İzmir Karantina Adası

İzmir Karantina Adası

Yıl 2020; deprem, çığ, savaş, şehitlerimiz, mülteci çocukların dramı derken corona virüsü de ülkeye giriş yaptı… Yoğun bakımdan çıkan kadın acısını tarif için, akciğerlerimin içi cam kırıkları var gibi acıyor demişti. Çok üzüldüm, hem acısını tarifine hem de  kalbimin içi cam kırıkları var gibi acıyor dedirten dertlerimize. Ama covid-19 öyle hızlı girdi ki hayatımıza diğer kırıkları kenara itti. Zaman ayakta kalma zamanı. İzmir Karantina Adası ve ilginç hikayesinden söz edeyim biraz…

Urla İzmir’in en güzel yerlerinden biri, çocukluğumun en güzel zamanları orada geçtiği için değil, harbi güzeldir. Fotoğrafta görülen adacık da Karantina Adası, sağ tarafından uzanan bir arabalık dolgu yolla kıyıya bağlanır. Ada çam ve zeytin ağaçları ile doludur, yazın ağustos böceklerinin sesi çok sesli koro gibidir, en durgun hava da bile bir esinti vardır kısaca şifa gibidir burası. En son Urla Devlet Hastanesi olarak hizmet veriyordu Karantina Adası, ne anılar var burada ah ah… Ama ah diyecek bir hastalığınız yoksa pikniğe gitmek gibi gelir insana, iyileştirici etkisi tartışılmaz. Daha önceleri Urla Kemik Hastanesi, senatoryum ve tarih boyu İzmir Karantina Adası olarak salgın hastalıkları önleme ve tedavi adresi olmuş. Ne kadar hüzünlü anılarımız da olsa severim burayı.

Temizlik ve uygarlık bizden sorulur…

Avrupa’nın yıkanmak, güzel kokmak gibi konuları bilmediği, salgınlarla boğuştuğu yüzyıllarda biz öyle bir merkez kurmuşuz ki bugün bile gurur kaynağı. Urla (Klazomen) Tahaffuzhanesi adıyla taa 1800’lerden beri İzmir Karantina Adası salgın hastalık önleme merkezi. Corona virüsü ile  Karantina Adası yine gündemde. Dünyada 3 tane böyle ada var ve en iyisi bizimki. Ama gelin görün ki şu asırda bile referans olabilecek bu donanım henüz bir müzeye bile tam dönüştürülmüş değil.

İzmir karantina adası

150 yıl önceki karantina sistemi ve etüv kazanları

Salgın tedbirle önlenir…

İzmir Karantina Adası limana gidecek gemilerin ilk durağı o zamanlar, yolcular ve gemi personeli soyunma odasına alınıp yukarıdaki dezenfektan kazanlarında kıyafetleri buhardan geçiriliyor. Yolcular peştemal ve takunya ile banyoya geçiyor, sabun ve dezenfektanlarla yıkanıyorlar. Giyinip doktor kontrolünden geçiyorlar, sağlam olanlar yola devam ediyor hasta olanlar ise karantina adasında kalıyor. Vefat durumunda ise sönmüş kireç dökülmüş, derin mezarlara gömülüyor hastalar. Bu kısımdan salgının korku hikayelerini üretenler de olmuş, ölenler yakılıyor, sabun yapılıyor gibi… Abartılanlar dışında acı çekerek ölmüş kim bilir kaç insanın mezarı bu adada bilinmez. Anlattıklarımı gözünüzde canlandırmanız için lütfen videoyu izleyin.

Dünyayı sarmaya başlayan corona virüsü salgınında Urla Karantina Adası’nın dezenfekte sistemine benzer lokal sistemler kurulsaydı havaalanlarına, ülkeye giriş yapılan noktalara keşke. Zor ve maliyetli ama sonrası daha zor daha maliyetli ve kayıplı maalesef. İl bazında durum nedir bilemiyoruz ama tahmin edebiliyoruz. İzmir’de karantinaya alınan apartmanlar, sağlık ocakları olduğunu duydum. İstanbul zaten Türkiye’nin hanı, gelen geçenin yolu düşer. Ama geçici bir pandemi hastanesi için bile yer bulmak zor, o kadar doldurduk ki etrafımızı taşla betonla şimdi soluk alacak yerimiz yok… Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar önce Balkanlar’dan İslam coğrafyasına hac için gidecekleri önce bu adada sağlık kontrolünden geçirmiş. Giderken başkalarını gelirken de kendi toplumunu koruma görevi…

İzmir’de Karantina semti de var…

İzmir’de Karantina semti, son bir yıl içinde açılan meydanı ve modern sanatlarla donanan parkıyla duyuldu. Ama geçmişi eski ve popüler bir semt. İzmir kızı Sezen Aksu, Haluk Bilginer bu semtte yetişmiş. Canlı bir dokusu var ama tarihi süreç içinde Urla Karantina Adası’ndan sonra salgın hastalıkları önlemek için ikinci durak burası olmuş. Malum İzmir liman kenti ve Avrupa’nın salgından kırıldığı asırlarda önlem almak şart.

İzmir Karantina semti

Limana girmeden önce sağlık kontrolü yapılan yer.

Fotoğraftaki cami hala duruyor ama önünde binalar ve sahil yolu var. Yine denizin kıyısında yer alan köşkler, yalıların yerinde denizi duvar gibi kapatan dip dibe apartmanlar var. Yanlış, İstanbul ya da İzmir’e has değil, hepimizin. Hiç salgın hastalık, deprem, afet yok gibi yaşamak, yarın yokmuş gibi yaşamak dedikleri bu olsa gerek.

Ümitsizlik yok… Hayat eve sığar deriz, evde kal Türkiye deriz ve sabırla bekleriz. Hepimizin hayatındaki ilk tecrübe bu, kısa sürede bitmesi için sarıldık, sabrettik, dua ettik, beraberce yendik evvelallah dediğimiz günler yakın olsun. Hayal kurarsanız yaz günleri için, İzmir tatil rehberim burada.

Güzel günler göreceğiz…

15 yorum
  • Cevapla FERHAT BEKTAŞ

    29 Mart 2020, 12:39

    Merhaba bloğunuzu takip etmekteyiz. Çok faydalı bir makale olmuş

  • Cevapla Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com

    30 Mart 2020, 12:23

    İzmir’de böyle bir karantina adası ve evi olduğunu bilmiyordum. Sâyenizde öğrendim. Sanırım bana öyle geliyor ki biz yavaş yavaş bu virüsle yaşamaya alışacağız ve unutulup gidecek. Hakkımızda hayırlısı…

    • Cevapla begonvilsokagi.com

      30 Mart 2020, 14:04

      İzmir Karantina Adası son haliyle bir sağlık müzesi değil de en verimli haliyle bir senatoryum ve hazır bekleyen pandemi hastanesi olarak düzenlenmeli.
      Virüs dünya üzerindeki görevini yapıp gidecek, unutulacak ama hep yenileri gelecek buna hazırlıklı olmalı ve süreçten ders çıkarmalI.
      Hayırlısı diyoruz hepimiz. Teşekkür ederim.

  • Cevapla Zerdali Çekirdeği

    31 Mart 2020, 22:42

    Videosunu paylaştığın haberi izlediğimde haberim olmuştu böyle bir yerin varlığından. Şimdi bunların çok daha iyilerini yapabilecek durumda tüm dünya aslında ama paralize olmuş gibi davranıyoruz gibi geliyor bazen. Yuval Noah Hararinin bu konudaki tespitleri çok çarpıcı ve gerçekçi bence. Dünya sanki ortamda hiç yetişkin yokmuş gibi davranıyor. Ortak hareket etmek zorunda tüm ülkeler, kelebek etkisi bir gerçek. Ama malesef çok sancılı bir süreçeyiz. Dileğim bunu en az kayıpla atlabilmek ama bir yakınını kaybeden için azı çoğu yok ki…
    Sabır diliyorum hepimize.

    • Cevapla begonvilsokagi.com

      31 Mart 2020, 22:53

      Söylediklerin doğru, global anlamda beklenmedik yerden kaos patlaması gibi bir durum. Canımı sıkan başka konu, tüm bunlar dünyada olmamış, biz de bu girdaba girmemişiz gibi iç çekişmelerin devam etmesi. Ya bi durun arkadaş ya, ölüm işte daha açık ne olsun? Onu yapmadı, biz yaptık, bak nasıl yaptık…. Bütün yaşadıklarımız aslında insanları ortak bir çizgide buluşturmaya hizmet edebilir. Virüs ve olumsuz etkileri konusunda ne düşünüyorsun dersen, belli çok zor süreç ama geçip gidecek inşallah. Az yara az kayıp bıraksın dileğimiz. Ama sözünü ettiğim virüs insanüsler bitmez, hani en eski çağlardan beri ekili toprakların en zararlısı kımıl zararlısı var ya, hah işte öyle bu güruh.

      Dua ve dilekler ortak, gönülden katılıyorum sana. Bu yıl eskiler kambur kambur üstüne dermiş işte o hesap.
      Güzel günler yakın olsun, daha da kötü olmasın inşallah.

  • Cevapla cem oz

    1 Nisan 2020, 13:26

    Geriye doğru da evrimin olabileceğine inanıyorum. Bazen toplumlar eski yaşadıkları deneyimleri unutup yeniden acı tecrübeler yaşayarak tekrar öğrenmek zorunda kalıyorlar.
    Salgın hastalık konusunda bütün dünyanın bana verdiği izlenim bu.
    Sağlıklı günler dileğimle..

    • Cevapla begonvilsokagi.com

      1 Nisan 2020, 19:03

      Aslına bakarsanız dünyanın kendi içinde bir rutini var bu konularda da. Salgınlar ve toplumları etkileme süreçleri tarih boyu hep olmuş. Tekrar öğrenmek yetse bilgi toplumu olduğumuz şu dönemde acı tecrübeleri daha mantıklı karşılardık diye düşünüyorum. Ama bu defa belki şerden hayır çıkması gibi toparlanmalar olur belki salgın bitince…

      Blogunuzu inceledim, şimdi enginar başlıklı yazınızı okuyacağım. Sitemde kurulu mailchip sistemi her yorum yapan okuru otomatik mail listesine kaydediyor. Bu bir taktik değil ama otomatik uyguluyor, dilerseniz kolaylıkla çıkabiliyorsunuz.

      Gezi rotanızda yolunuz açık olsun, sağlıklı günler diliyorum.

  • Cevapla mustafaa

    7 Nisan 2020, 21:04

    keşke bir adamız olsa 🙂

  • Cevapla yasemin

    30 Nisan 2020, 18:18

    merhabalar blogunuzu ilk defa bugun takıbe aldım bir kaç yazı okuma fırsatım oldu ve bu sıkıcı karantina günlerinde yazılarınızı okumak gerçekten iyi geldi

  • Cevapla okan

    28 Mayıs 2020, 10:00

    yazılarınızı zevkle okuyorum, başarılarınızın devamını dilerim.

Write a comment