Affetmek, sırtımızdaki yüklerden kurtulmak demek mi? Belki bu hikayeyi bilirsiniz, adamın biri sırtında ağır çantası uzun bir yolculuğa çıkar. Yolculuk uzundur, yükü de ağır… Gemiye biner, etrafında kimileri çantasını yere koymuştur kimi de emanete bırakmıştır, rahat ve huzurlu bir halde yolculuk yaparlar. Bizimki ısrarla çantasını sırtından indirmez, yorgunluktan ayakta duramaz hale gelir. Hava hafif fırtınaya döndüğünde ise denize düşmekten son anda kurtulur.
Yanına yaklaşan yaşlı bir amca der ki, “Oğul yolculuk da hayat gibidir, yükü sahibine teslim edersen nasıl hayat kolaylaşır huzura erer, tevekkül ettim Allah’ım dersin. İşte sen de indir yükünü, zaten yolun da yükün de ağır, şimdiden beyhude yorulma…”
Pozitif psikolojinin iki gözümün çiçeği dediği süreç affetmek… Zor ama duygusal özgürlük ve huzur vaat eden, insanı şarj eden erdem. Varsın haberi olmasın, siz affedin. Bakın neden?
Affetmek için kaç adım?
Aslında bodoslama da olur, kafamda yer tutmasın, kalbimi yormasın, enerjimi emmesin zihnimde başarayım bitsin gitsin de diyebilirsiniz. Ama kolay değil elbette… Affetmenin 4 adımı var diyor pozitif psikoloji içinde geçen bazı görüşler. Öfkeyi, pişmanlığı, kini sürekli diri tutmak ne güçlü bir kişilik ne de mutlak zafer anlamına gelmiyor. Spritüel yaşam ve enerji beden üzerine çalışan uzmanlar da diyor ki ” Affetmek zordur, herkes yapamıyor bunu. İçinde öfke olan kişi özellikle hiç yapamıyor. Affetmeyi başardığında ise kuş gibi hafifliyor, çünkü affetmek ile karşı tarafı ödüllendirmiyoruz aslında, kendimize iyilik ediyoruz.”
Adım adım affetmek eylemi ise şöyle. Örneğin X’i çok seviyorsunuz, iyi gününde kötü gününde yanındasınız. Moral veriyorsunuz, onu sevdiğinizi ve yalnız olmadığını hissettiriyorsunuz. Ama sizin kötü gününüzde X yanınızda yok, O iyi gününde ve siz umurunda değilsiniz. Bu duruma üzülürsünüz, kızarsınız, hayal kırıklığı yaşarsınız. Dosttan gelen ağır gelir insana. Basamaklama gidersek:
*1. basamak, kimi ve niye affetmek... X’i affetmek istiyorum, zor günümde yanımda değildi.
*2. basamak, bu durumun sizde neler hissettirdiği… X bana sevilmediğimi hissettirdi, üzgünüm ve bunu daha önceden anlamadığım için pişmanım ve kendime kızgınım. Amaaa affedersem tüm bu üzüntü, pişmanlık ve kızgınlık duygularımdan kurtulacağım.
*3.basamak, affetmenin sağlayacağı yararlar… X’i affedersem niye böyle yaptı diye düşünüp üzülmeyi bırakır, rahatlarım. Hem bu davranışı ile onun için gerçek değerimi anladım, vefa gösteren dostluklarıma emek vermeliyim.
*4.basamak, ise affetmeye odaklanmak… X’i affetmeye söz veriyorum ve böylece huzurlu ve özgür hissedeceğim kendimi.
Çekmecenin içinde hapsolmayın, affedin gitsin..
Çekmecenin içine girmeye çalışmayın!
Bakın bir doktorun anekdotlarında geçen affetme telkini…
Kadın erkek ilişkileri en ağır yara alınan ilişkilerden. Hem duygu dozu yüksektir hem de karşıt cinslerin çarpışması vardır. Kısaca çoklu kırık ve ağır yaralanma vardır bu vakalarda. İşte bu sebeple affetmek özgürleştirir ve iyileştirir. Y hanım yıllarca sevdiği, özveriyle aile olmayı sürdürdüğü eşinin aslında onu kendisi kadar bile sevmediğini, çıkarlar devreye girdiğinde her şeyi bir süngerle silercesine kolaylıkla unuttuğunu anlatmıştır doktoruna. Kadın güçlüdür ama en beklemediği yerden, canını acıtan yumruk yemiş gibi hisseder ve bu his artarak devam eder. Mantık işe yaramaz, akıllı ve iyi analizci yaklaşım meseleleri çözemez olur, duygusal taraf da çökmüştür. Y hanıma doktorun söylediği şudur:
“Haklısınız üzgünsünüz ama artık düşünmeyi bırakın. Ne gerekiyorsa yapın ve bunları bir çekmeceye koyup kapatın, siz hep içeride olmak istercesine düşünüyorsunuz. Çekmecenin içine girmeye çalışmayın, yorulmayın, affedin gitsin. Affetmek özgürlüktür, aksine ısrar ise prangalı yaşam.”
Çekmece sıkı bir metafor değil mi sizce de? Hazır doktora gelmişken hasta yürek reçetesi de burada.
Affetmeyi kendimize borçluyuz
Affetmek, hadi seni affettim deyip devam etmek değil. Aksine tamamen hayatından çıkarmak, telefon defterinden silmek, seni üzeni hatırlatan ne varsa mümkün olduğunca onları da ortadan kaldırmak. Hata sahibi o hatayı tekrarlama potansiyeli barındırır, risk almaya gerek var mı? Affedince kalp sağlığınızın iyiye gittiğini biliyor muydunuz? Affedememe negatif duygu yükü ile stres ve bağlantılı hastalıklar artıyor. Ülser, hafıza problemleri, uyku bozuklukları, sırt ağrıları vs vs. Hemen bir affedilecekler listesi yapmalı, ben aklımdan kalbimden azat edeyim, gerisini sebep olan düşünsün.
Affetmek hatayı, yanlışı görmezden gelmek unutmak asla değil. Aksine ders almak ve gerçeği görmek için bir fırsat. Affederek krizi fırsata çevirebiliriz o zaman.
Affetmek Allah’a mahsustur ama…
Affetmeyi seven, bize kıyamayan bir Rabbimiz var. Kul hakkı ile gelmeyin diyor, helallik dilemek, hakkını helal et deyip sıyrılmak o kadar kolay değil. Dilin söylediğini aynı anda kalp de tasdik edecek ki kabul edilsin. Affetmek Allah’a mahsus ama bize de mesaj var burada. Kin, öfke, nefret, pişmanlık ve bir sürü olumsuz duyguyu taşımak kendimize eziyet, her ne yanlış yapıldı ise tutma içinde, sen unutsan da Allah unutmaz. Yükünü koy yere, devam et yoluna.
Kırmızı kadife kutu kalbimiz olsun, hazine saklayan kutu gibi. Üstündeki anahtarlar da affettim deyip azat edeceklerimiz için olsun. Çekmece de var hazır, koyun içine kilitleyin. Ne zihninizde kalsın hak etmeyenler ne de kalbinizde affedin gitsin, gönlünüz genişlesin. Affetmek isteyenlere pozitif bir kalemden motive edici bir çağrı da burada.
Bu yazılanlar bir kişi de bile affetmek kavramını sorgulatır, ruhunu özgürleştiren kıpırdanmalara vesile olursa ne güzel olur.