Hafta içi ne kadar yoğun ve stresli geçse de hafta sonu pozitif yükleme yaptığımızda, bütün hafta bozdurup bozdurup harcayacak enerji jetonlarımız oluyor. Bardağı dolu görmek için, sağdan soldan gelen günlük rutin gerginliklere bana mısın dememek için cuma akşamından itibaren girdiğimiz tatil modu ile şarjlıyoruz kendimizi. İlkokuldan beri seviyorum bu modu. Oturup evde tatlı tatlı miskinlik de bazen çok güzel oluyor ama hele bahar gelmişse dışarı çıkıp hava almayalım mı? Yorulmuş, eror veren zihinleri dinlendirmek, sevdiklerimizle, ailemizle nefes almak, maratona devam etmek için kısa bir mola. E o zaman hafta sonu ne yapıyoruz?
Sakinciler, kalabalıkçılar
Kiminin yeşille, börtü böcekle hiç işi yoktur. İlla hareket, kalabalık, enerji. Böyle arkadaşlara metropol insanı diyoruz. Trafiğe alışmıştır, beyninde kısa yollar tuşu vardır, akışa katılıp akar. Kabul edelim canlı, cıvıl cıvıl caddelerin, enerjili insan kalabalığının da bir tadı var. Hafta sonu arkadaşlarıyla bu ortamların içinde olup hem muhabbet edip hem ders çalışan hatta araya alışverişini de sıkıştıran büyük bir kitle var. Yorgun eve dönüşte, güzel bir güne çok şey sığdırmış olmanın hafifliği de cabası.
Salt Galata’da ders çalışmak mı sohbet mi?
Hem ders çalışalım hem sohbet edelim
Son yıllarda kitap kafeler giderek artıyor ve ben hepsini çok beğeniyorum. Üsküdar Belediyesi’nin Nev Mekan zinciri kütüphane, kafe ve mekan üçlüsünün çok keyifli sunulduğu bir yer. Hafta sonu yer bulmak ne mümkün. Salt Galata sergisi, etkinlikleri, çalışma ortamı, mekanı ve konumu ile tembeli coşturur. Orayı ayrı bir yazıp koyacağım buraya da. Sonar Penguen kitabevi de artık kitap kafe tarzına başladı, hepsi de güzel olmuş. Diyeceğim o ki, hafta sonu ders, proje, vize, final çalışanlar için ideal program buralara gitmek. Hem gezmek hem ders hem sohbet.
Favori caddeniz var mı?
Her şehrin yüksek voltaj mekanları vardır. İstanbul’da Boğaz ve civarı, İstiklal, Beyoğlu, Galata, Karaköy, Tarihi Yarımada… Tamam kabul İstanbul’un enerji noktaları çok. İzmir’de Kordon, Pasaport, Kemeraltı, Karşıyaka. Ankara’da Tunalı Hilmi, Kızılay gibi. Ama küçük bir şehrin bile sevilen, bilinen bir caddesi vardır. Oralara gider dolanır, alışveriş yapar, arkadaşınızla buluşur bir çay kahve içersiniz ve mutlu olursunuz. Hatta kimileri için keyifli bir hafta sonunun değişmez rutinidir.
İstiklal caddesi ve kırmızı cazibe tramvaylar
Nereye gidersek gidelim, en azından hafta sonu betondan uzaklaşmak istiyor insan. Doğasever bir yapınız varsa, sakinciler grubunda iseniz, yeşil görmeden geçmesin cumartesi pazar. O zaman hazırlanın pikniğe gidelim.
Kırmızı pötikare örtüsüz piknik olur mu?
Kırmızı beyaz pötikareli örtülerin, yeşil çimenle uyumundaki bu çekicilik nedir bilmiyorum. Ama hepimizin gözüne hoş gelmiyor mu? Piknik veya bir çay bahçesi… Bir araya gelmenin adını siz koyun. Erguvan ağaçlarının yanında yamacında, her rüzgar estiğinde yağmur gibi düşen erguvan çiçekleri içinde bir bardak çay, kimlerle, nerede siz karar verin.
Adı piknik oldu mu, çocuklar için bayram… Çok çeşide ve anneyi strese sokmaya gerek yok. Termosta çayımız, simit , sandviç, kahvaltılık evde ki çörek börek ne varsa tamam. Ama güzel bir örtü almalı yere sermek için, Piknik sepeti ve diğer ekipmanlar da önemli. Çocuklar belki farkına varmaz ama, kadınlar güzel sofralar kurmayı, şöyle bir adım geri çekilip -tamamdır- diyerek bakmayı seviyor. Bir de illa ki kitap. Bahar günü piknik sofrasında, herkes karnını doyurduktan sonra şöyle esaslı bir kafa dinlemek için uykumuz gelene kadar kitap okumak…
Sen bunları yazıyorsun ama, çocuğun sınavı var, benim işler yığılı, o dediğin yerlere gitmek için trafiği göze alamam diyorsanız. B planı. Balkon pikniği…
Önceden duyuru yapıp ev ahalisini bir heyecan. Balkon yıkanıp, hazırlanıyor. Hemen bir kek veya kurabiye mutlaka yapılmalı. Çünkü onun kokusu gevşetici bir etki yapacaktır. Değişiklik olsun, balkona kilim serin, üzerine de örtü. Yer sofrasını donattıktan sonra eline oyuncağını, kitabını alan gelir.
Biz bunu hep yapıyoruz diyorsanız, o zaman C planı. Yani, canın ne isterse planı…
B planındaki B’de balkonun B’ siydi zaten. Bir harf seçin… Hafta sonunuz güzel geçsin…
16 Nisan 2016, 11:31
Biz, universite sinavlarina girip cikinca tekrar calisiyoruz 🙂 bizim haftasonumuz da boyle 🙂
16 Nisan 2016, 11:38
Çalışmak da bitmiyor, sınavlar da… Dönüp kitapların arasına daha iyi gömülmek için, bir harf seçin, oh be iyi ki yaptım diyeceğiniz küçük bir mola kaçamağı planlayın. Daha bunun tezi var, doktorası var. Farklı ve dinlendirici küçük bir şey iyi geliyor. Tecrübeyle sabittir. Kolay gelsin…
16 Nisan 2016, 13:19
Yorgun yüreklere pembenin "p"si olur mu dersiniz?
16 Nisan 2016, 13:21
Kendimizi dinlendirelim de, bal (b) gibi olur.
16 Nisan 2016, 22:30
Uzun süredir home sweet home modundayım. Yaşasın ev! Blogunu keşfediyorum, bana da beklerim kardeş ♥
16 Nisan 2016, 23:09
Ben de blogunuzu okudum. Gezmeyi çok sevmekle evi çok sevmek tezat gibi görünür ama bence değil. Çünkü okumak, yeni yerlerin planını yapmak ve dinlenmek için seyyahlara özellikle ar sıra ev modu şart. Yanlış olabilir ama ben böyle düşünüyorum. Neresi ihtiyaçsa bizim için, galiba orası doğru yerdir. Selamlar…
17 Nisan 2016, 15:17
Haftasonu gerçekten stres atabilmemiz için bulunmaz bir zaman bazen tam terside olsa kesinlikle bir plan yapmalı veya plansız (P) bir şekilde istediğimizi yapıp bir stres atmalıyız. Yazı ve verdiği enerji için teşekkürler.
17 Nisan 2016, 15:27
Ben teşekkür ederim, yeni hafta içinde enerjisi bol, hayırlı günler diliyorum.
17 Nisan 2016, 21:02
kalemine sağlık çok eğlenceli bir yazı olmuş.benim için haftasonu gezmekde olsa piknikde olsa evdede olsak yorgunluk,ve herşeye rağmen mutlu olmayan çocuklar elhamdulillahi ala kulli haal
17 Nisan 2016, 21:10
Gülümsettiğim için çok mutlu oldum. Çocukların mutlu olma konusu paletsiz dalınamayacak kadar derin hale gelse de, yılmadan bıkmadan anlamaya çalışmaya devam ediyoruz. Başarıyoruz da ama, sarılınca anlaşılıyor. Elhamdulilahi ala külli hal…