Hanımlar, beyler! Düzenli olmanın kitabı yazılmış hem de milyonlar satan bir bestseller. Kim yazmış dersiniz? Tabi ki bir Japon, Marie Kondo isimli bir genç kadın. Titiziz, temiziz ama çok derli toplu değiliz biraz kalabalık seviyoruz. Koltukların, televizyonların üstünden dantelleri yeni indirdi annelerimiz. Ancak minimalist akım bizde de hızla yayılıyor, adı yabancı ama özü bizim kültürümüze yakın bir yaşam şekli bu. Hayatı sadeleştirmek için derle, topla, rahatla diyoruz o zaman…
“Hangimiz dağınık değiliz ki? Evimiz, iş yerimiz, hayatımız… Peki derli toplu olmak bu kadar mı zor? Saatlerimizi ayırarak topladığımız her yer kısa sürede yine mi dağılıyor? Belki de şimdiye kadar yanlış yöntemleri uyguladınız.” Marie Kondo kitabının arka kapak yazısında bu vurucu cümlelerle sizi ikna ediyor. Düzenden, törenden, sadelikten yoğrulmuş bir milletin ferdi bu derdi nereden bilsin deyip kitabı yerine bırakıyor sonra bak işte başarmış, Japonlar dürüst insanlar diyerek alıp, yürüyorsunuz. Kon Mari Metodu sadece eşyaları sınıflama, düzenleme ve yerine yerleştirme konularında tüyolar vermiyor, sürekli bir düzen oluşturmak ve düzeni korumanın da formülünü vaat ediyor. Marie kondo’nun etrafında çorabının tekini düzenli olarak arayan, pijamalarını helezonik tasarımla çıkarıp akşam aynı yerde şekle sokarım diyen, elbise dolabının üstüne hurç ve bohça koymaya alışmış insanlar yok tabi. Ama anlattıklarına bakılırsa da tüm dünya bizim gibi. Yüreğime su serpildi, dağınıklığımız dünya normlarında…
Dağınık ve düzensiz bir ortam psikolojimizi direkt etkiliyor. Keyfimiz yoksa ortalığı çabuk dağıtıyor ve geç topluyoruz. Her iki durumda da düzenli, az-öz eşyalı bir evde yaşamak avantaj. (Dağıtması da toplaması da kolay yaşam alanları) “Doğru metodu kullanıp tüm dikkatinizi dağınıklıktan bir an evvel tamamen kurtulmak üzerinde yoğunlaştırırsanız, yaşadığınız yeri düzenli tutma yönündeki çabalarınız anında sonuç verecektir.” Marie Kondo, kitabında motivasyonu yüksek ifadelerle okuru coşturuyor. Bu yöntemi uygulayıp fazlalıklardan kurtulanların hayatlarındaki olumlu değişiklikleri de duyunca haydi Bismillah diyerek girişmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz. Örneklemelerinde 30, 50, 70 hatta 200 poşet fazlalığı kapının önüne koyanlardan söz ediyor. Düzenli yaşamın kursunu da veriyor, danışanları, öğrencileri var. Haklı bu işin kitabını yazmış daha ne olsun?
Yaşadığımız ortamlarda detoks yapmanın faydası tartışılmaz. Kitapta önerilen yönteme göre; hedef belirleyin, gözünüzde canlandırın, atacağınız eşyaya karar verirken de kriteriniz bana haz veriyor mu olsun. Herşeyinizi çok seviyorsanız ne olacak? Bir Türk bir Japon fıkrası gibi oldu ama doğru, duygusal milletiz biz. Demek ki eşya ile duygusal değil mantık ilişkisi kurmalı.
Size keyif vermeyen kıyafetler giymek hoşunuza gider mi?
Etrafınız içinize işlemeyen bir yığın kitapla çevrilmişken mutlu olur musunuz?
Hiçbir zaman kullanmayacağınızı düşündüğünüz aksesuarlara sahip olmak istediğiniz mutluluğu sağlayabilir mi sizce?
Bu soruların cevabı hayır olmalı.
Kitabı okumam ama bir kaç ip ucuna hayır demem diyenler için:
Kon Mari Metodu İle Düzenleme
*Düzenleme yaparken sıra şöyle olmalı:Kıyafetler, kitaplar, muhtelif eşyalar ve duygusal bağ kurduğunuz eşyalar.
*Dağınık bir aile ile baş etmenin yolu sessizce kendi fazlalıklarınızdan kurtulmaya çalışmak.
*Düzenleme yaparken en uygun zaman sabah saatleridir.
*Eşyalarınızı yatay değil dikey katlayıp yerleştirin, farkı görün.
*Özel saklama ögelerine ihtiyacınız yok.
*Ev toplamanın sihirli etkisi hayatınızı ciddi anlamda değiştirir.
*Yaşadığınız yer bedeninizi etkiler.
Geçmişe bağlılık ya da geleceğe dair endişelerden ötürü biriktiriyoruz… Oysa bu bile başlı başına yorgun bir zihin ve psikoloji demek. Dağınık ortamlar enerjimizi tıkıyor, bizi sınırlandırıyor. Sade hayat oh ne rahat demiştim, şimdi de derle, topla, rahatla diyorum kendime. Önerileriniz varsa dinlemekten memnun olurum. Kendimize yer ve zaman ayırdığımız sade ve huzurlu hayatlarımız olsun.
19 Temmuz 2017, 14:53
Desene her dağınık insanın okuması gereken bir kitap. Şu eşyalarla duygusal bağ olayı çok dikkatimi çekti. Bizler galiba en çok Çeyizlerimiz ile bir duygusal bağ kuruyoruz. Annem yaptı, göz nuru izlemelerim onlar benim diye diye sandıklarda bekletip kullanmıyoruz. Biz de bir garibiz hani.
19 Temmuz 2017, 14:53
Evimin derli toplu olması hoşuma gidiyor. Bunu sağlamaya çalışıyorum ama bazen istemeden dağıtıyorum ve toplamak hiç içimden gelmiyor. Misafir gelecek olması motive ediyor ve evimi yeniden düzene sokuyorum. Ben de böyleyim işte…
19 Temmuz 2017, 14:53
Çok yaşa emi:) Şu ara takıntım olan kitap. Henüz okuyamadım fakat bu sistemle ilgili okuyabildiğim kadar okuyorum. YouTube videolarını izliyorum. Biraz uygulama da yaptım. Gerçekten de çok rahatlatıcı.
19 Temmuz 2017, 14:53
Ben çok düzenli ve tertipli olduğum halde kardeşimin dağınıksız olması ve aynı ortamda bulunmamız beni deli ediyor 😀
19 Temmuz 2017, 14:53
Yaşadığınız yer bedeninizi etkiler.
Buna inanırım.
19 Temmuz 2017, 15:17
Tespitleriniz doğru, duygusal bağ kuruyoruz. Çeyiz olayı satır başı bir konu ama eskisi gibi çeyiz ve sandık bekleyen emekler de kalmadı. Duranlar varsa vintage oldu, kıymete bindi. Yöntem ne olursa olsun dağınıklıktan kurtulmak gerek, yoksa kendimiz dağılıyoruz.. Selamlar..
19 Temmuz 2017, 15:20
Bazen şu burnumu iki yana çevirsem de tatlı cadı Sementa gibi her yer toplansa dediğim anlar oluyor. Sosyal olmak, programlı olmak düzeni de beraberinde getiriyor bence, misafir sayesinde toplanan, normale dönen süreçler oluyor gerçekten. Yalnız değilsiniz.. Sevgilerimle…
19 Temmuz 2017, 15:23
Hep birlikte yaşayalım:) Ben kişisel gelişim ya da sıradan olayları çok vaatlerle sunan kitaplara cok ilgi duymam ama okuyan ve bir çok fazlalıktan kurtulup, budur diyen arkadaşlarım oldu okuyayım bir bakalım dedim. Size de kolay gelsin..
19 Temmuz 2017, 15:26
Tek başına düzenli olmak yetmiyor haklısınız, artık başta tatlı sonra farklı metodlarla tüm aile fertleri düzene sokulmalı. Zor ama imkansız değil, kolay gelsin..
19 Temmuz 2017, 15:29
Kainatta her zerrenin bir görevi var, düzen ve intizamla kusursuz işleyen sisteme uymayan ne varsa bizi olumsuz yönde etkiliyor. Yaşadığımız alanı bu yünüyle ya olumsuz ya da olumlu hale getiriyoruz diye düşünüyorum.
19 Temmuz 2017, 19:31
Dağınıklığı topluyorum da toplu durmasını sağlayamıyorum. Alıp okuyayayım bari. Teşekkürler.
19 Temmuz 2017, 19:34
Japonlar'a işimiz düştü, neyse ki kompleksiz insanlar, Marie Kondo'nun dedikleri çıkarsa hayır dua göndeririz artık. Sevgilerimle…
20 Temmuz 2017, 12:14
Ev çok dağıldığında, içim huzursuz olmaya başlıyor hemen bir toz alıyorum, benim de üstümdeki tozlar kalkıyor sanki.. Evde her zaman az eşyam olmasını isterim bir şey bozulmadan da yenisini almak istemem, böylesi hayatımı kolaylaştırıyor. İnsallah daha da sadeleşebilirim..
Sevgiler
20 Temmuz 2017, 12:14
konu hakkında yapılan "Doğru metodu kullanıp tüm dikkatinizi dağınıklıktan bir an evvel tamamen kurtulmak üzerinde yoğunlaştırırsanız, yaşadığınız yeri düzenli tutma yönündeki çabalarınız anında sonuç verecektir." tespit ise mükemmele yakın olmuş.. 🙂
şu japonlar harika insanlar :)) hem akıllılar hem de çok temiz insanlar..bizim gibi tembel değiller,sürekli okuyor ve çalışıyorlar..ve işte sonuç modern bir halk ve ülke.. bilgi için kaleminize,elinize sağlık..
20 Temmuz 2017, 12:19
Çok göçebe ruhlu olanları bilemem ama ne kadar gezmeyi sevsem de kapıdan girdim mi evim beni sarar ya işte o his çok önemli benim için ve yine bu nedenle dağınıklık enerjiyi etkiliyor. Titizlik değil ama özgün bir düzen ve sadelik çok iyi geliyor bana. Sevgilerimle..
20 Temmuz 2017, 12:25
Evet, bir Japon'un yazıyor olması bana da içindekilerle ilgili bir ön kabul verdi. Ticari düşünen, popüler kültüre yenik düşen bir yapıları yok. Kitabın içinde bildiğimiz konular kadar kafamda ışık yaktıran tüyolar da buldum. Tembelliğe çözüm nasıl bulacağız? Dağınıklığımız, dikkat eksikliğimiz de biraz bu yanımızdan. Şu tembelliği bir atsak kim tutar bizi? Teşekkür ediyorum, selamlar..
21 Temmuz 2017, 17:43
Evet,derli toplu ve temiz olmayı çok seviyorum ama yeterince başarabiliyor muyum?Ne yazık ki hayır. Tek başıma değilim ki! Üstelik tek başıma olsam da dağıtma kabiliyetine sahibim. Bu arada hobi malzemelerim,yapmak isteyip yapamadıklarım da dağınıklığa sebep oluyor zaman zaman. Aslında onları evden uzaklaştırsam her şey düzene girecek de…
21 Temmuz 2017, 17:51
Hobi malzemelerini uzaklaştırmayın sakın, onlar enerji kaynağı değil mi? Ama yeriniz varsa bir hobi köşesi ya da köşeciği belki daha iyi olur. Hobilerin çoğu yayıntıya sebep oluyor ama kafamızı da düzenliyor bu arada. Kolay gelsin, sevgilerimle..
1 Ağustos 2017, 11:38
Hayatı sadeleştirme meselesi uzun yıllardır kafamda, ufak ufak uygulamaya çalışıyorum. İstediğim düzeye gelemedim henüz:)) Evde çocuklar olunca ve herkesin hobisi olunca bir derece daha zor geliyor. Dağınıklık, bir şeyler biriktirme huyumuz mevcut:))
Bu kitabı da geçenlerde elime aldım bıraktım. Evde okunmayı bekleyen çok kitabım var şu sıra. Bu kitap notlarım arasında.
1 Ağustos 2017, 11:45
Sadeleştirme konusu benim de önceliklerim arasındadır ama daha başarılı olduğum söylenemez. Düzen, dağınıklıktan kurtulmak kadar yaşam biçimi, zamanlama topyekün bir sadeleşme arzuluyorum. Bunu başardığımda kendimi daha iyi hissederim sanıyorum, çünkü yük atacağım gibi geliyor. Yaşayan ve üreten bir kalabalık yine iyidir, asıl atıl kalabalık sıkıyor beni.
Kitaplar söylenmemişi yazmıyor ama emek ve birikim ürünü tüyolar da çok işe yarıyor. Kitabı okumak istemiştim, kızım anneler günü hediyesi aldı! Burada jestle birlikte gizli bir mesaj da var. Vay bana…:)
2 Aralık 2017, 19:35
Konmari metodu ile ilgili yazımıza bir göz atabilir, gardırobunuzu daha düzenli hale getirebilirsiniz; https://www.tarz2.com/konmari-ile-ferahla
2 Aralık 2017, 19:54
Yazınızı okudum ama yorum yazamadım. Blog sayfasında da hizmet reklamı olan yazıda da yok. Belki yeni bir sayfa eksikler zamanla giderilecek, hizmet ürün satarken özellikle müşteriye yorum fırsatı önemli. Bu konuyu ben de yazmıştım, kainatta gereksiz ya da iş görmeyen hiç bir şey yok gerçekten bu ciddi bir abesiyet olur ve ilahi düzende de mantıklı düşününce de yeri yok. Sayfanızda başarılar dilerim.