

  • Cevapla Senden Benden Bizden

    28 Temmuz 2017, 22:28

    ''O zaman bu algıyı oluşturan münafıklar ve inancını yaşama, anlatma konusunda özen göstermeyen müslümanlar da suçlu..''

    Sözlerinize katılmamak elde değil. Üstelik ben en suçlu kesimin inancına özen göstermeyen Müslümanlar olduğunu düşünüyorum. Bence mesele toplum olarak eleştirmeyi vazife edinmemiz ve yapıcı değil, daima yıkıcı olmayı tercih etmemizden kaynaklanıyor. Öncelikle birbirimize hoşgörü göstermeliyiz ki başka ülkelerdeki islamafobi'yi konuşabilelim. ''İçimizdeki İslamafobi'' Ne kadar yerinde bir söylem! İçimizdeki İslamafobi ile mücadele için İslam'ın güzelliğini idrak etmek gerektiğini düşünüyorum. İslamiyete mensup olsak da olmasak da… Saygı, sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu bir inanç olduğunu bilmek gerek… Lakin örnek teşkil edecek insanlar o kadar azınlıkta ki… Gerçekten üzücü. Bir yanda da sizin de ifade ettiğiniz gibi İslamı yaşadığını iddia eden kesimlerin kendi içindeki ayrışması mevcut. Ah! Ne kadar kolay yargılamak! Kusursuzmuşuz gibi.

    Saygı saygı saygı… Gelecek nesillerin sahip olması gereken en elzem erdem. Emeğinize sağlık. Sevgiler…

  • Cevapla BirTatlıHuzur

    28 Temmuz 2017, 22:28

    ‘İslâm’ kelimesi,sadece müslümanı anlatmaz. Allah'ın Hz. Muhammed vasıtasıyla gönderdiği son dine inanmanın getirdiği sorumlulukları, Yaratana teslimiyeti, güzel ahlakı, barışı ve güvenliği de kapsar. Bu sebepledir ki İslam peygamberinin adı ta cahiliyeden beri Muhammed ül Emin'dir. İslam Allah'a ibadetin yanında en çok da sosyal hayatı düzenler. İslama gerçekten gönül vermiş kişilerin elinden, dilinden ve sair azalarından kimseye zarar gelmez. İslamı yaşıyorum diyenlerin de İslama fobisi olanların da önce bu temel şartı bilmeleri gerekir. İslamofobi ise inancımızın gerçeğinin farkında olup tüm dünyayı kendi çıkarlarına köle etmek isteyenlerin oluşturduğu algı. Ne yazık ki inandığı dini doğru anlamamış, geleneklerin karanlığıyla boğmuş ya da nefsine gem vuramamış müslümanların yaşama biçimi bu gayeye hizmet ediyor üstelik art niyeti olmasa da toplumun çoğunluğunda fobi oluşturabiliyor. Asıl acı olan ve bilinçli insanların öfkesini çeken şey,ilim sahibi olmadan fikir sahibi olup inancını yaşamak isteyenlere tepeden bakan ve yargılayan zihniyet. Ne yazık ki azımsanmayacak bir kesimde bu bakış açısı mevcut. En basitinden bizler en yakınımızın orucuna ,namazına ,kıyafetine karışmazken bizim inanç ve değerlerimize söz söyleme hakkını kendilerinde görebiliyorlar. İşte böyle bir tavra karşı duruş elbette ki tek kişinin davası olamaz. Unutulmamalıdır ki "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." ve islam islam olmayanın da hakkını korumuştur. Tarihte bunun pek çok örneği vardır.

  • Cevapla bücürükveben

    28 Temmuz 2017, 22:29

    Ben bu yazınıza yorum yazmak istemiştim ama yazmayı unutmuşum herhalde.
    Bu konuda şöyle düşünüyorum:

    Fobi, sözcük olarak biliyorsunuz 'korku' anlamına gelir. İslamofobi de dolayısıyla İslam düşmanlığı değil, İslam korkusu oluyor.

    Acaba 6 ay önce, İstanbul'da yılbaşı kutladığı için 39 kişinin bombayla öldürülüp, 65 kişinin de yaralanması; ölenlerin ardından twitter'da İslam dinin mensubu olanların "Oh, gebermişler iyi olmuş" mesajları, deprem olunca "ay çok sevindim Bodrum'da mini etekle geziyorlar fuhuş yapıyorlar" diye zil takıp oynamaları, Irak ya da Suriye'de ışid'in başka dinden kadınları seks kölesi yapması, (ellerinden kurtulan kadınlar anlatıyorlar) recmler, kafası kesilenler – daha yüzlerce örnek bulabilirim başınızı ağrıtmayayım- bu korkunun (fobinin) sebebi olabilir mi?
    Yani bu insanlar durduk yere mi İslam'dan korkuyorlar?

    Yani önce iki sözcüğü karıştırmayalım, düşmanlık başka sözcük, fobi (korku) başka sözcük.

    Söylemek istediğim bir şey de, ben Allah'a inanmayan, ya da herhangi bir dine inanmayanların, Allah'a inanandığı ya da herhangi bir dine inandığı için başka insanları öldürdüğüne dair haber okumadım. Mesela oruç tuttuğu için birinin dövüldüğünü duymadım ama Ramazan'da dondurma yedi diye çocuklara sataşanların videosu mevcut. (inanmazsanız linkini arayıp verebilirim)

    Bir de demişsiniz ki, mahalle baskısı yok. Ama kendiniz şort giyen otobüste Bağdat caddesindeki gibi rahatlığı bulamaz diye demişsiniz. Demek bir baskı var.

    Yazınız öyle ki, sanki bir kesim dindarlara düşman, aman kimse oruç tutmasın, namaz kılmasın, başını örtmesin. Ben 60'ıma geldim çocukken İslamofobi(Korku)yoktu. Çünkü o zaman ışid yoktu, Ramazan'da kimse çocukların dondurmasına karışmıyordu, mini eteğe de. akp geleli 15 yıl oldu dinci bir parti iktidara geldiğine göre insanlar daha dindar ve hoşgörülü olacaklarına acaba tam tersi mi oldular? Bir etki tepki olayının sonucu olan bir tarafın diğerine tahammülsüzlüğü ve diğer tarafın ötekinden korkusu(fobisi) mi başladı?

    Kusura bakmayın analizinizi gerçekçi bulmadım, İslam'dan fobi(korku)duyuluyorsa ki, duyuluyor, bunun nedeni Allah'a inanmayanlar, herhangi bir dine inanmayanlar olmasa gerek. Siz bir ateist ya da deist komşunuz olsa korkar mısınız mesela?

    Selamlar…

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    28 Temmuz 2017, 22:46

    Önce kendi içimizde saygı ve hoşgörü ile yaklaşacağız ki dışarıda bekleyen tehlikeye karşı güçlü olalım. Din ayrıştırma malzemesi olarak kullanılan en büyük silah olmuş her zaman bunu kabul etmek lazım. Aynı zamanda birleştirici bir güçtür, inancın sosyal yönü hep bunun üzerine kuruludur. Biz bunları görmezden gelmeye başlayan bir toplum olarak kendi içimizde sürtüşmeler, bölünmeler yaşamaya başladık. Ben birey olarak bundan rahatsızım, önce yaşadığım toplumda dilim döndüğü gücüm yettiğince düşüncemi paylaşmalıyım. Bir sürü verebileceğim örnek var sözünü ettiğim islama fobik bakanlara dair. Kendi yaşadığım, gözlemlediğim… Bu hastalıklı bir durum, aklımızla, ruhumuzla neye inanıyorsak ötekine de sizin dediğiniz gibi saygı, saygı, saygı.. Bir süre sonra daha iyi anlamaya yönelik adımlar da gelir umut ediyorum. Görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Sevgiler..

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    28 Temmuz 2017, 23:02

    Çoğu zaman yorumlarınızı sizin bir yazınızı okuyormuş gibi yeni şeyler öğrenme ve farklı açıdan bakma keyfiyle okuyorum, öncelikle bunun için teşekkür ederim. Müslüman tasviri tektir, hak ve doğru olan her kavram gibi ama ulvi kavramların da içi boşaltıldığı için gerek toplum gerek birey düzeyinde bu basiretsizliğe tanık oluyoruz maalesef. Ülke olarak duyarsız ve yanlışta ısrar eder tavırda olanlar var birey olarak da bunu yapanlar var. Gerçek manada inananın kimseyle işi olmaz çünkü asıl olan rıza-i ilahidir. Dünyada olduğu kadar maalesef ülkemizde de islamdan korkan bir kesim vardır ve ne yazık ki bilerek ya da bilmeden insanları dininden soğutan yobaz zihniyetler de.. Birbirimizin hakkını teslim etmekle işe başlayabiliriz, samimi olanla art niyetli olanı ayırt ederek, yermeden önce bir kendimize bakmayı öğrenerek. Pek çok örnekte yanlış anlamaların, söylem tarzlarının meseleyi farklı boyutlara taşıdığına tanık oluyorum. Aynı ülkede az ya da çok ama aynı duyarlıllık ve değerlere sahipken öteki olmak, yanlış anlaşılma sıkıntısı yaşamak bana ağır geliyor. Haksızlık hakkında susan dilsiz şeytandır… Hakk olan da bir olduğuna göre biraz empati ve hoşgörü sadece..

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    28 Temmuz 2017, 23:57

    İslamofobiyi genel bir kavram olarak düşünürsek, işlam düşmanı zihniyetlerin korku/endişe yayarak bu amaçlarına hizmet etmeleri gibi algılyabiliriz aslında. Ne üzücüdür ki örnek verdiğiniz olaylar ve daha pek çok konuda sivri dilli, hoşgörü ve insanlıktan yoksun insanların müslüman sıfatıyla yaptığı densizlıkler tüm müslümanlara mal edilir hale geliyor ama bu bir kul hakkıdır, vebali de ağırdır. Peygamberimiz (sav)böyle mi davranmış? Hangi kur'an ayeti hınç ve öfke dolu olun demiş? Irak, Suriye. İran'da yaşanan/yaşandığı iddia edilenler bizi bağlamaz, hele müslüman kimliğini asla bağlamaz. Bugün bu ülkelerin geldikleri nokta ortadadır, samimi, tüm islam alemini kucaklar, kardeşçe ve insanca yaşam düsturları olsaydı herşey çok farklı olurdu. Kangren olmuş bir uzvu kesersiniz ama ayrı bir parça haline gelene kadar yanında yöresinde olanı da hasta eder, haksız mıyım? Müslümanlığını en bilinçli en samimi duygularla yaşayan bizim ülkemizdir, en çok da bu sebepten işte inancımızla oynanarak bizi bize düşürmeye çalışıyorlar ama nafile… Sosyal medyanın fitne tarafı çok maalesef, ayetleri hadisleri dillerinden düşürmeden önüne gelen herkesi yargılayanlara tanık oluyoruz, benim rehberim Kur'an^dır Allah^'ın kelamı ve elçisidir, gerisi boş. Ama düşünün kaç zihni bulandıryorlar, üstelik bunun hesabı da var.. Bu tür insanlar yüzünden, müslümanım deyip katlimalar yapanlar yüzünden islam leke alır mı, islamdan korkulur mu? İslam, müslümanlık, iman ayrı bunu kisve yapan şeytan nüsvetteleri ayrı.
    Ramazanda dondurma yedi diye dövülen çocuk, şort giydi diye darp edilen genç kız ya da benzer bildiğimiz bilmediğimiz olaylar birebir yaşanmış olsa da bu ne inancımızın gereklerinden ne de bunu yaşama gayreti olanlardan endişe etmeyi, ötekilştirmeyi, islama mal etmeyi geçerli kılmaz. Ben tanık olsam anında müdahale ederim, ben zor durumda bırakılırsam da bana arka çıkılsın isterim. Haklısınız, şort giyen Bağdat caddesinde rahat eder ama toplu taşım araçlarında aynı rahatlığı bulamaz dedim, yanlış mı? Ama devamında maalesef sosyal gerçekliğimizin bir tarafı bu dedim. Artık onlara maganda mı deniyor ne deniyor bilmiyorum ama bakışları ve halleri ile rahat vermeyen bir insan tipi mevcut. Ben bu yazıyı ayrıştırmak için yazmadım zaten ama dindara tahammül edemeyen bir kesim var, müslümanım deyip hoşgörü yoksunu olan da var. İnanç her şeyin üstündedir.. Hele ki siyasi söylemlerle hiç yan yana getirmem ama bu ülkenin din özgürlüğü anlamında çektikleri hepimizin hafızasında taze keşke o zamanlar da sokakları din kardeşimib örtüsüne dokunma diye açık kapalı doldurabilseydik. Analizim gerçekçi gelmemiş olabilir, farklı yerlerden bakıyor olabiliriz, normal olan bu. Yanlış olan dayatmak, sadece benim doğrum demek, onun inancı yaşama isteği ve algısı bu deyip saygı göstermemek.. Ne üzücüdür ki Allah inancı olmayan değil ya inanıyorum deyip gereğini yaşamayan ya da benim inandığım gibi doğru diyenler zarar veriyor samimi inanç sahibi herkese..
    Ben ateist ya da deist komşum/arkadaşım olsa onun insanlığına bakarım, dürüst olmamasından, namus, şeref yoksunu olmasından korkarım. Ama ahireti de kurtulsun isterim dilim döndüğü yüreğim yettiğince Allah'ın varlığını birliğini anlatmaya çalışırım. Üniversitede en yakın arkadaşlarımdan biri ateistti, dobra, dürüst, insancıl biriydi. O kalp bulmuştur doğruyu diye hep ümit ve dua ederim halen aklıma geldikçe..

    Görüşlerinizi samimi ve açık paylaştığınız için teşekkür ederim. Selam ve sevgilerimle..

  • Cevapla bücürükveben

    30 Temmuz 2017, 19:05

    Rica ederim, her zaman samimi ve açık söylerim söyleyeceklerimi. EN doğrusu da bu sanırım. 🙂

    Verdiğim örnekleri 'densizlikler' olarak nitelemeniz beni üzdü. 40 kişinin bombayla öldürülmesi densizlik değil cinayettir. Neyse….

    Bu tür insanlar yüzünden İslam'dan korkulur mu demişsiniz. Korkulur. Çünkü korkulan zaten din değil, insanlar. Dinden niye korkalım? Binlerce din var, hiçbirinden korkmuyorum. Hiçbirine de inanmıyorum. Ama İslam dini mensuplarından korkuyorum. Irak, Suriye, İran gibi İslam ülkelerinden kaçanlar da korkuyorlar ki, Danimarka, İsveç, Norveç, Almanya gibi Hristiyan ülkelere mülteci oluyorlar. Yani insanlar korkuyorsa, ne yapıyoruz da onları korkutuyoruz diye sormak lazım.

    15 Temmuzu da laikler, ateistler, deistler değil, abla,abi evlerinde yetişen, alnı secdeye değiyor denilen,Fethullah Gülen müritleri yaptığına göre korkmak için çok neden var.

    Benden de selamlar, sevgiler…

    Not: Benim bloğuma da beklerim. 🙂

  • Cevapla Nazik Topcu

    30 Temmuz 2017, 19:05

    Çokça bu konu üzerine düşündüm. İslami fobinin oluşmasındaki gerçek etken Müslümanların anlatmada yetersiz kalması mı, yoksa üzerimizde oluşturulan algılardan sebep insanların bizden uzak kalması mı? Eğer farkındaysanız bizim tek derdimiz İslam lakin İslam kalesine saldıran birçok düşünce var. -izmler, -istler… Bitmeyen bitmediği gibi de çoğalan düşmanlar. Birçok akımın kıskacı altında iken bir grup insan Müslümanlığı haykırması ne denli etkili olabilir. İnanmayan insanlar inanmıyor. Her şey ellerinin altında, her şeyi öğrenme imkanları var. Onlar sadece algıladığı şekilde bizleri yargılıyor. Mesele acaba sadece tesettür veya şort mu? Her şey düşünmekten, bilmekten, algılamaktan geçiyor. Ve bizi yanlış gördükleri bir eylemde hemen yargılıyorlar. işte adı Müslüman ama olmadık şey yapıyor. Hakikaten İslamın ne demek olduğunu bilmeyen boş boğazlar acaba Müslümanları nereden vururuz diye düşünüyorlar. Zaten düşünerek bizi vuruyorlar ya. Aramıza hoca görünümlü insanları salıyor, insanlarda yanlış algı yaratıp hoca buysa arkasındaki cemaatte aynıdır, diye bir gırgır kopuyor. Bu konu da o kadar doluyum ki… Arkadaşlar arasında hep söyleriz küffar bizden daha iyi çalışıyor.

  • Cevapla Yazar Yildirim

    30 Temmuz 2017, 19:05

    güzel bir konuydu..çok yeni şeyler öğreniyoz bu şekilde..yorumcularda konu hakkında çok güzel ve mantıklı açıklamalar yapmış..fikir ve düşünce özgürlüğü ne güzel..:) elinize sağlık..

  • Cevapla cem kazan

    30 Temmuz 2017, 19:05

    Bugüne kadar bakılmadık bir noktadan bakmışsınız. Harika bir analiz olmuş.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    30 Temmuz 2017, 19:41

    Bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum, densizlik kelimesi "Ne üzücüdür ki örnek verdiğiniz olaylar ve daha pek çok konuda sivri dilli, hoşgörü ve insanlıktan yoksun insanların müslüman sıfatıyla yaptığı densizlıkler.." şeklinde geçiyor, insanların hayatını kaynettiği olaylarda ilgili yapılan yakışıksız ve ruhsuz yorumlara dair düşüncemi yazdım, Orada bir yanlış anlama söz konusu… Ama kalbiniz hissetmiş aslında onu yazmadığımı sadece böyle demenize üzüldüm demişsiniz. Keşke hepimiz ve her zaman bunu yapabilsek ama sui zan ya da niyet okuma denilen yanlış bazen bizleri sürüklüyor.
    Haklısınız insanlardan korkulur, zaten mücadele üzerine kurulu bir hayat sürer insanoğlu, hep iyi kötü ve tercih mücadelesi. Herkesin inancına sonsuz saygım var, zerrelerimize kadar bizi yaratan Rabbimizin isimlerini, sıfatlarını, tuğralarını taşıyoruz. Hak din bana göre islamdır, amenna. Ben her nefesimde hay derim, hissederim, her müslüman için bu böyledir. Siyasete inancımı karıştırmam, çok uzun yazılar konuşmalar yapılabilir, dün olmuş yarın da olacak fitnelerdir. Bu tarz bölünme ve sürtüşmelere fırsat vermemek, inanmayanların bile özgürlük ve hakperestlik açısından inananlara taraf olması gerekir her zaman. Benim en büyük davam, "Lailahe illallah Muhammeden resullullah" tır. Siyasetle, ocu bucu ya da şu dedi bu dedi ile işim olmaz. Ama can sahibine canımımı düşünürüm?… Has ve samimi din kardeşlerimiz için de hiç bir şey yapamasam duam bakidir..

    Saygı ve hoşgörü ile paylaştığımız farklılıklarımız, zenginliğimiz..
    Uzun süredir şehir dışındayım, internetten yana sıkıntım var, yinede mümkün olduğunca blogları takip etmeye çalışıyorum. Karpuz apartmanı nı biliyorum. Kolaylıklar diliyorum, selamlar..

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    30 Temmuz 2017, 20:03

    Küffarın bizden daha iyi çalıştığı söylemi yaygındır, biraz tembellik biraz gaflet biraz da farklı kollardan saldırıya yorgun düşmüş bir müslüman portresi var. Tabi ki şorttan, tesettürden, islamı yaşama müdahaleden daha da öte de bir sıkıntı var. Bizim toplumumuz öyle farklı katmanlardan oluşuyor ki bazen aynı şeyi savunanlar bile birbirini anlamakta zorlanıyor. Ben son zamanlarda bir kaç olay yaşayıp gözlemleyince dışarıdaki islamofobiden çok bizdeki islam fobisi zararlı en başta dedim kendime ve oturup yazdım düşüncelerimi. Olayları popüler kültür ve siyaset rüzgarına kapılmadan dikkatle takip etmeye çalışıyorum, iman ve hakikatler, mukaddesatımız birinci derece hem kalbimizde hem aklımızda.. Öncelikle hep dua ile akabinde duruş ve halimizle kulluk borcumuzu yaşamayı Allah nasip etsin. Ben sade düşünmeyi seviyorum yapı olarak, O razı olsa bütün dünya küsse ne ehemmiyeti var… O izin vermezse yaprak kımıldamaz diyorum, teslimiyet, elhamdülillah.. Ahir zaman, zor zaman, son zaman…
    Yanlış algıların hayatı paylaştığımız, sevdiğimiz insanlarla aramıza girmesine bozuluyorum. Bunun nifak olduğunu hissedip, başaranlara bozuluyorum. Allah hem yar hem yardımcı. Hayr söyleyelim öyle olsun…

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    30 Temmuz 2017, 20:08

    Uzun zamandır kendi aramızda da belirmeye çalışan islam fobisine benzer durum beni çok sıkan bir durum. Keşke elimde bir güç olsa da bunu halletsem, dua ediyorum sadece, gerçi en büyük güç de o… Haklısınız, hepinize teşekkür ederim, düşündüren, analiz ettiren fikir paylaşımları oldu. Fikir ve düşünce özgürlüğü çok güzel, hayatımızın her evresinde adilce yaşamayı diliyorum hepimize..

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    30 Temmuz 2017, 20:11

    Derdimiz, tasalarımız, beklentilerimiz bir.. Dünya bir yanda dursun, önce kendi içimizde halledelim şu fobiyi.. Selamlar..

  • Cevapla Halil GÖNÜL

    7 Ağustos 2017, 16:37

    Tartışmaya girmeyeceğim. İyi niyetli olduğunuzu biliyorum, yazınız da bunu gösteriyor zaten. Ancak yaşadığım bir kaç olay sayacağım. Yıl 1984-85 ler. 100. yıl üniversitesinde bir öğrenci oruç zamanı kafeteryada çay içiyor diye herkesin gözü önünde bıçaklandı ve öldü.
    Van'da ilk aylarım ve ramazanın ilk günleri. Bir gün öğle yemeği için çarşıya çıktım her zamanki gibi ve yolda yabancı, yeni gelmiş bir aileyle karşılaştım. 5 yaşlarında bir kız çocukları vardı. "Yemek yiyebileceğimiz bir yer arıyoruz" dediler. "Buyurun, ben de yemek için gidiyorum" dedim ve birlikte yürüdük çarşıya kadar. Meğer her taraf kapalıydı, dolaşırken bir ara sokaktan gelen duman gördük ve et kokusu geliyordu, yöneldik kokuya doğru. Göz gözü görmüyordu sokak içinde. bir süre yürüyünce gözlerimiz alıştı yaşlar içinde. Gazeteyle bütün camları kapanmış bir yer ve girdik içeriye. Tıka basa doluydu, kadın ve çocuk olunca mecburen oturacak bir yer gösterdiler. Herkes ayakta ve elinde yiyordu ekmek arası olarak. Artık biz de ağzımıza mı yedik, burnumuza mı anlayamadan doyduk işte ve çıktık. Kabus gibiydi. 1986-87' ler: Erzurum'da gene Ramazan ayı: Ankara'dan heyet geldi kontrol için, bayanlı erkekli. Yemek yiyeceğiz, açık olarak garajda bir yer söylediler ve atlayıp arabaya gittik garaja. Evet açıktı lokanta. Yemeğimizi yerken garson geldi yanıma ve kulağıma: "Abi, karşıdaki gurup sizi bekliyorlar, hemen arka kapıdan çıkın" dedi. evet doğruydu dediği. hemen hesabı ödeyip arka kapıdan önce ben çıktım ve bir kaç adımdan sonra diğer dört kişi koşturdu arkamdan arabaya bindik, nasıl gazladım hatırlamıyorum bile ve tren raylarından geçerken kafamız tavana vurdu bir kaç defa. Siirt: Görevli heyet olarak gitmiştik ve o gece orada kalacaktık. Vali alkolü il çapında yasaklamış, hiç bir yerde satılmıyor. Birilerine sorduk "Abi sinemaya gidin" dediler ve gittik. Porno film, dört kişi içeride gençler, birer bira içebilmek için rezilliğe katlanıp hemen çıktık sinemadan. Daha anlatmayayım artık, çok var çünkü.
    Bizim memleketin en cahil tarafı Din bilgisidir. Din diye ortaya koydukları şeyler hurafe ve okur yazarlığı bile olmayan imamların arkasında saf tutan saf insanların cehaletinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla deve kuşunun hikayesine dönüyor iş. Kafayı kuma soktun mu hiç bir şey görünmüyor zaten. Dolayısıyla siz de Dünyanın duyup gördüğü şeyleri-şortlu diye minübüste dövülen kadını, başı açık diye aşağılanan kadını….- ben gözümle görmediğime inanmam derken ne tartışılır ki. Ama sizin dediğiniz cümleyi iyi niyet olarak kabul ediyorum, doğrudur sizin gözünüzün önünde bir şey olmamıştır ama bir gün mutlaka olacaktır size de. Aya gidildiğine de inanmayanlar var bu memlekette.
    Hiç düşündünüz mü Hıristiyanlarda neden olmuyor bu tür şeyler ya da Hıristiyanofobi niye yok? Çünkü:100-200 yıl önce onlar da yaşamışlar benzer sorunları ve düşünüp taşınıp aynı zamanda da kaşınıp çaresini bulmuşlar. Din ve devlet işlerini ayırmışlar, Herkesin inancı kendinde kalmış ve kimse inan ya da inanma diye zorlanmamış. Devlet kiliselere para ayırıyor mu onlarda. ayırmıyor neden peki? Çünkü devlet vergiyle kasasını dolduruyor ve vergilerden de herkes yararlanması lazım. kişilere özgü harcama yaparsa yanlış olduğunu düşünüyorlar. yani inanmayandan veya başka bir inanca mensup kişilerden alınan vergi kiliseye ödenirse, gitmeyen vatandaşlarına haksızlık edeceğini düşünmüşler. O nedenle kiliseler kendi gelirlerini kiliseye mensup kişilerden alırlar. Çok uzun oldu biliyorum. Kusura bakmayın bu seferlik.
    Yine de böyle bir konuya parmak bastığınız için önemli bir iş yapmış olduğunuza inanıyorum. Konuşulmalı, konuşulamayan o kadar çok tabu var ki, duyduğunuzda bile kesinlikle inanmayacağınız ve aklınızın hayalinizin kabul edemeyeceği şeyler var ki şaşarsınız. Gücünü de gizli kapaklılığından ve cehaletten alıyor her şey zaten. Saygı ve sevgilerimle hoşça kalın. Yayınlamazsanız da kesinlikle alınmam. Yalnızca sohbet ettik o kadar.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    7 Ağustos 2017, 17:25

    Öncelikle sizle beraber iki yoruma daha geç dönebildiğim için kusura bakmayın, son bir aydır şehir dışındayım ve bulunduğum lokasyon internet çok az çekiyor. Yorumunuzu veya bir başka yorumu yayınlamamak ne demek, çok sesliliğe, samimiyet ve güzel ahlak çerçevesinde herkesin görüş ve düşüncelerine açık olmasak burada ne işimiz var ki? Yorumunuza teşekkür ediyorum… Ben çok kişisel yazılar yazmayı tercih etmiyorum, bu yazı da kaptan taşıp damlayanlar nevinden. Ayrıştırıcı olmadığıma dair samimiyetimi anladığınız için de sağ olun. O tür hallerden ne Allah ne kul razı, hepimiz de ondan çekiyoruz. Ayrışma/ayrıştırma derdimiz… ben de yazdıklarınıza katılıyorum, yaşamışsınızdır ama bu tür davranışlar ne inancımızı ne de gerçek inananları bağlamamalı. Hoşgörü ve kucaklama konusunda en büyük örnek Allah Resuludur, Peygamberimizdir (sav). Sizin anlattığınız örnekler cahillikten, kulaktan dolma bilgilerden ya da tamamamen taklidi tavırlar da olabilir. Bir de inancının en temel gereklerini devlet, kamu,medya gücü ile yapamaz hale getirilen inananlar var/vardı. Hristiyanların izlediği yol onları ilgilendirir, La ilahe illallah da deseler Muhammeden Resulallah demedikçe bir hükmü yok,hak din islamdır. Verdiğim şort vs örnekler yakın zamanlı olduğu için o an yazdım, maalesef örnek çoktur. Görmediğime inanmam derken olay bazında değil de genel olarak algılayın lütfen, provakasyon amaçlı ne mizansenlerle insanlar birbirine düşürüldü hep tanık olduk, anladık. Kelime ve cümlelerin yanıltmamasına dikkat ederek yazdım, ancak yine de çok aşınan bir konu olduğu için yanlış anlamalara açık hale gelebiliyor.. Üniversite mezunu, kariyer yapmış, iki çocuk annesi, düşünen ve üreten bir insan olmayı, diğergam olup kendimden başkalarına da faydayı amaç edinmiş biriyim. Örtülü bir kadınım, haksızlık karşısında susmam, edep ve hukuk dairesinde de elimden geleni esirgemem, benim de canımı sıkan olaylar oldu/oluyor. Yazıp çiziyorsak bunun zaman içinde faydaya dönüşür nitelikte olması gerek bana göre. İslamofobi siyasi bir argümanın parçasıdır, global bir oyunun aracıdır. Ben kendi ülkemizde aynı çatı altında inancını yaşama özgürlüğünden kimse mahrum edilmemeli diyorum, hor görülmemeli, islama ve gereklerine düşman olmamalı, fobi oluşturmamalı. Dileyen başkasının özgürlüğüne girmeden dilediğini yaşar. İnancımız birleştirir üstelik inanmayanları da birleştirir, o zaman bu ayrılık ve kapışma normal değil. Teşekkür ediyorum görüşlerinizi paylaştığınız için..

  • Cevapla Halil GÖNÜL

    7 Ağustos 2017, 17:49

    Ben de teşekkür ederim. Dinlerin tarihçesini iyi araştırmak gerekli bazı ince detayları çözebilmek için. hatta dinlere gelinceye kadar inanç biçimlerine ve altında yatan nedenlere inmek gerekir din kavramını çözebilmek için. Sizin gibi iyi niyetli hem de çooook iyi niyetli durumunuz sanırım bazı detayları görmenizi engelliyor diye düşünüyorum. Suudiarabistanda satranç yasaklı, Ahmet Hoca da yasaklansın diyor. Türkiyede kocaaaaaaaman bir cemat bunlar. İyi niyetli ve saf, cahil-küçümseme anlamında değil- vatandaşların iyi niyetini sömürerek ayakta kalabiliyorlar. Görmezlikten gelemeyiz bunu. Trt' de-sizin, benim vergilerimle ayakta duran bir resmi kurum- doğal komposto, diğer bilimsel ürünn ve çalışmaların önüne geçerek birinci oluyor yarışmada. Çağdaş bir memlekette olabilir mi böyle bir şey? Söylenecek o kadar çok şey var ki! maalesef dünyada çok rezillik ve canavarlık derecesinde çağdışılık-düşünce ve eylem olarak- uygulanmış ve göz önünde cereyan etmiştir. bunları da başkalarına bağlayarak savunmak veya kabullenmemek ne kadar doğru bakışı yansıtır? İslamafobi'nin kaynakları çok açıktır. Bizim cehaletimiz. başkalarında aramak hatası bizi daha da geriye götürür. Hoşça kalın. 🙂

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    7 Ağustos 2017, 17:59

    İlim kapısı açık, kaynaklar çok, akıl sahibi , adil herkes doğruya ulaşır isterse. Şu hoca bu cemaat türünden yaklaşımlar din kavramını popüler kültür kıvamına getirir. Dediğiniz gibi çook iyi niyetli değilim, adil olmak konusunda birey olarak hassasım… Aklım bulanık değil, iman konusunda şek şüphe yoktur. Siyasi platforma çekilen dini tartışma yazısı değildir amacım, ne olup bitiyor her şeyin farkındayım. İslamofobinin kaynakları cehaletimiz tesbiti doğrudur, taklidi değil tahkiki imana ihtiyacımız var.

Write a comment