-Doktorculuk oynayalım mı? Evcilik, okulculuk çok sıkıcı. Biz doktor olalım, dünyayı iyileştirelim olur mu? Sen kızsın hemşire ol ben de erkeğim doktor olayım.
-Ya nedenmiş? Ben doktor olayım, hem ben duyuyorum kadın erkek eşit diyorlar hep. Böyle eşitlik mi olur? Belki dünya da bu yüzen hasta olmuştur, eşitsizlik yüzünden. Ben doktor olacağım, hem kadın doktorlar anne de olduğundan iyileştirmeyi daha iyi bilir.
-Tamam yaa, ikimiz de doktor olalım o zaman. Dünyayı iyileştirmek zor, bir doktor yetmez zaten. Pekiii dünyayı doktora kim getirmiş olsun, mesela güneş dünyanın annesiymiş o getirmiş.
-Olmaz, güneş dünyadan daha büyük ve sıcak ama dünyada hayat var güneşte yok. Dünyayı hasta eden kimse, iyileştirmek de onlara düşer. İnsanlar hatasını anlayıp bize getirmiş olsunlar, biz de dünyayı nasıl iyileştireceklerini öğretelim onlara.
-Tamam biz iki çok ünlü doktormuş, gezegen doktoru. Sen kızlarla konuşursun ben erkeklerle. Hepsine sorarız, dünyanın ne şikayeti var deriz. Sonra da reçete yazarız.
-Ayyy çok güzel oyun oldu, ama iki kişi olmaz mahalledeki çocuklarla oynayalım. Ben hem doktor hem hasta yakını olmak istemiyorum. Dünyayı kurtaran doktor olurum sadece.
-Tamam hadi gidip toplayalım çocukları, gezegen doktoru bekliyor.
Dünyanın nesi var?
Mahalledeki bütün çocuklar sevmiş bu fikri, sadece niye siz doktor oluyorsunuz ki diye bozulmuşlar. Oyunu biz bulduk, mızıkçılık yapmayın demiş doktorlar da. Herkes rolüne razı olmuş, bahçeli evlerden birinde hastane, doktor odası için kağıt, kalem, telefon, önlük, ilaç, iğne ne buldularsa getirmişler. Oyunu öğrenen anneler de sevinmiş, aman ne güzel oyun bitince gelin kekiniz hazır demiş.
Dünyanın nesi var diye soran doktora diyeceklerini de annelerinden öğrenmiş hepsi. Onlardan duyduklarını şimdi doktora anlatıp dünyayı iyileştirecekler. Bahçe kapısına gezegen hastanesi yazmışlar, kapının önünde herkes kıkırdayıp itişip sıraya girmiş. Sırada beklerken dünyanın nesi varmış diye konuşmaya başlamışlar. Yaşı büyük olanlar daha bilinçli ama küçükler de duyduklarından dünya neden hasta oldu sorusuna bir sürü cevap bulmuş bile. Bakalım iyileşir mi?
Ateşi yükseliyor, terliyor bazen de çok üşüyor…
Evet anlatın bakalım, dünyanın nesi var?
Sık sık ateşi yükseliyor, hele yazları dayanılmaz oluyor bazen. Kışın da bir üşüme tutuyor bazen, buz gibi. İlaç versek de inmiyor ateşi, onunla birlikte biz de yanıyoruz. Neden böyle oldu, nasıl iyileştirebiliriz?
Gezegen doktorları bir birine baktı, ciğerlerini üşütmüş. Ciğerleri ormanlık olduğu için dünyada ormanlar da azaldığı için nefes alamıyor eskisi gibi. Havada oksijenden çok kötü gaz var, acilen dünyada yaşayanların bunu düzeltmesi lazım. Yoksa dünya boğulur, onlar da boğulur. Herkese çevresini temiz tutma, ağaç dikme ve az kimyasal atık reçetesi yazıyorum. Onu seviyorsanız, reçeteyi uygularsınız. Çocuk reçeteyi alıp cebine koydu, akşam babamlara da okurum dedi içinden.
Çocuk reçeteyi alıp cebine koydu, akşam babamlara da okurum dedi içinden.
Bir öksürük bir titreme bir ishal
Çocukların hepsi doktorun yanına girerken en son hasta olduğu zamanı hatırlayıp, annesinin söylediklerini tekrar ediyordu. Bir insan neden hasta oluyorsa dünya da benzer şeylerden hasta oluyordu sanki.
Bir öksürük bir titreme bir ishal mahvoldu dünyamız, geçen defa serum takıldı ama hep oluyor. Ölmesin sakın, ne yapacağız?
Öksürük havasızlıktandır, bu kadar duman, is, fabrika bacası ciğerlerini tıkamış. Hepsine bir filtre takıp, azaltılmalı yoksa boğulur, başka çözüm yok. Titreme daha çok içten gelir, önüne geçemeyiz ama tedbir alıp sarsıldığında zarar görmemesi için dikkat edin. Depremler artmadı, binalar arttı dünyada, sıkıntı orada unutmayın. İshal önemli, susuz kalırsa işi biter dünyanın. İçindeki pislikleri atıyor selle yağmurla ama temiz olanı atmaz sadece dolandırır içinde. Bunlara dikkat edin, çok giydirmeyin çok kalıntı çıkaracak kadar da yedirmeyin. Azaltın ki hafiflesin.
Oyunda hasta olan çocuk bunları söyleyen arkadaşına kızdı, ya sen kopya çekiyorsun bu dediklerini öğretmen anlattı geçen gün, hiç de gezegen doktoru filan değilsin. Kıskanmıyorum ama ben olsam değişik şeyler söylerim.
Doktor mahsustan öksürdü, öğretmen doğruyu söylemiş demek ki siz iyileşmeye bakın deyip kaşlarını kaldırdı.
Hasta eline verilen reçeteyi alıp tamam tamam deyip bahçeye çıktı. Sonra tekrar içeri girdi, ben doktor olsam dünya diyet yazardım. Kötü beslenme yüzünden hem çok çöp çıkıyor hem de yiyecek kalmıyor. Obez dünyaya diyet yaptır da görelim.
Anneannesinin atılan ekmekleri, yarım bırakılan tabakları gösterip bu dünya ne doyar ne doyurur bu gidişle dediğini hatırlamıştı. Bir daha kesin ben olacağım gezegen doktoru dedi içinden.
Hep mutsuz hep somurtuyor hiç konuşmuyor
Büyüklerin depresyon dedikleri şeydi sanırım, mutsuz olduklarını somurtarak anlatıp ah dünya diyorlardı hep. Dünya da mutsuzdu ve gülmüyordu sanki. Daha yeni savaştan, bombalardan ölen insanlardan konuşmuştu herkes. Mutsuz bir dünya nasıl tedavi edilirdi? Doktor reçete yazdı hem de bedava dedi.
Dünyanın hastalığı için hemen bir kağıdın üzerine kırmızı kalemle onlarca kalp çizdi, katlayıp şişeye koydu. Bu ilaç multikalp kapsülleri, herkese dağıtın, yüksek bir yerlerden serpsinler. Kokusu yayılır, herkes kalpleri çoğaltırsa ancak bu gezegen kurtulur.
Her gelen bir şey söylemiş, her gelene bir reçete yazmış doktorlar. Bol bol su içsin, suyu israf etmeyin… Düzenli beslensin, yiyecek israfı yapmayın, doğal beslenin ki dünyada tarıma önem verilsin. Dünyanın hasta olmasını istemiyorsanız onu sevin, seviyorsanız koruyun. Yoksa bir salgın bir savaş derken dünya çok yaşayamaz artık. Çünkü dünya hasta onu ancak çocuklar isterse iyileştirebilir.
Çocuklar epey sevmişler bu oyunu, dünyayı iyileştirelim arkadaşlar diye konuşmuşlar aralarında. Bu sefer ben doktor olayım demiş bazıları, ben de reçete yazayım dünya için demiş kimisi. Herkes evde kırmızı kalp kapsülü ilaçlardan yapmış dünya için. Dünya bizim evimiz ona bir şey olmasın, dünya hasta olmasın demişler. Sanki dünya daha güzel bir yer olmuş çocuklar böyle söyleyince…