DÜŞÜK ENERJİ İLE ÇALIŞAN MODEL

Devir tasarruf devri, enerjim düştü diye hiç üzülmeyin. Yeni nesil motorların hepsi böyle, düşük enerji ile yüksek performans, güçlü tork. E ama biz araba değiliz insanız, düşük enerji ile değil tork adım bile atamaz hale geliyoruz. Tam da bu cümlede çözümü buldum, mekanikleşen ne varsa bizim enerjimizi düşürüyor, bizi güçlü kılan ve de mutlu kılan sadece insan tarafımız. Düşük enerji ile çalışan model olmak zorundayız hepimiz, başarabiliriz. Nasıl mı?

Bu sohbet çok kahve aldırır, benzer bir atasözü var biraz uyarladım ama olsun kahve zihin açıyor, bu hamur çok su alır demek konuya abes olur, o yüzden kahveler hazır olsun, mümkünse şekersiz. Uzun uzun anlatacağım, sonuna kadar okumayan olursa sensörler çalışacak, siz seo ile uğraşa durun ben sensör taktırdım, blogu da modifiye ediyorum ona göre. Keyifsiz olduğumda bile yazmaya başladığımda bir kendime geliyorum ya işte bunu seviyorum. Hadi bakalım düşük enerji ile çalışan yüksek torklu insan modeli neymiş, görelim…

Çocukken annelerimizin hal hatır etme konuşmalarını hatırlıyor musunuz?
-Nasılsınız?
-İyi diyelim iyi olalım, siz? 
-Yuvarlanıp gidiyoruz (nereye, niye?)
-Ne olsun bildiğiniz gibi… 

Unuttuklarım varsa ekleyebilirsiniz. Tam teslimiyet içeren huzur cümleleri de var tabi onları halen kullanırız, hamdolsun, Allah bugünümüzü aratmasın… Diyeceğim o ki, sorma bugünlerde çok enerjim düşük, kafamı kaldıramıyorum demek yenice bir durum. Ne yapıyoruz? Hemen savunma geliştiriyoruz ve kendimizi düşük enerji ile bile yüksek performans durumuna getiriyoruz. Yoksa!…

Enerji düşük ise dikkat

Bu düşen enerji nasıl bir kuvvette ise artık hemen herkes anlar ve düşmanınız bayram eder, dostunuza adeta gam çöker. Azıcık bulaşıcıdır, etkileşim gücü yüksektir. Kediler bile sanki size bakıp aslan gibi kükrer, hep kırmızı ışık yanar, sevmediklerinizle daha sık karşılaşır, sevdiklerinizden de kaçarsınız. Enerjim düşük kimse görmesin dersiniz ama nafile, siz uzaklaştıkça ortalık festival gibi kaynar sanki. Enerji düşük ise dikkat, toksik insanlardan uzak durun. Sonuç, buradan kaçış yok bu modelle de yaşamayı öğrenmek şart.

Düşük enerji oldu mu tadı gider insanın. Mesela fotoğraf çekmeyi çok mu seviyorsunuz, fotoğraf makinesine küsersiniz. Mahzun mahzun bakışır ama heyecan duymazsınız, muhtemelen elinize alsanız da hiç bir şey çekemez ya da çektiğinizi beğenmez daha bir uzaklaşırsınız. Taksi şöförü kıvraklığında, dolmuş şöförü edasında ya da ralli şampiyonu gibi mi araba kullanıyorsunuz? Enerjiniz düştü mü, tek seferde girdiğiniz küçücük yere üç seferde bile park edemez hatta burası benim arabaya küçük der gaza basarsınız. Çok basmayın çünkü bu halde hiç bir şeyinizin ayarı yok, sol şeridi parseller arkadakileri sinir eder ya da ışıklara yaklaşırken vites atarsınız.

Fosforlu bir ok işareti sizi takip mi ediyor acaba? Aslında fena fikir değil, bir işaret lazım böyle zamanlar için, arabanın arkasına asmalık bir şey. “Dikkat içeride düşük enerjili var!” Ama nasıl bebek var yazısını takan kimse yoksa bunu da kimse dikkate almaz, aksine düşük enerjiden beslenen nanoruhlar daha bir yüklenirler. 

Yenilenebilir enerji sahibiyiz…

Düşen enerji düzeyimizi görmezden de gelebiliriz ama sadece zihnimizde kalan bir durum değil. Sizi 10 metre öteden görüp yanınıza ışınlanıp, ne oldu yorgun gibisin, bitkin bir halin var diyerek durumunuzu açık edenler olabilir. Bugün böyle ne olmuş demek istersiniz ama uykumu alamadım der ya da milyon tane emoji geçişi yapan kötü bir bakışla göz dağı vermeye çalışırsınız. Alışverişe mi gittiniz, yandınız… Zaten hiç bir şeye karar veremez, aldığını kendine yakıştırmaz, satış elemanının senli benli, canımlı konuşmasına bir çıkış yaparsınız. Örnekler çoğalır, hayat tüm hızıyla devam ediyor ama sık sık düşen enerji ile yol almak zor. Araba örneğine dönersek, motor boğulabilir hatta yanabilir. Ne yapacağız? Tez elden modifiye yapacağız, depresyon kim? biz tanımıyoruz diyerek topu taca atabiliriz. 

Bir araba olsan…

Bir araba olsan, ne olurdun? Motor gücü düşük bir araba olmak istemezdim bir kere, sadece kendi ağırlığını taşımaya gücü zor yeten arabalar hep başkalarını memnun etmeye çalışıp kendini paralayan insan tipi gibi. Ne memnun edebiliyor ne de kendi mutlu. Motor gücü iyi, seri, tasarımı fazla göze batmayan ama yeri geldiğinde yolun tozunu kaldıracak bir araba olmak isterdim. Bak, tanımlamaya bak… Araba mı insan mı? Markası önemli değil, zaten iyi olanların hepsi üç aşağı beş yukarı bunları taşımalı.

Ama biz insanız, maddi değerler ne kadar artsa da, çeşitlense de içimizdeki küçük nokta beslenmezse olmuyor olmuyor. Enerji düşüyor, tekliyoruz, gitmiyoruz. Düşük enerji ile çalışan model derken, içimizdeki enerji düşecek ufalacak bir şey değil, onu düşüren ne varsa onları atalım, atalım ki içimizdeki çoğun azı bile yetsin… 
Kolay değil, alışkanlıklardan, yaşanmışlıklardan hatta konforumuzdan belki yerimizden ödün vermek gerekiyor. Ama bu hayatın içinde düşük enerji ile bile durmadan gidebilmek, kimseye eyvallah demeden sakin huzurlu kalabilmek için bu şart. Ben bunu anladım, bunu derim. Siz ne dersiniz? 

(Bu arada yazıyı sonuna kadar okuyanlar arasında yapacağımız çekilişle diye bir cümle kurmak isterdim ama uzun uzun dertleştim, dinlediniz hepinizi gönlüme yazdım. Sağ olun, var olun.)

14 yorum
  • Cevapla Ertuğrul Yıldırım

    16 Ekim 2017, 14:59

    "Ver maddiyatı, al duyguyu düşün bakalım hangi model oldun ?" :)) yazınız da annesinin prensesindeki yazım şeklindeki gibi bol bol deyim var..siz de bir tek emojiler eksik.. 🙂 güzel bir yazı,elinize sağlık.. 🙂

    Bilgi: "Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir." Google Arama

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    16 Ekim 2017, 15:17

    Emoji neredeyse hiç kullanmam, alışmamışım. Duygu ve düşüncelerini samimiyeti ile yazan Annesinin Prensesi yazılarını takip etmeye çalıştığım bir blog yazarıdır. Bloglar hepimizin serbest kürsüsü, bizi ifade eden kurallar çerçevesinde yazıyoruz. Bugün ilk defa blogunuza g+ gruplarla ilgili yazınıza yorum bıraktım. Hit odaklı yazmıyorum, okur odaklı yazıyorum. Hatalar da oluyor, eksikler de oluyor çok şükür az ama sağlam bir okur kitlem var. Yazınıza bıraktığım yorumdaki dileğimi tekrarlıyorum, başarılar dilerim.

  • Cevapla ÇekerGezeR

    16 Ekim 2017, 19:55

    Bu sefer okudukça aklıma gelenleri yazcam. Sonra tekrar başa dönmek zorunda kalıyorum bi kerem 🙂 Öncelikle bi ekleme yapayım. Tas ve hamam bağlantısını unutmamak lazım. Ne alakadır bilinmez ama aynı olunca işler bi rutine binmiş oluyor. "Aynı tas aynı hamam" Sonra efenim bu kırmızı ışık olayını hep test etmişimdir. Eğer evden çıkarken o ışıklar bana hep yeşilse hele ki o göbekte ilk ışık sarıdan kırmızıya dönerken geçip, ikinci ışık da yeşile döndü mü 🙂 işte o zaman çok güzel bi gündür diyorum ben. Enerji tavan.
    Dikkat yüksek gerilime alternatif arabada düşük enerji 🙂 harika bence. Eee hani çekiliş. Tatil yok mu? Kahve de bitti zaten. Ellerinize sağlık efenim. Zevkli bir yazı her zaman olduğu gibi

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    16 Ekim 2017, 20:25

    Siz enerjisi yüksek, torpilli gruptansınız. (Ben bunu size daha önce de söylemiştim, fotoğraflarda yakaladığınız anlar için manevi torpiliniz var demiştim.) Ama ben biliyorum yüksek enerji grubunda olanların işi de kolay değil, hem çevreniz hem kendiniz alışırsınız bu duruma, zaten güçlü insanlardır manevi bir duvara yaslanmışlardır ama yine de enerjide süreklilik çok zor. Aynı tas aynı hamam demekle, yani olanı değiştiremezsin ne düşüreceksin enerjini diyorsanız, evet doğru buradan çok enerji kaçıyor. Keyfim iyiyse ışıkları siyaha boyasalar umur etmem ama içimde boşluk varsa da olmuyor işte. O zaman çok hımbıl hissediyorum ki bu çok fena.
    Tatil kahve ne ki gönülden dua ediyorum: Allah hepimizin enerjimizi daim etsin.
    Çok teşekkür ediyorum..

  • Cevapla deeptone

    16 Ekim 2017, 20:26

    ay elektrikli araba görmüştüm dur nerdeydi amsterdamda 🙂

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    16 Ekim 2017, 20:30

    Elektrikli arabayı boş versinler, insanları şarjlamak gerekiyor bazen, onu bir çözmek lazım. Teknik teknoloji bilsem hemen yaparım, çok sevap çok:)

  • Cevapla ezgi

    17 Ekim 2017, 12:27

    Kesinlikle katılıyorum, eğer etrafımızdaki düşük enerji veren insanlardan kurtulursak, anlık mutluluk değil de onu bi yaşam tarzı gibi düşünüp huzurla etrafımızı sarmaya çalışırsak inşallah her şey güzel olur. Bir de bence az tüketip çok üretince de enerji bomba oluyor. Çok enteresan akşam uyumadan önce evi bile toplasam sabah çok enerjik kalkıyorum. ☺️
    Bol bol sevgilerimi gönderiyorum. Enerjiniz bol huzurunuz daim olsun inşallah 💛

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    17 Ekim 2017, 12:34

    Çok önemli kısmını düşünemedim, atlamış oldum. Az tüketip çok üretmekte gizli enerjimiz. Son zamanlarda tüketmenin her türlüsünün iyice sıkıntı verdiğini fark ettim. Kızlarımla da paylaşıyorum, çünkü onlar daha küçük ve tüketmek üzerine kurulu dünyada farkındalık yakalamalarını istiyorum. Üretmek de en yorucusu olsa bile nasıl besliyor insanı. Kızıma alıp kenarda beklettiği tuvalleri gösteriyorum ama kendime da pay çıkarıyorum bu arada. Ev toplama konusunda da hem fikirim, fikirlerinle verdiğin katkı için çok teşekkür ediyorum, ihtiyaçtan yazılmış bir yazı idi, iyi geldi.
    Ben de çok çok sevgilerimle, bir sürü güzel dilek gönderiyorum..

  • Cevapla incidennotlar

    17 Ekim 2017, 22:26

    Keşke bizde de öyle birsey olsa.Güçün kalmadımı al şarjı tekrar ayaga kalk 🙂

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    17 Ekim 2017, 22:33

    Aslında hepimizin şarj noktaları var ama koşturmacadan unutuyoruz ya da kaybediyoruz. Öncelikle manevi anlamda inanç gücü, sonrasında sevdiklerimiz. Ama bazen bir duvar oluyor, enerji düşüyor. Unutmasak iyi de..

  • Cevapla Daha Mutlu Yaşam

    18 Ekim 2017, 17:39

    Bu tür yazıları zevkle okuyorum.Çekiliş yazıları biraz popüler kültürün içinde.Önemli şeyler ifade eden yazılara her zaman ihtiyaç var.Hep yüksek enerjide kalamayız,ara ara düşer enerjiler ama düşükte uzun süre kalmaya devam ediyorsak orada sıkıntı başlar.Teşekkürler 🙂

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    18 Ekim 2017, 17:44

    Düşükte uzun süre kalınca, başka bir sürece girmiş oluyoruz o zaman da işler değişiyor. Enerjimizin, gülümsemenin, elimizdekilerin kıymetini belki daha net görebilme adına faydası var düşük enerjili günlerin. Uzman görüşü ile katkı verdiğiniz için be teşekkür ediyorum, sevgiler:)

  • Cevapla ezgi

    19 Ekim 2017, 08:51

    Ben teşekkür ederim. Sizin yazılarınız en güzel yanı birlikte fikir paylaşmak oluyor.
    Sevgiler

  • Cevapla Derya

    24 Ekim 2017, 19:10

    Hayati basitlestirip dogada çok zaman geçirmek benim sihirli formülüm 😊😊

Write a comment