Okulu özledim diyenler parmak kaldırsın… Okullar açılıyor ama bu yaz hem geç geldi hem daha sıcak geçti. Sıkılanlar için tatil uzadıkça uzadı, eğlenenler için ise daha yeni başlıyor havasında bir haller. Ben öğrenciliği seviyorum, yazlar çok güzel geçerdi ama okulun açılmasına yakın iyice özlerdim. Okul anıları içinde çocuk aklımın büyülü dünyasını oluşturan kırtasiyeler, yeni kitap-defter kokusu, renk renk kalemler, silgiler, rüyama giren kalem kutuları.Ne heyecan, ne heyecan… Duydum! İçinden sen biraz inek bir öğrenciydin galiba diyenler var. Tam tersi, evet tembeller grubunda değildim ama sürekli ders çalışan da hiç olmadım. Okullar açılıyor yaşasın! (Bu kutlama mesajı daha çok veliler için, uzayan tatil çocukları da büyükleri de sıkıyor. Artık okul başlasın!)
Herkesin özellikle ilkokul anıları hatta okuldaki ilk gününüze dair unutulmaz okul anıları vardır. Hemen gözünüzün önüne gelen, flashback budur dedirten çoğu komik öğrenci anıları… Mesela okul fotoğrafı çektirmek için evden çıkarken annemin iki yana at kuyruğu yaptığı saçlarımı nasıl düzelteceğini babama tembihlemesini aynen hatırlıyorum. Kafamın iki yanında iri iki kelebek konmuş gibi duran beyaz fiyonk kurdeleler… Şimdi cool durmayan in olmayan bir şey takar mı bizimkiler?
Ben başlıyorum, Okul anıları varan 1. İlk gün teneffüste bir hışım beni düşüren çocuğu bahçede dolaşan öğretmene şikayet ederken önce amca dedim, gözlüklü tombulca bir öğretmendi, hiç cevap vermedi. Bu defa abi dedim, yine cevap yok artık öğretmenim diyene kadar neler saydıysam her gördüğünde gülümsedi bana. İlkokulum çok güzeldi, kocaman bahçe, içinde turuncu balıkların yüzdüğü elips şeklinde bir havuz. Koş koşabildiğin kadar. (Kamu spotu: Okulları daraltmayın, çocukları delirtmeyin!) Bütün enerjimizi boşaltırdık, şanslıydık…
Okul anıları ve ilk hece ilk kelime
Varan 2. Bilmiyorum ve patates kelimelerini hiç unutmam. İçinde bolca resimler olan ilk okuma kitabında hecelerken hep takıldığım, bu neydi diye yanımdaki daha çalışkan kıza rıza minnet sorduğum, tekrar edip durduğum ama hemen gene unuttuğum kelime, “bilmiyorum” ne ironi ama… Patates de ilerleyen zamanlarda, öğretmenin tahtaya kaldırıp okuttuğu ama benim hecelemeyi beceremediğim kelime. Biraz kızdı belki de ondan unutmadım, patatesle bir sorunum yok halbuki. Kötü okul anıları bu iki kelime ile başladı, oysa çamaşır asar gibi ipe dizilen kelime fişleri ne sevimli gelirdi gözüme.
Varan 3. İlk yıl sabahçı olmuştum servis nedir bilmiyorum zaten, yürümek hem güzel hem heyecanlıydı. Evden okula yalnız başına ama her zaman kenardan kenardan. O kadar çok duydum ki bu telkini Allah’tan fobik bir durum olmadı, aman çocuğum kenardan kenardan… Okulumun tam karşısında küçük bir mezarlık vardı, karşı duvarında ise siyah parlak yüzeyine taşlar yapıştırıp, dilek dilediğimiz bir bölüm. Çaput bağlamanın farklı bir versiyonu. Ne dilerdik unuttum, öğretmene amca diyen bir kafanın içinden ne geçer ki? Yapıştırmadan da geçmezdik. O değil de teyzeler de taş yapıştırıyordu. Demek o zamanlar hurafelerde model buymuş.
Sayamadım, abaküse küstüm:)
Varan 4. 50 sayısını da unutmam, son ders olmuş, acıkmışım, sıkışmışım, artık eve gitmek istiyorum. Ayaklı dev abaküste 50’ye kadar saymak da nedir? Onu da karıştırdım ne sıkıldım ne çok terledim ama, belki bu yüzden matematik seni hiç sevmedim. Kırmızı kurdeleyi de geç taktım sayılır, okumaya başlamam ilk üçün içinde olmadı. Biraz avare miyim biraz bunlar boş işler havasında mıyım? Yok azıcık tembellik ettim o kadar. Biraz da aklım oyunda kalmış besbelli, 1. sınıfı pekiyi ile geçtim karne alırken öğretmenime “Annem bana saçlı bebek alacak” dediğimi hatırlıyorum. Gözüme kestirdiğim sarı saçlı, gözleri açılıp kapanan bebeği hayal ederek…
Teknoloji okul anılarını siler mi?
Çözemediğim bir konu var, ben şimdi bir anneyim ama benim çocukluğumdaki gibi heyecanla beklemiyorlar okulu sanki. Ben mi tuhafım yoksa yeni nesil yazılım böyle mi? Okulun ilk günlerini düşünürken bunlar geldi aklıma, sizin de unutulmaz anılarınız var mı varan serisine eklenecek? Varsa siz de anlatsanız, öğrencilik anıları hatırlaması da dinlemesi de keyifli oluyor. Aklıma takılan ise anı yaşamayı ve anı biriktirmeyi önleyen teknoloji bağımlılığı konusunu nasıl çözebiliriz? Bütün iyi şeylerde olduğu gibi güzel bir örnek olarak başlayabilirsin diyorum kendime ve çocuklarıma değil de önce kendime batırıyorum iğneleri.
Mini mini birler, çalışkan ikiler hepsi taa 12’lere kadar çok güzel geçsin bu yıl. Allah zihin açıklığı versin. (Anne sözü!)
16 Eylül 2017, 11:20
Evet bence de eski heyecan ve bekleyiş yok artık. Her şeyin hızlı yaşandığı bir çağda yaşıyoruz, duygularımız ve hislerimiz de bu sebeple pek kalıcı olmuyor bence. Eski günlerin tadını birçok şeye bulamıyoruz artık.
Güzel, hoş bir yazı olmuş elinize sağlık 🙂
16 Eylül 2017, 11:20
Güzel anılar… Şimdilerde ise yine mi okul açılıyor havasında çocuklar.Gitmemek için türlü bahaneleri var.Nerede yanlış yapılıyor bilemiyorum.Neden sevmiyorlar acaba? Bu arada ben de okulun açılmasını sabırsızlıkla bekleyenlerdendim.:)
16 Eylül 2017, 11:20
Tahta kalem kutularımı çok özlüyorum. Kapaklarında çiçek resmi olanlar da vardı. Saklamıştım uzunca. Ne oldu sonra bilmiyorum. İçinde gözler vardı. Ucunda silgi yer. Kapağı sürgülü 🙂
16 Eylül 2017, 11:30
Okulların sosyal yanının artmasına rağmen özlem duygusunun yavaşlaması bir türlü rayına oturmayan eğitim sisteminden. Kitap, fotokopi, proje , performans, ezber arasında boğulunca güzel anılar gölgede kalıyor besbelli. Dünyanın iyilerinin herşeylerini alıyoruz da anti-ezber ve keşfet kendini tarzındaki eğitim sistemlerini hala uyarlayamadık.. Selamlar..
16 Eylül 2017, 11:33
Çocuklarımızı alıp kıra bayıra mı gitsek, yine dönüp geleceğimiz yer burasıysa güzel anılar ve uçmayan bilgiler borcumuz var onlara. Herkes bekliyor herkes büyükte olmadı küçükte düzelsin bari modunda bir bekleyişte eğitim sistemi için, hayırlısı olsun..
16 Eylül 2017, 11:37
Tahta kalem kutularını vintage fotoğraflarda gördüm, ama benim olmasa da hatırlıyorum sanki. Üzerine sahibinin yazdığı çizdiği tam organik okul gereçi.. Buldum işte, okulda hiçbir şey organik olmayınca çocuk oldukları için onlar hala organikler ve özlemiyorlar eskisi gibi. Bizim halimiz daha zor…
16 Eylül 2017, 20:55
Yazınızı okuduğumda bende çocukluğuma, ilk okul yıllarıma gittim aniden. O kokulu silgiler, okul öncesi kitap defter ciltleme telaşesi hepsi çok güzel günlerdi.
Şimdiki çocuklar okulu sevmiyor. Teknoloji bağımlısı nesiller yetişiyor. Bilgisayarda değilde sokakta oynanan oyunlar daha bir güzeldi sanki…
Teşekkür ediyorum bu değerli paylaşımınız için. Saygılarımla. Vesselam…
16 Eylül 2017, 20:56
Ben okulu çok özledim. Evet ben o ineklerdendim 🙂 yeni defterlerim, yeni kitaplarım ya da kıyafetlerim hiç olmadı fakat hayata o zamanki gibi bakabilmeyi özledim. Almadan veren muhteşem öğretmenlerimi özledim. Defter kitap kokusunu. Can ı gönülden arkadaş olabilmeyi… Vesaire vesaire…
16 Eylül 2017, 21:11
Herkes için okul başlıyor olacak bu pazartesi, trafiğinden, servilerin yolları doldurmasından, çocukların sokaklara taşan enerjisinden herkes nasibini alacak. Teknolojiyi de biraz frenleme şansı olacak bu arada. Hayırlı olsun herkese. Teşekkür ederim yorumunuza, selamlar..
16 Eylül 2017, 21:16
Çok ders çalışanlara niye öyle derler tam çözmüş de değilim aslında..Bu arada yeni kavramını şimdi çok şeye sahip olan çocuklar, sınırlı sahip olanlardan daha az biliyor ve tadını alıyor bana kalırsa. Burada ters gibi görünse de işin özü yatıyor, kıymet bilmek nasipdar olmaktır. Öğretmen konusu ise başlı başına bir konu.. Hepsine ve tüm vesairelere katılıyorum.
16 Eylül 2017, 21:22
Defter kalem kısmını ben de seviyordum ama o kadar. 🙂
16 Eylül 2017, 23:44
O sevgi sizi buralara kadar getirmiş, blogunuzla güzel hizmetlere vesile olmuş. Artsın, daim olsun inşaallah..
17 Eylül 2017, 10:57
Gerçekten çok güzel bir yazıydı emeğinize sağlık 🙂
Kendimi birden beslenme çantası ve suluk ile ilgili anılarımda hissettim, defter ve kitapları kaplamakta hissettim güzel günlerdi, teşekkür ederim 🙂
17 Eylül 2017, 10:57
Okul okumakla aram hiç iyi olmadı. Okulu sevmeyince kitaplara yöneldim galiba. 🙂 Kalemleri, defterleri bir de kitapları çok sevdim. Okulu sevmesem de lise sona kadar okulun açılmasına yakın kalbim küt küt atar, kriz geçirirdim (mübalağ yaptım :)) Ama nedense bir özlem duyuyorum şimdi. Çok garip. Okulu, dersleri değil de galiba insan özlüyorum.
Şu kenardan kenarda temkini her evladın uyarı aldığı bir konu. Her anne babada standart cümle. 🙂 Öğretmene abi demek de öğrenciliğin en komik yani. 🙂
17 Eylül 2017, 11:00
Milyonlarca minik yürek heyecanla atıyor okul heyecanıyla ve bu enerjiden biz de nasibimizi alıyoruz. İlerleyen yıllarda biraz hevesleri geçiyor gibi oluyor belki ama öğrenmek her zaman insanın en iyi besini. Okul anıları hiç unutulmuyor, teşekkür ediyorum..
17 Eylül 2017, 11:06
Düşündüm de okulu sevip kitap okumayı sevmeyen bir öğrenci tipi ne kadar sağlıklı, şimdi biraz dertlendiğimiz konu değil mi okumayı sevmeyen, araştırmaya meyilli olmayan öğrenci tipi.. Sizin ki en güzeli, merak ilmin hocasıdır, okumak da merak kaynağı.. Kim bilir ne standart ebeveyn tembihleri vardır, aslında o da ayrı bir yazı konusu.. Teşekkür ederim..
(Bu arada wordpress beni yanılttı, sizi hep takip ediyor gibi hissedip neden okuma panelimde çıkmıyor diyerek çözemiyordum. Geç oldu ama sonunda çözdüm. Sevgilerimle..)
18 Eylül 2017, 11:43
Merhaba begonvil sokağı,kalemimi kaybetmiştim de ne çok ağlamıştim.neyse sanki.cocukluk iste.valla çocuklar ozlediler benim ufaklık bile onbeş gündür sorup duruyor okul ne zaman açılacak diye.bu sene tatil oldukça uzun oldu.rabbim sağlık sıhhat ve hayırlı siyla başlayıp bitirmeyi nasib etsin.
18 Eylül 2017, 11:43
Okulu çok sevdiğimi söyleyemem.Daga doğru ilk okul öğretmenimden dolayı okulu hiç sevmezdim.
Liseden itibarwn okulu sevdim oda kısa sürdü.
Sevgiler
18 Eylül 2017, 11:49
Hoşgeldiniz… Nasılsınız? Gurbet bitti mi, döndünüz mü? Hepsi de gönlünüzce olmuştur inşaallah..
Kalemlerimiz kıymetli idi tabi, hatta iyice küçülünce bile yazmayı marifet sayardık. Sizinkilerin okul özlemini takdir ile karşılıyor özel selam ve sevgilerimi gönderiyorum.. Yazılarınızı, en azından ara sıra hoş sohbetinizi okumayı diliyorum. Sevgilerimle..
18 Eylül 2017, 11:53
Öğretmen hele ilk öğretmen öyle önemli ki okul ve okumayı sevmede. Şimdilerde memnun kalmayan hemen öğretmeni değiştiriyor ama önceleri bu hiç akla bile gelmezdi. Okuma ve öğrenme aşkı bazen okul sevmeden de devam ediyor, önemli olan da o kısmı aslında..
Teşekkür ediyorum yorumunuza, sevgiler..
20 Eylül 2017, 09:24
Yarış atı gibi sürekli sınav bir de bunun üstüne değişen sistemler 🙁 Bıkıyor çocuklar ve ben onlara hak veriyorum.
20 Eylül 2017, 09:27
Bu kadar çok değişen bir sistemden fayda beklemek güç, yeni uyum süreçleri öncekilere hak geçti mi serzenişleri arasında eğitim ve öğretim sıkışıyor. Yine de okula anıları en güzel, çocuk kalbinde hepsine yer var.