Hoşgörü ile empati evlendi, Allah mesut etsin, uyumlu çift çok mutlu edecekler hem birbirlerini hem çevrelerini… Güzeller güzeli, dünya tatlısı hoşgörü kızımız ile yiğit delikanlı oğlumuz empati evlendi. Hepimiz nasıl mutlu olduk, birbirine bu kadar yakışan bir çift görmemiştik. Gelin hanım bıcır bıcır, güleryüzlü, hatırnaz, hem güzel hem tatlı. Hangi ortama girse ışık saçan, sıcak insanlar vardır ya tam öyle biri. Güzellik geçici, göreceli ama tatlı dil, güleryüz ömürlük geçim… Damat yaşadı ama o da çakı gibi, yakışıklı, efendi, belli delikanlı çocuk. Ay maşaallah bir elmanın iki yarısı gibiler, ruh ikizi bunlar. Bunların olduğu yerde ne korku olur ne endişe. Birlik, beraberlik, muhabbet desen gani. Bütün çiftler böyle olsa… Empati ile hoşgörü evlendiler ve mutlular… Bırakın onların kerevetine çıkmayı ama hepimizin kafasına dank diye bir elma düşsün. Kulağa masal gibi geliyor ama değil hayat bu…
Nereden aklına geldi bu izdivaç? Konuyu nereye bağlayacaksın?
Sık sık “Yarın endişesi taşıyoruz, bu ülkede yaşamaktan ve çocuk yetiştirmekten korkuyorum, biz ne olacağız?” türünden söylemleri düşünüyorum. Çok zor zamanlardayız, hepimizin aklından nice sorular geçiyor. Etrafımızda savaşmayan ülke yok, üstelik bu savaşların devamını destekleyen kocabaşlar var. Hem tehdit altındayız hem de sosyal anlamda yük ve sorumluluklarımız arttı. Bir terör belası ile uğraşırken meğer daha derinlerde de düşmanlar varmış, onlar da eklendi. Canımızı yakan, koparan kayıplarımız var ve buna alışmaktan korkuyoruz. Huzursuzuz ama hayat da devam ediyor, suçluluk da duyuyoruz. Araftayız kısaca, en zor yerdeyiz…
İdeolojilerimiz ne olursa olsun birbirimizin teminatıyız, olmalıyız… Bu hükümet yarın öbür gün benim hayatıma daha çok karışırsa endişesi taşıyanın teminatı da, tam tersi ideolojide bir hükümet gelir dini ve yaşamsal özgürlükleri kısıtlarsa diyenin teminatı da sen, ben olmalıyım. Bireysel anlamda güven, tolerans, hoşgörü azaldığı veya yeterince olmadığı için, empati ile bakamadığımız için korkuyoruz belki. Bu tartışmalardan hepimiz sıkıldık, açık-kapalı, yobaz-modern gibi ikilemlerle düşünmek başkalarının değirmenine su taşımak sadece. Yarın bu ülkede zorla başımı örttürecekler mi yoksa diye korkan varsa ben yanındayım ama yarın bu ülkede bir çok yerde haklar inanç özgürlüğü anlamında kısıtlanacaksa sen de benim yanımda olmalısın. Sen, ben özgürlüklerimizin öznesi sadece… Bizim için dost, arkadaş, yar, komşu, akraba, vatandaş candır, gerisi teferruattır…
Çöpçatanlık hevesim buradan geldi. Hoşgörü ile empatiyi baş göz edebilsek, hüküm vermeden, yaftalamadan ya da eleştirmeden önce empati yapıp kendimizi yerine koysak sonra da hoşgörü ile kabul etsek tercihlerimizi… Alışır, sahiplenir ve vazgeçemeyiz birbirimizden. Kimse de bir şey yapamaz bize, sevginin önünde bir şey duramaz hele milyonlar söz konusu ise…
Empati ile daha rasyonel bakabiliyoruz, hoşgörü ile de kazanım ve mutluluk geliyor. Haydi düğün var hoşgörü ile empati evleniyor, herkes davetli…
12 Kasım 2016, 12:32
Çocukları da güven olsun 😍😍😍😍
12 Kasım 2016, 12:33
Eyvallah olsun ama bu uyumlu çifte büyük aile olmak yaraşır. Bir sürü çocukları olsun..
12 Kasım 2016, 23:27
Okurken onların nikah şahidi olmak geldi içimden )
12 Kasım 2016, 23:27
Hoşgörü? Neyi hoş göreceğiz? Küfrü mü?
Yani Hz. Allah'ın razı olmadığı bir şeyi nasıl hoş göreceğiz? Biz herkesin iyi olmasını istiyoruz. Bu da islamdan geçer biliyorsunuz.
Ayrıca açık olan birinin zorla örtülmesi manasız. İnanç olmadıktan sonra neye yarar? Keşke bunun Allah'ın c.c. emri olduğuna inanabilseler.
12 Kasım 2016, 23:27
Uyumlu Çift olmasını bende çok isterim. Biraz zor olsada inşallah olur Yoksa gerçekten 10 kasımda bile sosyal medyayı okuduğumda durumun vahameti gerçekten beni inanılmaz ürkütüyor. Rabbim insanlara kalplerine sevgi veriyor ama nedense insanlar bu sevgiyi dağıtmak için öyle cimriler ki herşey onlara kalsın istiyorlar… Güzel paylaşım olmuş emeklerine teşekkür ederim…
12 Kasım 2016, 23:45
Ben genel anlamda hoşgörü ile insanlara yaklaşmaktan ve empati yapıp, karşındakini anlamaktan sözediyorum. Bu yazıda, özgürlüklerinin elinden gideceği kaygısını taşıyan herkese empati ve kuşatıcı bir hoşgörü ile birbirine sahip çıkmaktan ve saygı duymaktan sözettim. Siz yanlış değerlendirdiniz, Hakkın hakkı alidir, ben bunu aklımdan geçirip olduğum yerde mevzu bile ettirmem. Dinini herkes istediği gibi yaşar velev ki başkasının özgürlüğüne girmesin ve yaşayışımıza ters düşmesin. Dediğiniz doğru inanç olmadan hiç bir şekli ibadetin kıymeti yok, insanlar sanıyor ki İran gibi bir model burada başımıza gelir. Ne şekli ne ruhu itibariyle gerçek manada islam yaşayışı yoktur orada. Aynı noktadayız sanıyorum, Cenab-ı Allah sadece onun rızası için samimi inanç bekliyor bizden ve yine bizim faydamıza, hayrımıza kulluk bekliyor. Borcumuzda ona, hesabımızda ne kimseye karışırım ne de kimseyi zerre karıştırmam. Herkes bunu empati yaparak özümsesin ve kabul etmese nile hoşgörü ile ötelemesin birbirini. Din kardeşiyiz, milletiz, birbirimize sahip çıkalım.
12 Kasım 2016, 23:51
Ne ideolojik, siyasi ne de popülist yaklaşımlı bir niyet taşımadan gönlümdekini olduğu gibi yazdım. Benim en yakın arkadaşım, akrabam kimi zaman bu tür düşüncelerini dile getiriyorsa ben de farklı açılardan muzdarip oluyorsam/olmuşsak açıkça diyorum, empati yapalım nefsimize laf dinletemezsek bile hoşgörü ile birbirimizi kucaklayalım. Ötelediğimiz yabancı değil çünkü… Fikirlerinizi paylaştığınız için ben teşekkür ederim. Selamlar..
12 Kasım 2016, 23:56
Bizden olmayan değerler değil ikisi de. İnancımızın da özü ama karşılıklı olmak şartıyla, yoksa dağılıp gider..
13 Kasım 2016, 00:00
Gönlündekini yazıp paylaşman bile güzel bir adım olarak görüp ben kendi adıma minnettarım. Çünkü insan bizim insanımız ben sen o 3 günlük dünyada bu kadar savaş baltalarını çıkarmaya değmez paylaşamadığımız nedir nedir bende bunalıyorum artık negatif söylemlerden inşallah iyi olur ben teşekkür ederim…
13 Kasım 2016, 00:13
Dualarımız, dileklerimiz ortak.. Muhabbetle…
13 Kasım 2016, 09:14
Ne güzel demişsiniz. Kimseyi ötekileştirmedikten sonra bu ülke ne güzel, ne yaşanılası bir yer olur. Herkes kendi yaşamında ektiklerini biçecek ileride. Başı açık- başı kapalı- içki içen -içmeyen – o – bu fark etmez. Bireylere, seçimlerinden, yaşamlarından dolayı saygı duymayı öğrendiğimiz de, eleştiri ile hakareti birbirinden ayırabildiğimizde güzel olacak her şey.
Hoşgörü ile empati evlensinler o zaman. Onlar ersin muradına, biz de çıkalım kerevetine 🙂
13 Kasım 2016, 09:14
Altına imza atılacak bir yazı. Ben de attım imzamı.
13 Kasım 2016, 09:40
İnancımızın bir çimento gibi bizi birleştireceği yerde empati ve höşgörüden yoksun bakış açılarıyla ayrışma malzemesi haline getirilmesi üzücü ve tehlikeli. Birlik içinde çöğalır ve kalıcı olur güzel etkileşimler diye düşünüyorum. Teşekkür ediyorum, selamlar..
13 Kasım 2016, 09:45
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, O senden ayrı olmaz
…
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz…
Güzellikler yaşayalım, önce Allah razı olsun kullar da beraber.. Sevgilerimle…
13 Kasım 2016, 22:39
Müslümanım ama şeriatın gelmesini istemiyorum diyen bir çok kişi var ülkemizde. Ya şeriatın ne olduğunu bilmiyor ya da gerçek bir müslüman değil. Çünkü müslüman, Allah'ın kanunlarıyla yönetilmeyi ister.
13 Kasım 2016, 22:53
Dedikleriniz doğru, herkes Allah'ın kanunlarıyla yönetilmek ister, fıtratı bozulmamışsa çünkü yaradılışa uygun ve insanı koruyan ne varsa bu hükümlerin içindedir. Ancak bilmemek, bilmek istememek ve kasıtlı olarak yanlış bilgi ve algılarla karışmış zihinler ne kadar çok. Bazı kelimelerin özellikle algı yanıltmaları ile insanlarda agresif reaksiyonlar oluşturduğunu hep görüyoruz. Lütfen bunlara açıklık getirin yazılar paylaşın, her zaman ki gibi açık, kısa, anlaşılır. Benim yazdığım yazıya gelince, kimsenin inancını sorgulamayı bile düşünmeden sadece şunu demek istedim, korkulacak durumlar olmamalı birlik ve beraberlik içinde iken. Yeter ki biz empati yaparak ve hoşgörü ile birbirimize destek verelim, sahiplenelim. Asıl mesele bu, hükümetler değişir, kurumlar değişir ama millet ve millet olma şuuru esastır. İnsanları öncelikle güzel ahlak ve samimi-riyasız olma özellikleri ile değerlendiriyorum, inanç değerlendirmesi kul olarak benim haddim değil, kaldı ki saydığım kıstaslar varsa safi bir inanç da vardır, hamdolsun Cenab-ı Allah bana öyle karşılaştırdı. Görüşleriniz için sağ olun, Allah razı olsun..
15 Kasım 2016, 19:33
Çok güzel yazmissiniz. Böyle olmali millet dedigin. Kimse kimseye baski uygulamamali korku yasatmamali.
15 Kasım 2016, 19:43
İş daha çok kadınlara düşüyor, bizim iletişimimiz daha faza ama resksiyonlarımız duygusal ve fevri olabiliyor. Kadın dayanışması, empati ve içimizdeki sevgi ile çözülür diye düşünüyorum. İnanç eksrninde de Allah bu kadar affedici ve ikramkar iken bize ne oluyor. Selamlar..
15 Kasım 2016, 21:05
Senin yazılarını okumak nasıl keyifli biliyor musun hanımcan. Normalde üzücü mevzuları okumayı pek sevmiyorum bloglarda. Yani melankolik iç dökmeler falan oluyor ya. Belki üsluptan bilmiyorum. Ama senin yazıların köşe yazısı gibi, kahveyi alıp okunmalık, düşünmelik. Gazetede veya dergide yazdın mı hiç? Ya da düşündün mü? Düşün bence 🙂 İstifade eden çok olacaktır ❤
15 Kasım 2016, 21:15
Güzel görüşlerin için sağ ol, yazmayı seviyorum, araştırmayı da ama ben de senin yazılarını okuyunca hep Mustafa Sandal'ın şu şarkısını mırıldanıyorum -kız seni alan yaşadı, dertleri de boşadı…- Allah ne gösterir.. Yazarak, hissederek bir şekilde yüreklere dokunalım, birbirimize faydamız olsun yeter.. Muhabbetle..
16 Kasım 2016, 00:16
🙂 ne güzel yazmıssınız. Sınırlarını bilmek gerek, başkalarının tercihlerine secimlerine yasam şekline müdahele etmeyi Hakkı'mız olarak gördükçe bu evlilik yürümez. Biri birinin yasam şekline saldırırken bu yaptığını eleştiri olarak görebiliyor. Ne kadar masum değil mi 🙁 bakalım ins hepimiz bu düğünden nasibimizi alırız
16 Kasım 2016, 00:20
İnşaallah öyle olur… Basit çözümler isteyen, yıllanmış problemlerimiz var. İşin zoruna kaçmak, anlamamakta ısrar nefsin oyunu. Sen sensin ben de ben ama biz olunca güçlü ve mutluyuz. Umarım başarırız, arpa boyu yola bile razıyım. Sevgilerimle..
16 Kasım 2016, 12:27
Son cümleniz çok doğru. İnanç değerlendirmesi haddimiz değil elbette. Fakat görünüşte boş bir şey değil. Yani müslüman gibi görünmek. Mesela Rasulullah efendimiz s.a.v. "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öyle namaz kılın" buyurmuştur. Eğer benim gibi namaz kılın buyursaydı, O'nun gibi namazı hiçbirimiz kılamazdık. Görüntüye bakar ve öyle muamele eder pek çok konuda insanlar.
Belki tesettürsüz biri, tesettürlü bir diğerinden daha edepli, ahlaken daha güzel ve ince olabilir. Böyle insanlar çok görüyoruz. Fakat önce Allah'ın emirlerini yerine getirdikten sonra bunlar daha değerli oluyor. (Bütün bunları siz biliyorsunuz da yine de buraya yazmak istedim)
Şeriatsiz tarikat zındıklıktır derler. Bunu da toplumumuzda çok görüyoruz malesef. Geçenlerde sahihi Buhari'de bir hadis okudum. İnsanın görmediği halde bir rüyayı görmüş gibi anlatması bile günahmış. Varın siz düşünün şimdi yaşamadan anlattıklarımızı.
16 Kasım 2016, 12:44
Dediklerinizin hepsinde haklısınız çünkü hakikatleri söylüyorsunuz. Ama ben bu yazıda hakikatlere değil insanların birbirini yargılamak değil kabul etmesi gerektiğine vurgu yapmak istedim. Benim çok yakınımda olan insanlar bile bazen yarınımızdan korkuyoruz, baskı olur mu türünden sözler ediyor. Oluşturulmuş yanlış toplumsal algı bu, ben de demek istedim ki birbirimize desteğiz. Keşke 24 şubat dönemlerinde kapalı açık toplanıp seslenebilseydi ne oluyor? benim arkadaşımın, bacımın özgürlüğü niye kısıtlanıyor diyebilseydi. Ben insanları olduğu gibi kabul ediyorum, çocukluğumdan beri Peygamber efendimiz'in (sav) güzel ahlakını niyaz ettim. Başta ezbere büyüyüp anlayınca yaşamaya hissetmeye çalışarak ama dünyalık tarafımda var onu da helal dairesinde cevaz dairesinde yaşıyorum. Şeklen takvalı değilim biliyorum ama en yakın dostum ALLAH sonrada Habibullahtır… Benim şer'i hükümlere yönelik bir şey söylemem mümkün değil alimlere bile içtihad kapısı kapatılmışken..Hatta daha çok şeyler yazabilirim tartarak, biçerek yazıyorum, konuşuyorum. İlmim kısa dikkatle mükellefim. Derdimi anlatabildim mi? Ben o yüzden size lütfen siz yazın bunları dedim, ilminiz, dağarcığınızla ışık tutabilirsiniz kapalı kutu gibi kalan bazı konulara. Zihnimden geçeni tam anlatabildim mi, yazarsanız sevinirim. Çünkü ben sizi hep okuyorum, çok istifade ediyorum, yanlış anlaşılmak istemem. Teşekkür ediyorum..
16 Kasım 2016, 19:25
Merhaba blogunuzu yeni keşfettim ve artık takipteyim 🙂
Bana da uğrarsanız çok sevinirim…
http://modadusleri.blogspot.com.tr
16 Kasım 2016, 21:18
Ben de alıntı yapıyorum görüldüğü gibi. Kendimden hiçbir şey yazamam. 🙂
Aslında sizin yazınızın konusunu anladım. Benim yorumumla farklı yerlere dallanmış gibi görünse de aslında hepsi aynı yere bağlanıyor. Şöyle ki, siz açık olsun kapalı olsun hepimiz birbirimizi sevelim, huzur içinde yaşayalım diyorsunuz değil mi? Ben Allah'a inanıyorum dedikten sonra emirleri yerine getirmiyorsak günahkar oluruz öyle değil mi? Benim bu durumumdan arkadaşım rahatsız olmuyorsa, o beni sevmiyor demektir.
16 Kasım 2016, 21:41
Keşke sizin yazdığınız gibi olsa bütün arkadaşlıklar, kardeşlikler… Nice zahirde her türlü sorumluluğunu yerine getiren mütedeyyinler var, ne yanlışlar yapıyor, bildiği ve amenna dediği halde. Ayrıştırıcı değil toplayıcı olmak gerek diye düşünüyorum, hiç taviz vermeden ama bu zihniyeti de koruyarak hareket etmeye çalışmak benim fıtratım. Bu sayfada kafama göre değil, sorumluluğumu bilerek yazıyorum. Ama olduğumdan farklı görünmem. İnsanların bulunduğu, yaşadığı ortam, ailesi, eş-dost çevresi vazgeçilecek değerlerimiz değil ki. Onlardan da sorumluyuz, onlar uymuyor diye inzivaya çekilemeyiz. Bazen hal dili bazen telkin, hele biz sabit kalmayı becerelim.Halk içinde Hakk'ı aramak, hissetmek hem nefsinle hem çevrenle mücadele zor ama bize gösterilen yol bu. Allah içimi biliyor, her yazılan, konuşulan, hissedilen hayra vesile olsun. Mevlana'nın hamdım, piştim,yandım sözünün yazılı olduğu bir levha vardı evimizde, çocuk aklı çok düşünmüştüm bu nedemek diye. Belki benim halim hamdım, hamdım,hamdım ama bozulup gitmesinde razıyım. Selam ve dua ile.
22 Kasım 2016, 22:04
Geç kaldım yazını okumaya. Pişman da oldum inan. Katıldığım yerler çoğunlukta. Güzel bir üslup sağol …
22 Kasım 2016, 22:18
Biraz empati biraz hoşgörü hayatın tadı tuzu, hepimiz bazen bu konularda cimrilik yapıyoruz oysa ikisi birbirine çok yakışıyor. Hoşgeldiniz…