İstanbul’da gezilecek, görülecek çok yer var. Hafta sonu planı için sıraya konsa yıl sürer, avm gezisi ile gün bitirmek zarar bu şehirde. İstanbul’a çıkın, soluklanın… Hiç umulmadık sürprizler, iyi ki gelmişim görmüşüm dedirten ortamlar hayli çok. Trafiğinden, kalabalığından, kaosundan şikayet etsek de vazgeçemiyoruz işte. İstanbul, her haliyle güzel, davetkar. Beni keşfedin, rahatlayın, sıra dışı bir şeyler yapmak için bile, benimle sıradan bir gün geçirin yeter der sanki… Pierre Loti Tepesi meşhur noktalardan biridir ama aslının Rabia Hatun Kahvesi olduğunu çoğu kişi bilmez. Hikayesi burada…
Kutsal emanetler Mimar Sinan ile yerini bulmuş…
Alışveriş merkezine gitmeyin bir işiniz yoksa, günlerden keşif günü olsun bugün. İstanbul’da yaşıyorsanız ya da buradaysanız şimdi, kaçırmayın sıradan gibi görünen İstanbul gezmelerini. Tarihi yarımadaya atın kendinizi, metroyla, vapurla, arabayla ama çokça da yürüyerek. Tadını çıkartın geçmişimizin, tadını çıkartın dünya kalabalığının hayran ve meraklı bakışlarıyla süzdüğü değerlerimizin.
Sultanahmet Camii ile Küçük Ayasofya Camii arasında Kadırga yokuşunda, Mimar Sinan’ın en güzel eserlerinden biri sayılan Sokollu Mehmet Paşa Camii yukarıdaki dizeleri okuyup soluklanacağınız bir yerde duruyor. Haşmetine, üzerindeki emanetlere yakışır bir mütevazilik içinde bekliyor…
1571’de inşa edilen caminin en önemli özelliklerinden biri, farklı yerlerinde bulunan Hacer-ül Esved taşının parçaları. Ecdadımızın, Kabe’nin onarımı esnasında Hacer-ül Esved taşının kırılan parçalarından birkaç tanesini buraya getirmesiyle bu güzel emanetler yerini bulmuş. Mimar Sinan, caminin giriş kapısı üzerine, mihrabın üst kısmına, minbere ve minber kubbesinin altına yaklaşık bir santimetre çapındaki Hacer-ül Esved taşlarından dört parçasını yerleştirir.
Bu parçalardan diğer ikisi, Süleymaniye Külliyesi içinde Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nde ve Edirne Eski Cami’de bulunuyor. Sokollu Mehmet Paşa Camii, eşsiz İznik çinileri ve kalem işleriyle, aydınlatma ve ses düzenindeki ahengiyle ustası Mimar Sinan’ın asırlara meydan okuyan sanatını anlatıyor.
Buralar sayısız kere keşifler için bizleri bekliyor, dalgın dalgın yürüseniz bile insana iyi geliyor. Camiler diyarı gibi, ruhunuz bayram ediyor. Dünyanın dört bir yanından gelen insan kalabalığı ile müthiş bir enerjisi de var. Hem maddem hem maneviyatım nefes alsın diyorsanız, İstanbul’a çıkın, soluklanın…
6 Şubat 2016, 19:11
Nasıl da kıymetli bir paylaşım. İstanbul'daydım ama ne yazık ki bunların hiçbirini yaşayamadım. Torun bana emanet,hava soğuk.metrobüsler tıklım tıklım,Hande'm hemen hastalanmaya hazır. Beylikdüzü desen İstanbul mu acaba?
Ve işte yine Ünye'deyim. Yaşanamamış bir İstanbul yüreğimde, şiirleri şarkıları dilimde. Sağlık olsun. Bir başka baharda buluşmak dileğiyle İstanbul…
6 Şubat 2016, 19:58
Sevgili Bir Tatlı Huzur, bir daha İstanbul'a geldiğinizde bu geziyi birlikte yapalım inşaallah…Çok mutlu olurum.İnanın İstanbul'da yaşayıp bu tür keşiflere, gezilere zaman ayıramayan o kadar çok kişi var ki .Ama arkadaş, dost ziyaretleri ve birlikte yapılan programlar hem vesile oluyor hem de tadı bir başka oluyor.Hayırlı yeni bir okul dönemi diliyorum, sevgiler..