MÜBAREK GELDİ…

Mübarek geldi… Öyle bir misafir ki azını çoğa sayar, gelirken 10 getirir 1 harcansa bile geriye kalan 9 bazen bir dünya ömrüne yetişir. Bu dünyaya takılı aklımızla, bu dünyada tıkanan vicdanımızla, yine bu dünyada minik noktalarla bir köşesi illa kararan kalbimizle çözemiyoruz onun hakikatinin sırrını. Dışarıdan bakınca belki sadece aç kalmak, ama nefs ancak aç kaldığında ilahlık iddiasını bırakıyor, halden anlıyor, şükür biliyor, vereni düşünüyor, bunun bir de asıl kaynağı var diyerek sonsuzluğu hatırlıyor. Oruç sadece aç kalmak mı? Mübarek geldi… Üç ayların sonuncusu ramazan bu ay kandil ışıklarıyla bir yol gösterip, arınma ve af olma şansına yer açıyor. Af ve mağfireti sonsuz Allah (cc), üç aylar ile yılın 4/1’ni kazanmak, yanlışlardan vazgeçip dünyaya yönelmek için bir hediye paketi gibi sunuyor bize. Mübarek, çok kıymetli misafir, bize çok değer verenin hediyelerle dolu bir elçisi. Gelirken de giderken de bizi ihya ediyor. Mübarek ramazan geldi, gözümüz aydın…

Misafire nasıl hazırlanırız? Hem cömert hem müşfik hem de çok azametli bir misafir geliyor. Ne yaparız? Önce ev köşe bucak temizlenir, misafir belki bir yerde duracak ama olsun. Temiz hissetmek, her halimizle hazır hissetmek isteriz. Sonra ikramlar, özenli sunumlar, tatlı yorgunluklar… Misafir ağırlamada beklenti yoktur, sadece memnun etme vardır. Ramazan mübarek geldi, hazır mıyız? Allah bizi bizde ağırlamak için, 1 ay boyunca bereket, mağfiret, af çıkınları hazırlayıp gönderiyor, bizde her şey tamam mı? Günler uzun, çalışırken zor, oruç her dinde var martavallarına hiç girmiyorum. Dileyen dilediğini yapar. Biz dilediğimizi, bizden beklenen gibi yapabilecek miyiz bu ramazanda, onun derdindeyim.

Eksiklerimiz ne çok… Dini, iman etmeyi, inandığı gibi yaşamayı bireysel bir durum gibi algılamaya çalışıyor ve yanılıyoruz. Ramazanda evleri neden süslemeyelim ki? Çocuklar gönüllerince yazsınlar, çizsinler, boyasınlar, sahiplensinler gelen mübarek misafiri. Bunları yaparken de merak edip, öğrensinler, içine girsinler… Mesela evde her daim gül koksun ramazan boyunca bir ilahi çalsın sürekli ya da esma-ül hüsna sesleri olsun radyodan/bilgisayardan yayılan. Oturup dinleyeceğimiz zaman da Kur’an okunsun güzel bir kıraatla, ruhlarımız bir gevşesin. Ramazanı sadece iftar telaşı doldurmasın, bir çeşit daha yapayım derken asıl gıdalardan olmayalım. Hatta ne olur sanki az çeşit/tek çeşit sofralar kursak. Nefsi terbiye etmek için tuttuğum oruç onu bu kadar şımartarak nasıl amacına ulaşır ki? Lüks otellerde iftar, açık büfeli ramazan anlayışı ile bu ayda elleri bağlanan ellerini oğuşturur ancak! Ramazanda diğergam olmak ne demek onu öğrenelim çocuklarla birlikte, adına farkındalık diyelim ama gerçekten farkında olalım. 40’ta 1 zekatın ya da fitrelerin ne kadar ve neye yeteceğini enine boyuna düşünelim. Sadece sahur, iftar, teravih mi ramazan? Bunlar bedeni ise biz ruhuna bakalım biraz da…

İftariyelikler, iftar, ramazan, hurma, diş kirası

iftar sofralarına küçük sürprizler ne güzel olur.


Mübarek geldi mi beden fakirleşmeli, ruh zenginleşmeli.. Son zamanlarda her şeyi modernize etme huyumuz var ya, onu bir kenara koysak ve geleneksel ritüelleri modern hayatımıza yerleştirsek biraz da… Mesela diş kirası, hediyeleşmek gibi güzel bir sünneti farz ibadetimizin içinde yaşasak tekrar, çocuklara da büyüklere de ayrı bir haz. Hepimizin elinden bir DIY çıkar, onları saralım verelim iftar sonrasında, ya da sofrada herkesin önüne kesecikler koyalım, içinde biraz hurma biraz çikolata, olmadı küçücük kavanozlara reçeller iftariyelik niyetine eve götürsünler. Bir güzellik yapalım, işin içine katalım çocukları da alışkanlıklarımızı da.

İftar hazırlığı, bekleyişi… Bu kadar hafiflemiş hissetmek sadece aç olduğumuz için mi? Öyle olsa diyette iken de başkalaşması gerekiyor herkesin. Oruç sadece açlık değil, iftar ve teravih sonrası ruhun en mesut saatleri. Sohbetin, tatlı tatlı gelen uykuyla karıştığı zamanlar. Kandillerle aydınlanan bir yoldan, eli kolu dolu bir misafir geldi, hamdolsun. Az durup gidecek, giderken de bizde ne varsa önüne koyup ağırladığımız onları da götürecek nurlu alemlere. Belki ebedi alemdeki evimizin bir tuğlası, çatısı, bacası ya da tümden ahiretliğimizi göndereceğiz ardı sıra. İnanmak, yaşamaksa hakkıyla, zerremize işleyene kadar yaşamayı Hak bize nasip etsin. 
Ramazan mübarek geldi, gözümüz aydın…




20 yorum
Write a comment