Sığacık Ege’de yeni bir Alaçatı mı olur mu? Olmasın… Sakin, sessiz öylece kalsın. Zaten sakin şehir/citta slow olmuş bir yer, ne hızını arttırsın ne de gürültüsünü. Sığacık gezi rehberi deyince hemen aklıma beyaz badanalı Ege evleri, mahalle içine karışmış samimi pansiyonlar, sıcak kanlı, misafirperver yöre insanı, hafif esintiyle her yeri dolaşan deniz kokusu geliyor. Henüz profesyonel işletmeciler yok, hala organik ve yöresel bir yer Sığacık. Ancak kabul etmek lazım, turizmin parladığı hiç bir yer sakin kalamıyor bizde.
Ata Demirer’in Olanlar Oldu filmi bu evde çekilmiş.
Sığacık dizi ve filmlerle ün yaptı
Fotoğraftaki pansiyon Ata Demirer’in Sığacık’ta çektiği Olanlar Oldu filminin geçtiği mekan. Çok şirin bir pansiyon, daha oraya varmadan evinin önünde oturan yaşlı amca eliyle gösterip, “Te burada Ata Demirer film çekti.” diyerek hemen tanıtımını yaptı. Sığacık’ta yıllar önce Kavak Yelleri dizisi de çekilmişti, o dizinin de ilçenin tanıtımına büyük katkısı oldu. Olanlar Oldu filmi Kale içi, liman ve denizde yapılan çekimleriyle Sığacık nasıl bir yer sorusuna cevap veriyor. İşte kısacık Sığacık turu için fragman.
Sığacık adını yüzyıllar önce fırtınadan buraya sığınan denizciler koymuş, limanın hemen yanındaki kale ise 16. yy’da Piri Reis zamanında yapılmış bir Osmanlı Kalesi. Hemen yanı başında ise 500 yat barındırma kapasiteli Teos Marina var. Sığacık Kalesi içinde hafta sonu organik pazar kuruluyor, yöresel lezzetler, el sanatları hepsi yöre insanının elinden çıkma. Sarması, böreği, ev baklavası, oyası herkesin el emeği tezgaha diziliyor. Liman çevresi de balıkçı lokantaları, çay bahçeleri ve pansiyonlarla çevrili.
Sığacık’ta tatil
Sığacık’ta ne yenir? sorusuna, en başta deniz ürünleri yenir cevabı uygun düşer. Liman çevresindeki irili ufaklı restoranlar kadar, küçük salaş yerler hatta balık lokantası olarak hizmet veren teknelerde de karnınızı doyurabilirsiniz. Balık sevmem diyorsanız, kaldığınız pansiyonda kabak çiçeği dolması, yaprak sarması, ege otları, zeytinyağlılar, el açması börek ve baklavaya kadar geniş bir menü bulmanız mümkün. En güzeli, en doğalı yöre mutfağı…
Sığacık’ta nerede kalınır derseniz, burada 5 yıldızlı otel yok. Olmasın… Birkaç tane otel var ama konaklamada en çok tercih edilen ailelerin işlettiği pansiyonlar. Seferihisar Belediyesi iyi çalışıyor, sakin şehir/citta slow beldesi olduğu için de burada turizmde bilinçli bir ilerleme var, umarım öyle de devam eder. Ege evlerinde konaklamak hem keyifli hem hesaplı olabilir.
Begonvil Sokağı hikayelerinde Pembe Teyzenin Pansiyonu böyle bir ortamın hikayesi, dilerseniz okuyabilirsiniz. Bir küçük anı anlatayım, bir süre önce bir mail aldım, “Blogunuzda yazdığınız Pembe Teyze’nin Pansiyonunun adresini verebilir misiniz, gitmek istiyoruz.” Çok sevindim tabi:) Ben de dedim ki, orası benim yazdığım hikayede geçen bir yer ama Sığacık’ta bütün işletmeler hemen hemen o kadar sıcak ve samimidir.
İzmir çok sıcak ama olsun
Tatil dediğin sokaklarda dolaşıp keyif aldığın, yeni insanlara merhaba dediğin mekanlarda olur. Bir yere takılmak ve tıkılmak hissi olmamalı bana göre. Sokaklarda gezmek keyifli ama tatile geldiniz, Sığacık’ta nerede denize girilir? Baştan söyleyeyim burada deniz soğuk, deniz altı kaynak suları sebebiyle Seferihisar’ın her beldesinde deniz suları serin. Sığacık’tan 3 km uzaklıkta Akkum plajı var, kalabalık istemiyorum derseniz daha sakin Akarca plajı var.
Aracınızla ya da dolmuşla bahçe aralarından ulaşıp tam anlamıyla kızgın kumlardan serin sulara atlayabilirsiniz. Hatta suyu bazen o kadar soğuk olur ki, coss sesi çıkacak sanır insan. İzmir sıcağında çok iyi gelir ama, kısa sürede alışır, denizden dinlenmiş ve hafiflemiş çıkarsınız. Sığacık gezi rehberi notlarınıza en çok mavi bayraklı halk plajları bu beldede, güvenle denize girilir yazabilirsiniz.
Bahçelere de gitmeli…
Seferihisar İzmir’e 45 km uzaklıkta, aracınızla ya da toplu taşımla ulaşım gayet kolay, yollar güzel. Sığacık’a gelmek için anayoldan sağa sapıp mandalina bahçeleri, bağlar, mis gibi Ege kokan yerlerden geçiyorsunuz. Üzüm, mandalina, zeytinin memleketi buralar. Yazları ayrı güzel baharı ayrı güzel. Farklı lezzetler neler derseniz eğer, Marlenka pastası ilk burada yedim. Ama doğma büyüme İzmirli olarak ben keşfetmedim burasını, Çekergezer‘in keyifli instagram paylaşımlarından haberim oldu. Onun kadrajından Sığacık burada.
Yöreye özgü değil ama yolunuz düşerse Sığacık meydanda N7k Kafe‘de bu lezzeti ve keçi sütünden yapılan dondurmalarını deneyin lütfen. (Marlenka üstü dondurma mı? Aynısını söyledim işletmeci hanıma:) Ermeni mutfağından bir Slav pastası marlenka bolca ceviz, bal, karamel ve sütten yapılıyor, hiç katkı maddesi yok, sıcak tüketiliyor. Kıvamını tutturmak zor, en iyi lezzeti ithal edilen orijinal Marlenka pastasında imiş. Söz tatlıdan açılmışken yazın kavunlu, incirli ya da sakızlı organik dondurma yemek de Sığacık’ta yapmadan dönme listesinde. İlla ki dondurmayı şerbetli tatlı ile yemek isteyenler, fırınlarda tepsi boyu teyze baklavaları var.
Günlük tekne turları ile koy gezmesi
Sığacık’ta marinaya bağlı tekneler sahiplerini bekliyor ama limandan sezonda günübirlik turlarla koyları gezip, yüzebilir, yemek dahil bu gezi programlarıyla güzel bir tatil de geçirirsiniz. Hatta Yunan Adaları’na da seferler var.
Begonvilli sokakları dolaşırken kendimi enerjik ve iyi hissettiğim için burası Begonvil Sokağı. Benden size de geçsin güzel hissettiğim ne varsa…
31 Mayıs 2017, 21:28
Ege ve oradaki tek bir yerin adını dahi anmak istemiyorum.
Sanki başka güzellik yokmuş gibi ille oralar belleniyor. Ve bu belleniş tümden zarar veriyor. Çok da yazdım bu konuda. Çeşme ne hale geldi son on yıldır mesela. Oysa nasıl sakindi.
Kazlar vardı bizim köyle. Trafikten gezemez oldular ortada.Bildiğiniz trafik ışıkları çalışıyor artık. Ciddi trafik var. Her yer kent mi olacak? İzmirliler de çok suçlu. Artık “İzzmmiiirr” demek yerinme “İzmir soluk alamıyor” deyip şu anki durumunu haykırsınlar.İzmir’i İzmir yapanın bu ad değil biraz da zihniyet, yaklaşım , bakış açısı olduğunu ve bunlar başka yerlerde de gelişirse oraların da İzmir’den aşağı kalmayacağını söylesinler. Bunları söylemekten dilimde tüy bitiyor. Ve İzmirliler’in kimisi anlamıyor onların iyiliğine olduğunu ve veryansın ediyor. Etsinler. Doğrusunu ben yapıyorum sonuçta
O yüzden artık Çeşme’den” öte uç” diye bahsediyorum.
31 Mayıs 2017, 21:40
İzmir'de doğup, büyüdüm, çocukluğum hatta bebekliğimden itibaren yazlarım Urla'da geçti. Annemle bahçelere gider, dalından kopardıklarımızı tarttırır alırdık, şimdi her yer site oldu. Adı villa üst üste iki kutu, burun buruna yazlık yaşamı. Kim kime dum duma olmak da cabası. Çeşme'ye de bugünkü popüleritesini veren İstanbul ve Ankaralılar, onların içinde de hız, trend, ın-out meraklıları var, belki de çoğunlukta. Kaz Dağları tarafına gittiniz mi? Bir umut-merak gittiğimde gördüğüm betonlaşma karşısında sadece yuh demiştim, bu kadar da olmaz. İzmir kıyı şeridi ve yazlık potansiyeli ile özgün bir yer, bunun değerini biliyor mu, hayır. Ben kendi gözümün önünde olanlardan, Urla Belediyesi nin bir belediye nasıl az ve ağır hizmet verir bunu gösterdiği somut çalışmalarından biliyorum. Ben küsemem, memleketim, ben İstanbul'a da küsemem sevmişim bir kere. Ha kendi üzerime düşeni yapar mıyım, eyvallah. Dilekça yazıp, imza topladığım, fen işlerini arayıp fırça çektiğim de olmuştur, olacak da. Yurdumun her yeri güzel, bir de kıymet bilsek.
31 Mayıs 2017, 23:44
Çok güzel olmuş
31 Mayıs 2017, 23:44
Ne kadar, huzurlu iç açıcı bir yer. İnsallah birgün gidebilirim 🙂 tatlilarinida ayrica merak ettim, nasılda keyifli olurdu💕 🙈
31 Mayıs 2017, 23:44
En önemli Dionysos tapınağı varmış bir zamanlar. Şimdi, alınlik kısımları İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor. Bu şehirde bir zamanlar dönemin ünlü sanatçıları yaşarmış. Bir nevi Hollywood.
Sakin şehrin bugünlerde en çok lezzetli yemekleri konuşuluyor.
Aynı zamanda Çağan Irmak'ında büyüdüğü yer.
Mandalina zamanı festival yapılır.
Bana göre yerellikle modernizm arasında kalmış bir şehircik. Kız kardeşim 6sene önce orada yaşadı. Ulaşım çok sıkıciydı. Ben her giderken söylenirdim.
31 Mayıs 2017, 23:51
Ege iyidir, güzeldir. Her göz farklı şeyler yakalıyor, yerinde yaşamak lazım. Selamlar..
31 Mayıs 2017, 23:54
Deniz varsa, bozulmamış kıyı varsa biraz gerilerde bağ bahçe de varsa huzur olmaz mı? Ege'yi karışlamak lazım, yurdun her yeri gibi. Tatlılara gelince yöre teyzeleri maharetli, sokak arasında bir fırında ev baklavası ile bakıştık bir süre..
1 Haziran 2017, 00:00
Tarihi kalıntılar Teos'ta, benzer bir yazımda söz etmiştim. Eskiden harapmış, şimdi daha derli toplu geöen yıllarda gezdim oraları. Culinary turizm denilen yemek kültürü cazibe unsuru olarak öne çıkıyor artık, hak eden yerler var. Buraları zaten Ürkmez, Özdere, Gümüldür boyunca İzmir mandalinası kaynağı yerler ama maalesef çaktırmadan o bahçelerden de kırpıp imara açıyorlar. Bir Çeşmealtı'na göre daha kasaba daha Ege tadında bir yer. Yollar yenilenmiş, sıkıcılığı azalmış. İyot kokusunu alan duramaz bu zamanlar..
1 Haziran 2017, 12:43
Kıymet bilme ve değer verme kültürünü ne zaman edineceğiz acaba?
1 Haziran 2017, 14:32
Derin soru, doğayı koruma,imar yanlışlıklarından daha derin bir soru. Şehircilik ya da doğaya zarar verme konusu, bir yansıma. İnsana değer vermeyen, egoya dayalı yaşayan zihniyetler varsa her yerde bir aksaklık olur. Ben üzerime düşeni yaparım, olandan da yaşanmışlık hissemi alarak keyfini çıkarmak isterim. Birçok yere göre Sığacık şimdilik daha doğal..
1 Haziran 2017, 15:12
İade-i ziyaret ve güzel bir blogla tanışma!
Evet böyle saklı kalmış cennetler çekilen güzel filmlerle tanınıyor. Ama bu iyi mi oluyor kötü mü bilemedim ben de. Harika bir yermiş. Gerçekten de çok güzel kareler yakalamışsın çok sevdim yazını ne kadar içten ve samimisin 🙂
Bu arada instagram, pinterest, facebook, g+ hepsinden takibe başladım 🙂 Seni de beklerim 🙂
1 Haziran 2017, 15:12
instagram'dan takip edemedim. Bir sorun mu var? 🙁
1 Haziran 2017, 15:20
Memnun oldum, hoşgeldiniz.. Filmlerle duyurulan yerler yavaş yavaş saklı olmaktan çıkıyor tabi, bir de popüler bir yanı olmayan yerlere de çok yönelmiyor sinemacılar, en azından potansiyeli yüksek olmalı.. Yazmayı seven, iletişimci ama asosyalmedya bir blogerım. Begonvilsokağı için kendimi revize ediyorum azıcık. Fotoğraf çekmeyi seviyorum, instagramı da aktif kullanmaya çalışıyorum ama şu sıralar dondurdum. Sevgilerimle…
1 Haziran 2017, 15:22
Bir süre off oldum.. Dönünce orada da takip etmek isterim, görüşmek üzere..
3 Haziran 2017, 02:02
Babamın memleketi,memleketimiz çok severim..Pazarına bayılıyorum.İnşallah Sığacık'ı ve bunun gibi güzel yerleri de Çeşme'ye benzetmezler.
Sevgiler
3 Haziran 2017, 02:02
Nasil güzel bir yer bayildim. Tam tatil yapilacak yer sakin sakin. Umarim hep böyle kalir.
3 Haziran 2017, 02:06
Daha bile doğal kalabilir, yer yer beton yapılaşmalar var. Ne panayır havasında ne de betona boğulmuş olduğu gibi kalsın, güzelliği orada zaten. Çeşme gibi yerler pop star havasında, halk modunda yerler seviyorum ben de. Sevgiler..
3 Haziran 2017, 02:12
Burası biraz da sakin şehir listesinde olduğu için böyle galiba, bir takım yönlendirmeler oluyordur belki de. Bence de böyle kalsın, sakin sakin..
20 Temmuz 2017, 12:14
Sığacık mis gibi koyları olan küçük kasaba. Mavinin canlılığı, güneşin parlaklığıyla birleşince geç keşfettiğine pişman oluyor insan. Bu mevsimde suyu epey soğuk olsa da kafa dinlemek, sevgilinizle/eşinizle başbaşa kalmak için ideal sakinlikte bir yer olduğu kesin. İnsanda, gözünü kapatıp huzuru ararken bir yandan gözünü açıp daha çok bakmalıyım hissi uyandırıyor.
20 Temmuz 2017, 12:30
Umarım Alaçatı gibi olmaz, pansiyon sahipleri hep sandalyelerini kapının önüne atıp otursun, müzik seslerine, aşırı kalabalığa boğulmasın. Denizi soğuk ama temiz ve berrak. Burada konaklayıp yakın çevre gezileri ile keyifli bir Ege tatili yapabilir dileyen herkes. Yorumunuz için teşekkür ediyorum..
3 Eylül 2017, 12:17
Sığacığı çok severim
her yaz mutlaka 1 günlüğüne de olsa giderim
ne güzel anlatmışsın
fotoğraflar da iç açıcı
yüreğine sağlık
sevgiler
3 Eylül 2017, 12:25
Ben de her yaz uğrar oldum, her yıl daha bir değişiyor. Bu değişimin popüler yazlık yerler havasında olmasını istemiyorum açıkçası, bazı yerler öyle küçük sahil kasabası kalsın. Teşekkür ederim, sevgilerimle..
30 Mayıs 2020, 21:52
Sanki ege dizisi film platosu gibi görünüyor gerçekten de. Böyle bir yerin varlığı sevindirici ama popüler olup özünü kaybetmez inşallah. Bu yıl korona sonrası rağbet artacağa benziyor butik tatillere.
Geç kalmışım okumakta, instagram hatırlatmaları çok iyi oluyor. Bu butik gezi yazılarını kaçırmamış olıyoruz 😉👏🏻
31 Mayıs 2020, 11:10
Bence de pansiyon, apart, butik otel çok rağbet görecek bu yıl. Zaten her şey dahil, açık büfe hiç bana hitap etmemiştir, koloni gibi tatil mi olur da:) Konfor, rahatlık olsun ama çılgın kalabalıkla beraber ıııhh. Sığacık içinde çok şirin pansiyon, butik oteller yapıldı. Yerli halktan Alaçatı gibi olmaya özenenler olabilir, tatlı bir gelir kaynağı ama amatör kalmak güzeldir aslında. Aklıma düşenleri güncelleyip sayfaya yapıştırıyorum. İzmir’e gelirsen Begonvil Tur dışında yer tavsiye etmem;)
4 Haziran 2020, 12:06
Sıcacık bir yazı olmuş, çiçek kokuları eşliğinde gezdiğim o zamana döndüm resmen. 🙂 Çok selamlar efenim
4 Haziran 2020, 13:13
Çok memnun oldum.. Kalabalıklar başlamadan çiçek kokusu, kuş sesi garanti:) Geç kalmadan gitmek lazım..
Bir ara sizin sitede tadilat vardı sanırım, yeni yazı var mı diye girmiştim. Yeni hali hayırlı olsun. Bir sürü içerik gelmiş, sırayla okumalı hemen.
Çok selam ediyorum..