Tropikal ormanlara benzeyen longozlarda kano ile gezmek kendi çapımızda bir macera tadı vermez mi? Hem de çok güzel veriyor, yanlış kürek çekiyorsun haydaa dal sazlıkların içine ya da çık ağaç köklerinin tepesine. Sonra rotayı bul sadece su, kürek, kuş sesi eşliğinde gez ormanın içinde. Dingin ve huzurlu dolaşırken devasa ağaçlar ve kökleri bazen ürkütücü bir görüntü verse de ortam çok güzel. Longoz uzak, yoğun ve karanlık orman demekmiş, diğer adı da subasar ormanı. Zaten bu ekolojik sistemin özü de su. Amazon, Afrika Kongo Havzası ve İğneada’da bu yoğunlukta longozlar var. Ülkemiz çok güzel vesselam, haydi İğneada Longoz Ormanları kano, trekking başlasın…
Tüm zamanların en iyi kano miçosu kimdir?
Altın sarısı kumsaldan longoz ormanına doğru
Longoz ormanları için İğneada plajında kanoların yanına gidiyoruz. Mevsim kış, hava kapalı, ayağımızda botlar, outdoor ayakkabılar var ama kumun yumuşaklığını hissediyor insan. Altın sarısı plajlar deriz ya buradaki kumun içinde altın tozlarının olduğu tesbit edilmiş. Niye elinde elekle kumu eşeleyen insan göremedik bilemem, o konu çok derin. Ama bilgi kesin doğru, yaymayalım… Mert Gölü’nden longozlara doğru gideceğiz, her yanımız habitat, flora, ekolojik miras arkamızda ise beton yazlıkçı mimarisi var. Ne diyeyim? Kime diyeyim?
Kanoların etrafında halka olduk, heyecanla dinliyoruz. Kanoda ayağa kalkmayın, ani hareketlerle dönmeyin. Arkaya ağır olan otursun, yönü ayarlasın, öndeki de miço olsun küreklere kuvvet. En derin yeri yaklaşık 2 metre ama hava soğuk düşmeyelim yine de. Kanoya binerken fotoğraf makinası almadık, telefonlarını düşüren de çok oluyormuş. Montumun cebi de güvenli olmayınca, çorabımın içine koydum telefonu çok pratik oldu. Sigara paketini çorabına koyan amcalar geldi aklıma, esinlendim mi nedir?
Bir yanda sakin ve dingin gölün içinde kürek çekiyorsun, diğer yanda da sahile vuran dalgaların sesi geliyor uzaktan. Çok şiirsel oldu, tabiatla baş başa olmak hep bir romantizm hali zaten…
Longoz gişeleri kano trafiği yoğun
Yeşil dubadan sağa, sarı dubadan sola
Longoz ormanlarına gitmek için gölde ilerleyip yeşil dubadan sağa, sarı dubadan sola sapılacak. Bu uyarı baştan yapılıyor, kanoların içinde de yazıyor. Neden? Çünkü kaybolabilirsiniz. Nereden biliyorum? Çünkü az daha kayboluyorduk. Gölün içinde kano ile gezmek kolay, ara sıra çarpışan araba kıvamında ilerlense de seri gidiyor. Ama dubalardan sonra kıvrımlar, dallar, kütükler, kökler başlıyor. Gruptan koptuk, kaptan miço birbirine girdi tam isyan çıkacaktı ki bi baktık kano kuyruğu:) Hiç kimse sona kaldığımızı anlamadı, dönüşte de önden gitmiş olduk. Kanolar dönmeye çalışırken bir İstanbul E5 havası oldu ama alışık olduğumuz için uyumlandık hemen.
İğneada Longoz Ormanları ekosisteminin özü su ve subasar ormanları. Suyun içindeki kökler, yosun çeşitliliği, farklı bir eko ile duyulan kuşların sesi su içinde ilerlerken çok güzel hissediliyor. Merak ettim zengin habitat örtüsünü. 5 göl, 544 çeşit bitki, 46 tür canlı,25 sürüngen, 50 tür memeli, 30 çeşit tatlı su balığı, 20 tür deniz balığı ve yaklaşık 220 kuş çeşidi yaşıyor. Avrupa;da 1., dünyada 3. Sanal longoz kano tur için tıklayın lütfen.
Bu yaprakların içinde yürümek öyle zevkli ki…
Kano yorgunu gezginler için trekking
Longoz ormanlarında kano gezisi biraz yoruyor, diyorsunuz ki bu yorgunlukla nasıl yürüyeceğiz kilometrelerce? Kollarımız yoruldu bacaklarımız değil. Hem iki adım sonra ormanın içinde dinleniriz. Fotoğraftaki yapraklara bastığım an resetledim enerjimi. Bu ne güzel manzara, maşallah ya… Grup liderimize sordum, hangi ağacın yaprağı bu? Meşe yaprağı bunlar. Aklıma hemen meşe palamudu ve buz devrinin maskotu sincap geldi. Tekrar izledim, burada…
Grup liderimiz profesyonel dağcı, trekking yapıyor, tam bir doğasever. Gruptan kopmak yok, telefonla vakit geçirmek yok, arkada ardçı bir arkadaş ip gibi dizildik başladık yürümeye. Ara sıra durup fotoğraf çekiyoruz, ortamın, havanın ve sakinliğin tadını çıkarıyoruz. Ormanın içlerine girmeden öbek öbek kamp alanları var. Zemin nemli, yürümeye elverişli. İster sohbet ister sessizlik olsun çok iyi geliyor insana doğa yürüyüşü. Açık alanda kısa molada bir şeyler atıştırmak enerji depolamak için şart ama kahve ya da çay için küçük bir termos almayı unutmasaydım iyiydi.
Mantargiller kütük gezisinde
Longoz ormanlarının çok zengin bir bitki örtüsü var. Yürüyüş temposunu arttırıp bu güzellikleri kaçırmamak lazım. En azından benim gibi ilk defa giden meraklılar gözlerini dört açarak yürümeli. Yosunların çeşitliliği bile insanın ilgisini çekiyor. O kadar çok mantar çeşidi gördüm ki, fotoğraftaki yabani mantarlar da bi maşallahınızı alırız demiyor mu? Devrilmiş koca ağaçlar, kökleri, yabani bitkilerin güzelliği yol boyu eşlik etti ekibe. Yanımızdan ayrılmayan bir köpeğimiz de vardı, bize gönüllü rehberlik yaptı. Bir ara karşılaştığımız sincapla aralarında sıkı bir kovalamaca oldu ama sincap sıçrayışlarıyla rakibini geçti. Yaban hayvanlar da vardır, biz görmedik ama domuzları özellikle kamp yapanlar dikkate almalıymış.
Ormanda teker izi olur mu?
Bir ara motor sesi ardından atvler göründü, geçti önümüzden. Aslında ormanın dokusuna zarar veren bir etkinlik atv safariler. En azından İğneada milli parkı gibi korumaya alınmış sit bölgelerde izin verilmemeli. Ormanın içinde motorun tekerin işi ne? Ezip geçtiği bitki ve canlı populasyonunu düşünmek gerek. Onların kulvarı farklı olmalı.
Suya yansıyan subasar ormanı
Baharda güneş ışıkları ormana süzülürken, suya yansırken de gitmek isterim. Gölün üzerinde nilüferler de olur, kim bilir baharda nasıl renklere bürünür oralar. Yazın da gitmeli hem deniz hem orman bir arada olur. İşte gördüğünüz gibi gezi keşif sevene bahane çok.
İstanbul’a 250 km uzaklıkta, günübirlik gidilebilen çok keyifli bir gezi rotası İğneada. Aktiviteler yorucu, yol uzunca ve bölgeyi bilen yetkin bir rehberle daha güvenli ve eğlenceli bir program olabilir.