Boğaz Yalıları ve Hikayeleri

Eşsiz güzellikte İBoğaz yalıları

Büyülü, tılsımlı bir şehir İstanbul… Herkesi kendine hayran bırakan bir yanı var, en albenili yerlerinin başında ise tabi ki Boğaz. Dünyanın en kıymetli lokasyonlarından biri burası, sırtını yeşile verip önünde akan boğazın sularına bakarak yaşamak isteyen çok zenginlerin tercihi ise çok milyon dolarlık yalılar. Boğaz yalıları ve hikayeleri tarih içinde tarih gibi İstanbul’da. Ancak eski İstanbul zamanlarında bu kadar uçurum yoktu sanırım boğaz ahalisi ile diğerleri arasında. Statü her zaman varmış, bordo-kırmızı karışımı aşı renkli yalılar devlet mensuplarını temsil edermiş. Açık renkli yalılar müslümanların, gri ve tonlarındaki yalılar ise gayri müslimlerin sahipliğini ifade edermiş. Yalıda filan gözüm yok ama eski İstanbul’un 1700-1800’lü döneminde yaşamak isterdim. Bazen eski semtlerinde dolaşırken, kagir evlerini seyrederken o zamanlarda yaşasam ne güzel olurdu diye hayaller kuruyorum. O evlerin avlusunda sofasında cumbasında hayal ediyorum kendimi, çarşılarını sokaklarını gözümün önüne getiriyorum. Tam vazgeçecekken yine aşık oluyorum bu şehre…

Boğaz’da her yalının bir hikayesi var…

Boğaz’da her yalının bir hikayesi var dedim ama bu onların tarihi kadar ev sahipliği yaptığı dizilerden de kaynaklanıyor. Pek çok dizide senaryo, oyuncu, kurgu zayıf bile olsa sadece mekanların cazibesi ile bir süre reytingleri idare ediyor. Başkalarının yaşadığı şaşaa ile tatmin olan ciddi bir kitle var demek ki. Edip Efendi Yalısı da bunlardan biri, Paramparça isimli reytingi yüksek bir dizi burada çekilmiş. Hatta başrol oyuncusunun adı ile söylenir olmuş bu yalı, Edip Efendi’ye haksızlık ama zaten paşalar yok artık…

Boğaz'da yalılar dizi seti oldu.

Edip Efendi Yalısı Boğaz’ın en büyük yalılarından. 

Edip Efendi Yalısı’nın önündeki farklı bölüm dikkatimi çekti. Merak ettim, Akıntıburnu mevkiinde en güçlü akıntıların olduğu yerdeki yalının önünde yedekçi hakkı denilen bölüm, akıntıya karşı koyamayan kayık ve teknelerin halat atılarak çekildiği  yermiş. Tabi ki ücreti mukabilinde:) Durgun bir havada bile suyun çalkantılı hali fotoğrafa yansımış, yedekçilere helal olsun.

Boğaz’da perili köşk hangisi?

İstanbul’un daha ranta kurban gitmediği zamanlarda da her parası olanın gücü yetmiyordu Boğaz’da yalı sahibi olmaya. Hepsinin sahibinin şeceresine uyun bir mimari tarzı var desek abartılı olmaz. Ama hırs ve özenti her çağda var, Mısırlı Yusuf Ziya Paşa da bu hislerine yenik düşmüş. Hıdiv Kasrı’ndan büyük olsun benim yalım diyerek çıktığı yolda geriye perili bir köşk bırakmış. İlk bakışta ıssız, metruk, perili bir hali yok bu yalının çünkü zamanın rezidansı gibi inşa edilmiş. Paşamız benim ki daha büyük olsun diye 10 kat yaptırmış, araya 1. Dünya savaşı girmiş ve yarım kalmış inşaat. İsrafa dağ dayanmaz paralar bitince de ne yapsın Mısır!a göç etmiş. E peki yalı ne olacak?

Yusuf Ziya Paşa Yalısı

Burası da perili köşk hatta çok perili köşk:)

İnşaat yarım kalır, bu devasa yapı metruk görüntüsüyle perilere yakıştırılır, sonra Mısır’da ölen paşanın vasiyeti ile kule taşları sökülür Mısır’da mezar taşı yapılır. El değiştirip inşaat biter ama işçiler hayalet gördük, paşanın hanımı dolanıyor deyip dururlar:) Şimdi ise Borusan firması kiralayıp merkez ofisi yapmış bu yalıyı. Peri gördüler mi bilinmez ama ilk ışık tüpü uygulaması ile güneş enerjisini gün içinde ve gece fantastik ışık oyunlarına dönüştürmüşler.

Boğaz’da hangi yalı hastane oldu?

Boğaz’da da otursanız ücra bir yerde de savaş oldu mu hepsi mahşer yeri gibi olur can korkusuyla, vatan endişesiyle. İşte öyle zamanların en şiddetlisinden Çanakkale savaşı sırasında Boğaz!ın nazlı ve haşmetli yalılarından Kont Ostrorog yalısı hastane olarak hizmet vermiş bir süre. Osmanlı İmparatorluğu islam hukuku danışmanı Kont Ostrorog Pierre Loti’yi de çok misafir etmiş burada. Misafirpervermiş vesselam:) Şimdi Rahmi Koç’un bu yalı ve değeri paha biçilemeyen koleksiyonlarla dolu. Komşu Hadi Semi yalısı ise çok badireler atlatmış. Bir zaman kiracı hamamında kimya deneyi yaparken yıkmış, restorasyon gördüğü bir dönem bir kısmı yok olmuş, limonluk yüzme havuzu yapılmış. Yalı da olsan çekeceğin varsa gelir seni bulur. Tam arkasında kışlık köşkü var bu yalının ve arada da asansörle geçiş sistemi. Bu durumda breh breh breh diyebiliriz:)

Rahmi Koç'un yalısı

Kont Ostrorog ve Hadi Semi yalısı neler geçirdik biz duruşuyla yan yana.

Halıyı kaldır da yüzelim biraz:)

Şaka yapmıyorum, aynen öyle derlermiş eski İstanbul yalı sahipleri. Osmanlı’da denizin içine uzanan yalıların cumbasında olta atıp balık tutarmış sahipleri. Ne keyif ! Oturduğun yerden gezen balık tutup hemen mutfağa tavaya. Denize girip yüzeyim mi istedin kaldır ön odada halıyı altındaki kapağı aç, atla suya. Ya da aman ne çarşıya gideyim şimdi dersen sandalla gelen satıcılara sarkıt zenbili bakkala sepet sarkıtır gibi yap alışverişini. Bu yalı işi çok tembel işi, her şey oturduğun yerden:) Şimdiki yalılarda durum nedir bilemem ama bu anekdotlar sıcak ve samimi.

Bu yalının adını bulamadım, panjurlu yalı olsun.

Dünyanın en pahalı ev satışı ünvanı da Boğaz yalısında…

Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı İstanbul Boğazı’nın en pahalı yalısı, dünyanın da 4.en pahalı yalısı. Ancak en son Katarlı bir iş adamı satın aldı burayı ve dünyanın en pahalı ev satışı olarak kayıtlara geçen bir miktar ödedi. Ben karşıyım yabancıya konut satışının sınırlama olmadan yapılmasına, milli servet ve değerlerimizin ele geçmesine. Bu kadar yazdım, merak edenler için Şehzade Burhaneddin Efendi diğer adıyla Erbilgin Yalısı burada…

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış ama bu yalılar tam bir milli servet ve tarihi miras, dolayısıyla hepimizin. Ama yine de içimizi rahatlatmak için aşağıdaki bilgileri de paylaşayım:)

Boğaz’da yalı satın almamak için 10 neden…
  1. Yalı bakımı hem zor hem pahalı, ne uğraşacaksınız.
  2. Bahar geldi mi martıların yumurtası, kargaların taşıdığı çer çöple oluklar dolar, işin yoksa temizle(t).
  3. Aşırı rutubet, siyatik, romatizma, astım… Paramızla hasta mı olalım?
  4. Nemin yanında bir de tuz etkisi var ki taşı bile eritir.
  5. İstanbul’un rodosunu ne yapacaksınız? İlk katları su basabilir, akıntının dalganın şakası olmaz.
  6. En kötüsü tanker çarpabilir. Hekimbaşı Salih Efendi yalısı geçen yıl ne hale geldi? Dünyanın en pahalı 4. evi ünvanlı Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı’na  da bundan 10 yıl önce 10 bin grostonluk tanker çarptı. Kabus kabus…
  7. Sadece denizin sesi ve martıları mı dinleyeceksiniz yalıda? Yanılıyorsunuz, köprülerin uğultusu ve deniz ulaşımının tüm sesi yalının içinde.
  8. Otopark mı? Bu kadar değerli bir arazide araba koyacak yer zor bulursunuz. Yer altı otopark yapılmaz, fazla kazarsanız su çıkar, kat atamazsınız sit alanı. Formül bulursanız, haber edin:)
  9. Nazar, haset, fesat gibi olumsuz enerjiler. Göze de söze de iyi değil bu zamanda. Yatırım için alın desem, kiracı kötü çıkarsa batarsınız. sonra benden bilmeyin.
  10. Son iki şıkkı yazarken zorlandım, anladım ki zenginin malı züğürdün çenesini hakikatten yoruyor. Ben nerede mi oturmak istiyorum? Benim hayalimdeki ev burada:)

Güzel bir Boğaz turu yapmak, yalıları kasırları sarayları tarihçesi ve hikayeleri ile öğrenmek isterseniz,  Anadolu yakasında Üsküdar Belediyesi çok iyi organizasyonlar düzenliyor. 444 o 875 numaralı telefondan kayıt yaptırıp tatminkar bir rehberlik ve ikram eşliğinde hem de bedava Boğaz turu yapabilirsiniz. Her Boğaz turu keyifli olmayabilir, bangır bangır müzik eşliğinde, rehberlik edilmeden tadı çıkmaz bu güzelliklerin bence. Boğaz yalıları ve eski İstanbul yaşamına dair eklemek istediğiniz varsa sizi can kulağı ile dinliyorum.:)

14 yorum
  • Hakan

    4 Ocak 2019, 09:22

    Çok.güzel.bir yazı olmus tebrik ederim. Yeni yıla güzel bir başlangıç efenim. İyi ki okumuşum valla yoksa gidip yalı satım alcaktım 😊 sonra uğraş dur nemiydi, rutubetiydi, sesiydi 👍 Çok faydalı bir yazı 👏👏👏

    • begonvilsokagi.com

      4 Ocak 2019, 10:35

      Teşekkür ederim. Hocam süperdir ama öğrenciliğim de fena değildir::) Ben de merakım ve yazılar sayesinde epey bi şey öğreniyorum ki bu en sevdiğim bölümlerden biri.
      Yalı düşünmüyorsanız sakin, yeşiller içinde bir yer verelim efemm:) (Emlakçılık ya da taksicilik yapabilirim yakında malum ekonomi.)

  • Sevda ALAN ELARABY

    8 Ocak 2019, 01:31

    Yalıda misafir olarak oturabilirim ama yasayamam dogrusu. Uyku tutmaz 😅 Çok keyifli bir yazıydı. İstanbul u özlediğimi bir kez daha anladım.

    • begonvilsokagi.com

      8 Ocak 2019, 09:00

      Misafirlik iyi fikir:) Kahvaltı, ikindi çayı ya da uzun bir akşam yemeği olur ama uyumaya herkes evine.
      İstanbul özletiyor kendini, içinde yaşayanlar bile özlüyor düşünün artık..
      Fas’a sevgiler İstanbul’dan:)

  • Mine Patan

    17 Ocak 2019, 08:57

    Bana göre İstanbul’un ta kendisi Boğaz. Boğaz’a kimliğini veren de yalılar. Allah’ın bahşettiği nazlı güzelliğin zarif inci taneleriyle kazandığı asalet… Yabancılara mülk satışına karşıyım ben de. Gereksiz bir hassasiyet mi blemedim ama konsolosluklar bile vatanın bağrına saplanmış bir hançerdir gözümde. Başka türlü bir çözüm olması gerektiğini düşünürüm hep.

    • begonvilsokagi.com

      18 Ocak 2019, 11:23

      Ben de yabancılara mülk satışı hatta konsolosluk binası bile olsa vatan parçasının yabancıda olmaması hissindeyim. Belki duygusal yaklaşım ama hemfikirim. İstanbul gerçekten nazlı bazen de kaprisli ama yakışıyor:)) Yalılar çok değerli bir kültür mirası, konumu ve değerinden öte İstanbul un farklı bir kimliği var onların geçmişinde.

  • Derya

    18 Ocak 2019, 09:17

    Bu yazilarini cok seviyorum, hele de konu Istanbulsa 🤗

  • antalyaliblogger07

    15 Mart 2019, 00:14

    Ne güzel yazı olmuş💐

  • Pediatri Portalı

    23 Şubat 2020, 05:32

    Her yalının bir hikayesi var da.. bu yalılara sahip olmak isteyen her fakirin de bir hikayesi var mı? 🙁

    • begonvilsokagi.com

      23 Şubat 2020, 11:48

      Lüks malikanelerin özelliği veya hikayesi değil de hepimizin sahip olduğu tarih ve kültür mirası açısından bakıyorum ben. Boğaz, yeryüzü şekli ve florası itibariyle de bizim şansımızdır, nasibimizdir ve güzel ülkemiz var vesselam.
      Her fakir yalıya sahip olmak ister mi? Bence değil, fakirlik fakr dan geliyor, acizlik yokluk, asıl acizlik yokluk da para ile giderilemeyen şeylerde varsa problem. Yazıda hayalimdeki evin linki var bir tıklayın.
      Teşekkürler..

  • Ali Gültekin

    24 Şubat 2020, 22:34

    Teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş gerçekten..