Oksitoksi!.. İkimiz de gözlerimizin içinden gülümseyerek birbirimize bakıyoruz. Bazen muzip bazen de masum… Sonra gerisi geliyor zaten havai fişekler patlıyor, konfetiler dökülüyor hepsinden önemlisi de sevgiyi ta içimizde hissetmenin doyumsuz hali… Sevginin de öğrenilir yanları varmış, biraz sorgulamak, kurcalamak lazım. 13 yaşındaki kızımla aramızda bir parola oldu “oksitoksi!”. Her şey kızımın “Anne sana sarıldığımda çok mutlu hissediyorum, içim bir hoş oluyor.” demesiyle başladı. Ben de aynısını hissettiğimi söyledikten sonra daha da sıkı sarıldık birbirimize. Sevgi dolu her sarılışta bu his var, derin bir nefes alıyorsun ya da veriyorsun ve anlık başkalaşım başlıyor. Sevgiyi sorgulayıp kurcalayalım dedik ya, kızım ama neden böyle hissederiz diye sorduğunda yarı bilimsel olarak, sevginin varlığı ile ve hormonlar aracılığıyla dedim. Kızım, “Ha evet hormonlar… hormon ne peki?” diye sorunca fitili ateşledi. Sonuç, sık sık bir ölçü oksitosin…
Oksitoksin sen ne güzel hormonsun
Oksitosin hormonu… Allah’ım vesile oldukları güzelliklerden mi nedir, insan kendini bu hormonlara çok yakın hissediyor. Bir düşünün serotonin, endorfin, dopamin… Çocuğuna isim diye koyası geliyor insanın, öyle bir yakınlık! Serotoninim benim, oksitosingiller… İçimizde tam teşekküllü bir tesis ya da komplike bir makineyle dolaşıyoruz. Akordunu yapan , ayarını düzenleyen hormonlar ise hizmet kalitesi için çalışan özel tim gibi adeta. İnsanlar farkına vardıkça, öğrendikçe iyice tanıştık onlarla. Hatta organik halde bulunmuyorsa ya da azalmışsa şunu yersen, bunu yaparsan olur türünden bilgiler de artmaya başladı. Gönül ister ki herkesin bol bol hormonu olsun, yeteri kadarını vücudu alsın kullansın, Ancak canım hormonlarımızı başımızı ağrıtan, yüzümüzü astıran günlük rutinlerimizde ya çok kullanıyor bitiriyoruz ya da onları kenarda öyle unutuyoruz.
Bir oksitosin hormonunun sıcak bir kucaklaşmayla yaptıklarına bakın hele. Biz kızımla keşfettik, slogan yaptık, mutluyuz. Gerçi başı sıkışınca, beni kızdıracak bir şeyler yaptığında gözlerini hafif kısıp, azıcık dudaklarını büküp, başını da biraz eğerek “oksitoksi” diyerek çoğu kez yelkenlerimi suya indiriyor ama, olsun… Çocuklarımıza sevmeden, sarılmadan, bunu hissettirmeden nasıl hep yanındayım mesajı vereceğiz? Aynısı büyükler için de geçerli, yaş sınırı yok.
Sarılın, kucaklayın oksitosinleyin…
Oksitosin hormonu mutlu ediyor 1, bu hormon sayesinde ilişkilerinizde bağlarınız kuvvetleniyor 2, annelere ve kadına gerek fiziksel gerek duyusal anlamda torpil yapan bir hormon, doğum, emzirme, anne-çocuk ilişkisinde sürekli iş başında 3, sosyal yanımızı ve yetenekleri ön plana çıkaracak motivasyonu da etkiliyor 4, daha bir hormon ne yapsın 5… Oksitosin hormonu ne zaman salgılanıyor? Öncelikle bu yazıya neden olan anne-çocuk sarılmaları, sevdiklerinizle kucaklaşmalar hormonu aktive ediyor. Anne kucağı, bebek kokusu buram buram oksitosin kokuyormuş meğer. Hobileriniz, keyif aldığınız aktiviteler de bu hormonu çalıştırıyor. Aslında bu hormon için sürprize gerek yok sevdiklerinle vakit geçir, spor yap, iyilik yap, hayal kur ya da ev kedisi ile hemen devreye giriyor.
Hormonlarla ilgili araştırma yaparken mutlaka şu besinlerde bulunur, bunları yerseniz artar şeklinde bilgilerle karşılaşırsınız. Ne kadar doğru ve etkili bilemiyorum ama oksitosin için bol bol hurma yemek de iyi olur. Çünkü bu hormonun bir özelliği de doğum sırasında kasların gevşeme-kasılma hareketlerini düzenlemesi, doğum sonrasında da annenin süt salgısının artması. Hurmanın bu özellikleri Meryem suresi 25. ayette (“Haydi hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine taze hurmalar dökülsün.”) geçiyor. Anne karnında başlayan bir hikaye yaşıyoruz oksitosinle… Esprili bir dille yazdığı kitaplarla bilimsel gerçekleri aklımıza sokan Serkan Karaismailoğlu oksitosin ile ilgili merak ettiklerimi çok güzel anlatmış şurada.
Sarılmak yürek ister, kollar sonraki iş…
Sarılmaya ihtiyacımız var hem de her yaşta. Sarılmak deyince Çağan Irmak’ın “Babam ve oğlum” filminin final sahnesi gelir aklıma. Sarılmak, kucaklaşmak, musafaha yapmak bizim kültürümüzde var, sıcak insanlarız ama şöyle yürekten sarılmalar, candan kucaklaşmalar da azaldı. Başta bu hormon, bizim için çalışan tüm biyolojik-lojistik ekipmanın düşmanı stres, sevgisizlik ve samimiyetsizlik. Onları bloke eden bu 3S hayatımızdan çıkarsa kim tutar bizi? Bu yazıyı yazmama, bir sürü yeni bilgi öğrenmeme neden olan kızıma teşekkür ediyorum, gideyim oksitoksi diyerek kocaman bir sarılayım hemen…
11 Haziran 2017, 02:41
Oksitoksi ne güzel de uymuş.
Yazınız çok keyifliydi.
Teşekkürler…
11 Haziran 2017, 02:52
Sarılmalarınız daim olsun canım ,oksitoksi salgın gibi yayılsın diliyorum 🙂
11 Haziran 2017, 02:54
Yazının tüm telif hakkını kızlarıma veriyorum! Çocuklarımız, sevdiklerimiz hep şükür sebebimiz. Teşekkür ediyorum, selamlar..
11 Haziran 2017, 02:56
Hepimizin olsun Hatice Hanım, sağolun.. Salgın da çok iyi bir dilek, kaleminize sağlık..Sevgiler..
11 Haziran 2017, 13:31
Oksitoksi diyorum ve sabah ilk iş gidip kızıma sarılıyorum.:)
11 Haziran 2017, 13:32
Ben hormonun adının bu olduğunu bilmeden, adını şarj olma koymuştum. Eşime hadi şarj olalaım diye sarılıyorum 🙂 Dikişe, tığa güzel dileklerle sarılıyorum.. Demek ki doğru yoldaymışım
Sevgiler bol kucaklama benden
11 Haziran 2017, 13:32
Aslında öyle çok ki oksitosin kaynakları. Evlatlarımız başta olmak üzere bir çiçek,bir kelebek,iğnenin ucundaki nakış,yapraktaki çiy,ırmağın yeşili,denizin mavisi içimizi sevinçle ve sevgiyle doldurmuyor mu?.. Evet, Rabbimiz dünyaya oksitosin salgını versin.
11 Haziran 2017, 13:38
Güne en iyi başlangıç, hatta zamansız başlangıç gibi bir şey sıkıldın, daraldın gidilecek en yakın ve sıcak yer bu kucaklaşmalar.. Sevdiklerimizie bol kucaklaşmalı günler..
11 Haziran 2017, 13:42
Şarj olmak çok doğru tesbit, yenilenmenin en keyifli yolu. Neyleyim dünya benim olsa şarj olduğum, sarıldığım sevdiğim olmayınca:)
Benden de sevgi dolu bir kucaklama..
11 Haziran 2017, 13:47
Dediklerinizin hepsi gerçek bir kaynak, ferahlanmayı, ısınmayı bekleyen ruhlarımız için. Dünyayı bu gözle görmek için tefekkürü daha sık yapmalıyız sanırım. Sevdiklerimizle de bazen aşinalık yaşıyoruz, oysa çocuğumuz ya da sevdiğimiz hep ilk heyecanını beklemiyor mu? Ben bekliyorum… Duanıza da gür bir sesle aminn diyorum. Sevgiyle de kucaklıyorum..
11 Haziran 2017, 21:27
Acaba bu görmekle de oluyor mu? Nerede bir hayvan görsem yüzümde bir tebessüm oluşuyor. Onların hareketlerini, hoplayıp zıplamalarını seyretmek bana mutluluk veriyor. İnsana enerji veriyorlar.
11 Haziran 2017, 21:30
Görmek, işitmek de buna dahildir tahmin ediyorum, yeni doğmuş bebeğin annenin sesine ve kokusuna verdiği tepkiler en güzel örnek. Öğrendikçe insanın hayreti artıyor, tam tefekkürlük yaratmış Allah bizi. Her yer ayrı mucize..
12 Haziran 2017, 01:40
Oksitosin hormonunu bol bol salgılamamız dileğiyle.Uzak doğuda da sarılmanın insanın ömrünü bir gün daha uzatılacağına dair bir inanış var.Sarılmak serbest :))
12 Haziran 2017, 01:40
Oksitoksi süper parola. Eksikliğinde hasta olma nedeni. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
12 Haziran 2017, 13:28
Güzel dilek, katılıyorum. Bir nefes, bir dokunuş bu sevgi illa gösterilecek..
12 Haziran 2017, 13:29
Ne kadar şunu yerseniz bunu yaparsanız deseler de, bunu tek yolu sevgini göstermek. Hapla tabletle aslı gibi olmayan tek şey..
12 Haziran 2017, 21:44
Vücut,vücut değil sırf mutluluk,coşku deposu mübarek..Yeter ki bu hormonları harekete geçirmeyi bilsin insan 🙂
13 Haziran 2017, 00:31
Büyük bir keşif. Sizi gidi kaşifler sizi; siz mevcut durumu değiştirmeye kalkarsınız ha! 🙂
13 Haziran 2017, 00:35
Mutluluk, coşku deposu olduğu, mübarek olduğu hepsi doğru. Biz tembeliz biraz belki, kıymet bilmiyoruz. Öğrendikçe şükrüm artıyor, Allah'ım bize neler vermişsin kullanalım diye, şükürler olsun diyorum..
13 Haziran 2017, 00:38
Bir keşif olduğu doğru ama mevcut durumu değiştirmek yok aslında, kendini tanımak başta Allah'ım ne güzel yaratmışsın diyerek kulluğu, verilenleri en iyi değerlendirmek lazım diyerek de insani tarafımızı geliştiriyor. Daha ne olsun?
14 Haziran 2017, 12:53
Oksitoksi hormonu evlatlarimiza sarildigimizda degil boyle guzel bir yazi okudugumuzda da artiyor. Harika bir yazi. Hormonlarimizin evlatlarimizla costugunu biliyordumda adini bilmiyordum… Tesekkurler guzel bilgiler icin
14 Haziran 2017, 12:57
Benim de coşku ve mutluluğa neden olan bu hormonun varlığını araştırıp, öğrenmem kızım sayesinde oldu. Teşekkür ediyorum, ben de bol oksitoksinli günler diliyorum. Selamlar..
14 Haziran 2017, 13:07
Serpil Hanım blogunuzu mail ile takibe aldım ama sayfa içerisine blogger takip bölümünü de yerleştirirseniz ilk anda görüp tıklamak daha pratik geliyor okuyucuya. Eklerseniz, yazılarınız hemen sayfamıza düşer. Teşekkürler..
15 Haziran 2017, 00:04
Değil mi?Aslında şükredecek ne çok şeye sahibiz.
15 Haziran 2017, 00:17
Eyvallah… Öyleyiz, şükürler olsun.